NLP

Bu kavram Turkceye sinir dili programlaması olarak cevrilmiştir. Cok etkili bir kavram olduğu soylenmektedir. Amerika ve Avrupada zaten cok yaygın olan bu kavram ulkemizde de yeni yeni etkisini gostermeye başlamıştır. Terim olarak ise anlamı;

Her gun her insanın yaptığı veya yapmaya calıştığı basit veya karmaşık tum pozitif davranışlarla, guclu ic ve dış iletişimlerin bir sistem haline getirilmesidir. Yani, tum sorunların ustesinden gelebilmek icin kesin ve kolay uygulanabilir cozumlerin bulunması, bu sayede zihnin kontrol altında tutulabilmesidir.

NLPnin en guzel tarafı, isteklerimizi dışarıdan herhangi bir yardım olmadan tamamen icimizdeki kaynaklar yardımıyla gercekleştirebilmemiz bu sayede tum duşunce ve davranışlarımızı değiştirerek başarıya cok kısa bir surede ulaşabilmemizdir. Burada "imkansız" kelimesine yer yoktur. Olmasını istediğiniz, hayal ettiğiniz her şey gunun birinde mutlaka gercekleşir.

Kişinin NLP, sayede kendisiyle barışık olması, kendisini daha iyi tanıması, cevresindekilerle daha iyi iletişim kurmasına sebep olacak, dolayısıyla kişi veya kurumların hedefleri doğrultusunda, karşısındakini etkileme gucu ortaya cıkacaktır.

Kişinin yaptığı ve başardığı şeyler, kendisini nasıl hissettiği ile doğru orantılıdır. Bu noktada NLP bize, kendimizi nasıl hissedeceğimizi secmeyi oğretir. Hayatımızı kontrol altında tutmayı ve bu sayede elde edeceğimiz başarıları, beraberinde gelen mutlulukları anlatır. Kişilerin fiziksel durumları onemli değildir. Burada benim aklıma Metin Şenturk orneği geldi. Hayata karanlık gozlerle bakmasına rağmen her zaman hayat dolu ve neşelidir. Zaten onemli olan da durum ve şartlar ne olursa olsun daima pozitif ve iyimser olmak değil midir? Bence bu durumdan bir cok kişinin ders alması gerekir. Cunku insanları mutlu etmek biraz zordur. Hep bir şeylere isyan ederler, ellerindeki olanakların kıymetini bilmezler, kotumserdirler. İşte bu noktada NLP mukemmel bir ilactır.

NLPye gore, insan hayatında 5 temel değer vardır ve bu değerlerin sırası kişiden kişiye farklılık gosterir. Bilmek, olmak, yapmak, yakın olmak ve sahip olmak. Bunlar bize kişinin yaşamı hakkında oldukca guvenilir bilgiler verir. Yapmak değerini, on planda tutan insanlar once eyleme gecer, sonra duşunurler. Duşunulmeden yapılan hareketlerin de sonu coğu zaman husrandır. Sahip olmak değeri once gelen insanlar, her zaman bir şeyleri elde etmek icin caba harcarlar. Bu tur insanlar, istekleri hemen gercekleşmezse mutsuz olurlar. Bu yuzden uzun vadeli planlar yapmak onlar icin cok zordur. Bilmek değeri, kişi icin en onde geliyorsa, bir davranış hakkında her şeyi bilmeden o davranışı yapmak istemez.

Orneğin bir avukat, muvekkilini savunmadan once onun hakkındaki detaylı bir araştırma yapmak ister. En ince ayrıntılarına kadar her şeyi bilmelidir. Bu noktada avukatın en onemli değeri bilmedir. Olmak değeri, bir insanın hayatında on planda geliyorsa bu tip insanlar başarılı olmak, mutlu olmak ... vs gibi hayal ettikleri şeyleri olmasını isterler. Onlar icin olmak, yapmaktan daha onemlidir. Yakın olmak değeri ise, ilişkilerle ilgilidir. Cevre faktoru burada on plandadır. Belki başarıyı yakalayabilirler ama bence mutsuzdurlar. Cunku kendi istekleri gibi ozgurce değil de, başkalarının isteklerine gore yaşarlar. Evet bazen cevre faktorunu goz onunde bulundurmak gerekir fakat bu surekli tekrarlandığında birey kendi hissettiklerini arka plana atmak zorunda kalır. Başkalarının his ve duygularıyla hareket etmeye calışır.

