Kamu Duzenini Bozma ve Suc İşleme Olasılığı :

Ruh hastalarınınsuc işleme olasılığının, “normal” bilinen toplum kesiminkinden daha yuksek olduğu kanıtlanmamıştır.Ancak ruh hastalarında sucluluk oranı yuksek olmasa bile, ruhsal bozukluk sırasında suc işlenmesi ozellik taşır.Hastanın işlediği sucun yasal ve insancıl yonlerden iyi değerlendirilmesi ve hastayı başka tur suclulardan ayırt etmek gerekir.Yasaya gore ağır bir ruhsal bozukluk gecirmekte iken ya da ağır bir ruhsal bozukluk nedeniyle suc işleyen kişi ceza yerine tedavi gormelidir.Bircok Batı ulkesinde, bir ruh hastası, hekim raporu ve mahkeme kararı ile bir sure zorunlu olarak hastaneye yatırılabilmektedir.

Daha once de belirttiğimiz gibi, ruh hastaları arasındaki suc işleme oranının “normal” olarak bilinen kişiler arasındaki suc işleme oranından belirgin derecede yuksek olduğu gosterilememiştir.Ozellikle cinayete ve suca neden olan ozgul bir ruhsal bozukluk yoktur.Ancak şizofreni, paranoid psikoz, mani nobeti, epileptik psikoz, geri zekalılık ve bunama gibi ruhsal bozukluklarda seyrek de olsa ağır ya da hafif suc eylemleri gorulebilir.

Yasal acıdan akıl hastalığı nedeniyle bir kişinin işlediği suctan sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi onem taşır.Yasa, bu değerlendirmeyi psikiyatriye ve adli tıbba bırakmıştır.Sucu işleyen kişinin, suc işlediği sırda ağır bir psikoz icinde olduğu, yani bilişsel yetilerinin, duygusal tepkileri ve hareketlerinin ileri derecede bozulmuş olduğu saptanırsa, yasal acıdan bu kişi işlediği suctan sorumlu olmayacak ve tam iyleşme olduğunu bildiren bir rapor duzenleninceye kadar hastaneden cıkmayacaktır.

Turk Ceza Kanunu’nun bu konu ile ilgili maddeleri Madde 46, 47 ve 48’dir. T.C.K.’nın 46. Maddesinde sozu edilen kişinin “Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini tamamen kaldıracak surette akıl hastalığı” durumunda davranış bilincli denetimin etkisinden cıkmış; kişinin istencli ve mantıksal “harekatı” kalmamış; eylemleri denetimsiz durtusel nitelik kazanmıştır.Boyle bir bozulma, bunamalarda, ağır şizofrenik ve paranoid bozukluklarda, manik taşkınlık nobetinde, epileptik psikozlarda, ağır geri zekalılıkta ve toksik maddelerin etkisi altında ortaya cıkabilir.Boyle bir hastada T.C.K.’nın 46. Maddesine gore kadar verilir.
Yasanın bu maddesi hastanın işlediği sucun anlam ve sonuclarını kavrama ve yargılama yetisini yitirmiş olduğunu kabul etmekte ve hastaya ceza sorumluluğu tanımamaktadır.

Boyle bir hasta T.C.K.’nun 12. maddesi uyarınca iyileşinceye dek idam edilemez.

47. madde ise kişinin bilinc ve davrnışlarını tam olarak değil, onemli olcude bozan ruhsal bozukluk durumları ile ilgilidir.Bunlarda ceza sorumluluğu vardır, fakat cezalar yasanın tanımladığı bicimde hafifletilmiştir.

T.C.K.’nun 48. Maddesi gecici ruhsal bozukluklarla ilgilidir.Orneğin, manik epizod, epileptik psikoz nobeti gibi.Bu durumlarda yapılan değerlendirmeye gore, 46. veya 47. Madde hukumleri uygulanır.


Medeni Yasa ile İlgili Sorunlar :

Bir kimse bilişsel yetileri ileri derecede bozulursa kendi kendini yonetecek ve cevreye uyum sağlayacak durumda olamaz.Boyle bir kimse hekimin raporu ve mahkeme kararı ile “hacir” altına alınır, yani medeni hakları kısıtlanır ve bu hakları hasta adına kullanacak (imza atma, vekaletname verme gibi) bir vasi mahkemece tayin edilir.Medeni Kanun’un adli psikiyatriyi ilgilendiren maddeleri 10., 11., 12., 13. ve 14. Maddeleridir.

Medeni Yasa’nın 89. Maddesi “akıl hastalarının” evlenemeyeceğini belirler.İleri derecede kronikleşmiş, uyumu bozulmuş ruh hastalarında aileye hastanın evlendirilmemesi icin tavsiyeler yapılmalıdır.Bir rapor gerektiğinde, kuşkusuz, hekim hastaya evlenebilir raporu veremez.

En az uc yıldan beri suregelen tedavi ile duzelme gostermemiş ve iyilişmeyeceği kesinlikle anlaşılmış bir ruh hastalığı saptandığında, boyle bir durum boşanma nedeni olabilir.

1 Kolb, L.C., Brodie, H.K.H. (1982) Modern Clinical Psychiatry
2 Redlich, F.C., Friedman, D.X. (1986) The Theory and Practice of Psychiatry