Stres? sozcuğu gunluk hayatımızda, hekimlik uygulamasında ve bilimsel alanda, yayınlarda cok yaygın olarak ve değişik anlamlarda kullanılır. Tarihsel olarak Latince ?Estricitia? fiilinden turemiş olup ?basınc, yuklenme, gerilim, zorlama? anlamına gelen bu terim gunumuzde tıpta kullanılan anlamıyla, genel adaptasyon sendromu cercevesinde Selye tarafından bilimsel model olarak geliştirilmiştir. İşte, henuz Selye tarafından psikiyatri ve genel tıp icin gecerli bir model olarak ortaya atılışından bu yana yaklaşık 40 yıl gecmesine rağmen, gunluk hayatımıza yerleşmiştir. Hatta bazı Batılı kaynaklar XIX. yuzyılın ilk ceyreği Orta Avrupa?sı gibi yeni bir sıkıntı, stres cağının yaşanmakta olduğunu belirtir. Aslında bu terimle sembolize olan ya da anlatılmak istenen temel yaklaşım, ileri uzmanlaşma surecinde olan gunumuz tıbbının insan varlığını ve hastalıkları biyolojik, ruhsal, sosyal butunluğu icinde ele alması gerektiği duşuncesidir.

Tıpta ?stres? sozcuğu, insanda zorlanmaya neden olan, uyum ve dengeyi bozan, fiziksel, cevresel, ruhsal, toplumsal ve psiko - sosyal etkenleri, organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikler ve tepkileri anlatmak icin kullanılır. Bu zorlayıcı etkenler hava kirliliği, radyasyon, kalabalık gibi fiziksel, kimyasal, cevresel; iş, ev ortamı ve sosyal iletişim odaklarına ilişkin psiko - sosyal sıkıntı; korku, hayal kırıklığı gibi psişik ve duşunce duzeyinde olabilir. Yaşam donemleri ve krizleri başlı başına stres odaklarıdır.
Hızlı nufus artışı, dunya ve toplumdaki hızlı değişmeler, bu değişikliklere uyum gucluğu, gelecek endişesiyle, yapılarında ve insanlar arası ilişki ve etkileşimde değer yargısı catışmaları, kayıp olayları, izolasyon, kronik hastalıklar gunumuz insanını etkileyen ozel psiko - sosyal etkenlerden bazılarıdır.

Gunumuz insanı artık belki ilkel biyolojik duzeyde tehdit edilmiyor; ancak işte, yolda, evde, ic dunyasında, duşuncelerinde, ic catışmalarında zorlanıyor. Fakat biyolojik savunma mekanizmaları ilk insanınkinden pek fazla farklı değil. Bu nedenle zorlamaya karşı davranış, duşunceye ait savunma duzenekleri ve sosyal koruyucu yontemler geliştirmek zorundadır. İşte, cok değişik zorlayıcı hayat vakaları kişiye, topluma, yaşa, kulture, benlik gucumuze ve benzer bircok etkene bağlı olarak psiko - sosyal sağlığımızı ve uyumumuzu etkiler.

Biyolojik cevrenin metabolizma uzerinde etkileri
Devamlı dışarıda gorev yapan insanlar; atmosferdeki metorolojik elementlerden canlı organizması uzerine etkisi bulunan ısı, nem, hava basıncı, guneş ışıması suresi, hava basıncının alcalma şiddeti, alcalma turu, hava bulanıklığı, bulutlanma derecesi, ruzgar yonu ve hızı, hava icindeki maddeler ve bunların yoğunluğu ve gucunden cok fazla miktarda tesir altında kalırlar.

Biyolojik cevreden etkilenme sonucu ortaya bedensel birtakım hastalıklar cıkar. Bunlardan soz etmek konumuzun dışında sayılır. Biz daha cok ruhsal rahatsızlıklardan ve problemlerden soz etmek istiyoruz.

Biyolojik cevrenin kirlenmesi sonucu insanlar da bu işten nasibini alır. Cevre icinde beslenmeye yonelik maddelerin bozulması ya da yok olması insan sağlığı icin bir sakınca oluşturur. Tabiatın yeşil alanlar, kırsal ve sulak yoreler, deniz kıyıları gibi gezinti ve goruntusu insana hoşluk verip ferahlatıcı, dinlendirici olan bolgelerin de yok olup daralması, fiziki sağlığın yanı sıra ruh sağlığı acısından da zararlı bulunur.