Bir olayı, bazı kişiler goruntu, bazıları ses, bazıları duygu ya da vucut hisleri, bazıları da koku ve tatlar ile canlandırır. NLPye gore bunlar birbirinden farklı sistemlerdir. Kişilerdeki bu canlandırma seslerini bulmak hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de onların problemlerini cozmemize yardımcı olur. Kişilerin kullandığı tiplerden bir tanesi gorsel tiplerdir. Bu tip bir temsil sisteminde, kelimeler ve mecazlar gorsel ağırlıklıdır. Daha cok "gorduğunuz gibi, goz gore gore, her şeyi goze almak, goze hoş gorunmek"... gibi gorsel mecazlardan yararlanırlar. Havaya bakarak konuşmak bir diğer ozellikleridir. Diğer bir temsil sistemi işitsel tiplerdir. Bu tip kişiler bir şeyi duşunurken kulak hizasına doğru bakarlar. Sozel şeylere daha cok tepki verirler. Bu yuzden etkileyici kelimelerle onları ikna etmek cok kolaydır. Bu tip kişiler, "ayrı telden calmak, kulakları tırmalamak, kulağa hoş gelmek, bir kulağından girip oburunden cıkmak"... gibi mecazları sıklıkla kullanırlar. Bir de dokunsal ve hissel tipte kişiler vardır. Bu kişiler bir şeyi duşunurken, sağ alta bakarlar. Monoton bir tarzda konuşurlar. Bu yuzden de gorsel bir insanla anlaşmaları oldukca zordur. "Sırtımda cok buyuk bir ağrı var, gururuna dokunmak, soğuk insan..." gibi mecazları cok kullanırlar. Aslında kişiler bu temsil sistemlerinin hepsini kullanmaktadırlar. Yalnızca, bunlardan birini ya da ikisini daha cok kullanmayı secerler.

Temsil sistemlerinin daha detaylısı olan alt sistemler oluşturulmuştur.

Bir resmin renkli ya da renksiz, hareketli ya da hareketsiz... olduğu gibi ayrıntılarına alt sistemler" denir. Orneğin gunumuzde uretilen diziler. Bir doneme damgasını vuran "Deli Yurek". Bu dizideki Miroğlu karakterinden etkilenen herkes sacını onun gibi kestirdi. Yuz ifadesini yuruyuşlerini konuşmasını taklit edenler coğaldı. Hatta bazıları bunlarla da yetinmeyip, bellerine oyuncak da olsa bir silah yerleştirdi. Artık herkes o karakteri oynamaya aday gibiydi. Kimse bu yapıtların topluma neler kazandırdığını hesaba katmadı. Ne kadar kotu bir ornek olduğu bu noktada pek de onemli değildi. Biz topluma eğitici, oğretici yapıtlar uretmedikce, sanırım bu şiddet yanlısı goruntuler surup gidecek.

Bu yuzden davranışlarımızı değiştirmeye, alt sistemlerimizi değiştirmekten başlamamız gerektiğini bilmemiz gerekir. Boylece olayları negatif değil, pozitif gormeye başlarız. Cokuntu yaşayan kişiler, coğunlukla dokunsal temsil sistemini kullanırlar. Cunku belli duygu ve beden duyumlarına takılmışlardır. Hayata yorgun ve bezgin gozlerle bakarlar. O halde sonuc olarak, eskimiş, sizi yoran, size yeni şeyler katmayan alt sistemlerinizi atın, onun yerine yepyeni size guc veren alt sistemler koyun. Kendinizi guzel hislerle motive edin.

NLPnın varsayımları arasında on temel madde vardır. Bunlardan birincisi, "iletişimin anlamı, alınan cevaptır." İletişimin etkisi, hedeflenen amaca gore elde edilen sonuclarla olculur. İletişiminiz ne kadar gelişmiş olursa olsun istediğiniz sonucu alamıyorsanız, iletişiminiz başarısız demektir. İkincisi, "Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece sonuclar vardır". Kişilerin başarısızlık diye adlandırdıkları her durum aslında kendilerine bir cok şey oğretmiştir. Bu bakış acısı ile olaya bakıldığında insanlar bunalıma girmekten kurtulur. hatta edindiği tecrubelerle hedefine doğru daha sağlam adımlarla ilerler. Ucuncusu, "insanlar, amaclarına ulaşmak icin gerekli kaynaklara sahiptirler". Kişiler coğunlukla ellerindeki kaynakların farkında bile değildirler. Yeter ki inandıkları, ulaşmak istedikleri bir hedefleri olsun. O zaman kendilerine problem edindikleri bir cok şey ortadan kalkacaktır. Dorduncusu, "Her davranışın altında pozitif bir amac yatar". Kişilerin davranışları olumsuz dahi olsa, amacın kendine gore pozitif olduğudur. Orneğin, her akşam evini bırakıp arkadaşlarıyla dışarı cıkan bir kişinin, bu davranışı olumsuzdur, fakat bu davranışın arkasında kendince pozitif bir amac yatar. Belki de ailesiyle istediği diyaloğu kuramamakta, bunu arkadaş ortamında aramaktadır. Beşincisi, "guc, amaclanan hedeflere ulaşabilmektir". Kişilerdeki guc, tum zorlukları aşıp istediği hedefe ulaşabilmektir. Bu hedef olumlu ise, ona erişebilmek icin icinizdeki o muthiş gucu acığa cıkarmaktır. Altıncısı, "insanlar, algılayabildikleri arasından en iyi seceneği secerler". Her insanın olayları algılama yeteneği farklı farklıdır. Herkes, kendisine gore en iyiyi secer. Yedincisi, "Harita, sahanın kendisi değildir". Kişiler hayatları boyunca karşılarına cıkan her şeye farklı pencerelerden bakarlar. Boyle olunca da herkes farklı bir yorum yapar. İyi bir iletişim icin once kendimizi karşımızdakinin yerine koymamız gerekir. Sekizincisi, "Her zaman bir secenek daha vardır". Hicbir şey son bir pano olarak değerlendirilmemelidir. En zor durumlarda bile mutlaka bir cozum yolu vardır. Dokuzuncusu "İnsan yaşantısının bir yapısı vardır". Bazı insanlar goruntulerle, bazıları seslerle, bazıları ise yoğun hislerle daha kolay motivasyon sağlarlar. Onemli olan hangi tetikleyicinin hangi duygu olduğunun sırasının bilinmesidir. Sonuncusu ise, "Bir insan bir işi başarabiliyorsa, bunu başkaları da yapabilir". Kişiler "o yaparsa ben de yaparım" mantığıyla olaylara yaklaşmalı ve asla vazgecmemelidirler.

İletişim, insan etkinliğinin en temel unsurudur. Karşınızdaki insanın ne duşunduğunu neler hissettiğini anlayabilirseniz, uyumlu ilişkiler kurabilirsiniz. NLP, iletişim tekniklerindeki sozcuklerin, soyleyiş tarzının ve vucut dilinin yanısıra, karşınızdaki kişinin duygu ve duşuncelerini anlamanın yollarını gostererek, iletişiminizin mukemmel olmasını sağlar.

Bazen, bazı durumlara saplanıp kaldığımızda ve olumsuz duygular icine girdiğimizde, yeniden cerceveleme bize farklı bakış acıları gosterir. Secenekler uretir ve yeni olasılıkları gundeme getirir. Yeniden cerceveleme, kotu bir olayın etkisini hemen atlatmamızı bu sayede hemen eyleme gecmemize yarayan cok onemli bir olaydır. Yeter ki biz sorunlarla boğuşmaktan vazgecip, asıl hedefimize doğru ilerlemek isteyelim.

Kişilerin istenmeyen davranışlarını değiştirip, istenilen davranışlar haline donuşturmelerine Swish Tekniği denir. Bu tekniğin en onemli ozelliği hızlı, guclu ve etkili olmasıdır. Ama oncelikle uygun zaman ve mekanın yanısıra değiştirmek istenen davranışların kesin olarak bilinmesi gerekir. Uygulama esnasında gozler kapalı tutulmalı ve bitinceye kadar acılmamalıdır.

Sonuc belirleme teknikleri vardır. Bu tekniklerden birincisi, kesin olmaktır. Yani tereddutlu kelimelerden uzak durmak. Ulaşılmak istenen hedefin bir cırpıda soylenebilmesi. Bu esnada duşunmeye yer olmamalı. İkincisi, "istenebilir olmalı". Yakın cevre tarafından istenmeyen bir hedef ileride sizi engelleyebilir. Ama careler tukenmez. Oyle değil mi? Azimli iseniz hem kendi hedefinizi hem de cevrenizin size sectiği hedefi rahatlıkla gercekleştirebilirsiniz. Ucuncusu, "Rehberiniz duyularınız olsun". Hedefinize ulaştığınızda neler goreceğinizi, neler hissedeceğinizi, neler duyacağınızı.... tespit etmeye calışın. Bu sayede hedefe daha cabuk ulaşılır. Dorduncusu, "Yararlı olsun". Ulaşmak istenen sonucun hem size hem de etrafınızdakilere faydalı olması oldukca onemlidir. Beşincisi, "Olumlu cumlelerle ifade edin". Beyninize kurduğunuz her cumle olumlu bir şekilde gitsin. Son olarak "kontrol sizde olsun". Hedefler secilirken imkansız olmamalıdır. Ulaşılabilir hedefler secilmelidir.

Başarıya giden yolda 4 formul! Karar verme, eyleme gec, sonucları değerlendir ve esnek ol.

Kişilerin ne istediğini bilmesi cok onemlidir. Belirlenen hedefin acık ve gozlenebilir olması karar verme aşamasını sona erdirir. Karar verilen hedefe eyleme gecmediğiniz surece ulaşamazsınız. Bu esnada da yapılması gereken her şey yapılmalıdır. Kac tane aşama varsa hepsi tek tek gecilmelidir. Hedefe ulaşıncaya kadar bircok kez sonuclar değerlendirilmeli ve hangi aşamada olunduğu tespit edilmelidir. Başarmak icin duyusal guclerin yanına ulaşma azmi de eklendiğinde ve ulaşılan sonuclarda değerlendirildiğinde zor olan kısım başarıyla gecilir.




Kaynak: DonusumSokagi