Gunumuz modern teknolojisinde, ister iş hayatı ister ozel hayat olsun, bilgisayarların yeri ve onemi inkar edilemez. Bu makinelerin faydası yadsınamamakla birlikte, kullanımları yuksek gorsel dikkat istemektedir. Bilgisayar kullanımına bağlı olarak artan şikayetlerin buyuk coğunluğu, gozlerle ilgili olanlarıdır.
Bilgisayar kullanımına bağlı olarak, gozun kendisinde ya da gorme kalitesinde birtakım problemlerin meydana gelmesi, goz yorgunluğu hali olarak yorumlanmaktadır. Sıklıkla gorulen belirtileri şoyle sıralanabilir: Yorgun ve ağrılı gozler, gozlerde yanma ve batma, bulanık gorme, kuruluk hissi, sulanma, kaşıntı, kızarıklık, gozleri kısarak bakmak, odaklama zorluğu, cift gorme, yazı karakterlerinin veya grafiklerin etrafında ışık hareleri ya da sacılmalar gormek, ışığa karşı hassasiyet, baş ağrısı, boyun, sırt ve omuz ağrısı.
Sayılan bu belirtilerden bazılarının, bilgisayar karşısında calışırken yaşanıyor olması, bilgisayara bağlı goz yorgunluğunu işaret ediyor olabilir. Belirtilerin gorulme sıklığı ve şiddeti, kişiye bağlı sebepler dışında, calışma ortamının şekline ve kişinin alışkanlıklarına gore de değişiklikler gosterecektir. Bu bağlamda, bilgisayar kullanımının gozlerde yarattığı problemlerden ve cozum onerilerinden bahsetmek faydalı olacaktır.
Bahsedilen yorgunluk belirtilerini kendisinde hisseden kişi ilk olarak muayenesini yaptırıp, goz sağlığı hakkında bilgi edinmelidir; cunku bu belirtilerin en buyuk nedeni gozlerdeki kırma kusurudur (gozluk veya lens takmayı gerektirecek numara bozukluğu). Miyopi, hipermetropi, astigmatizma gibi kırma kusurlarının olup olmadığı saptanarak bunların gozluk camı veya lenslerle duzeltilmesi bu konudaki ilk aşamadır. Ayrıca halen kullanılan gozluk camı veya lenslerin numaralarının yetersiz kalması da goz yorgunluğuna sebep olabilecektir. Burada, halk arasında yaygınca inanılan yanlış bir goruşe değinmek ve doğrusunu anlatmak yerinde olacaktır; bilgisayar kullanımı insanların gozlerini bozmaz. Ancak mevcut olan ve kişinin o ana kadar onemsemediği veya bilmediği bir kırma kusurunun, belirtileriyle ortaya cıkmasına aracılık eder. Calışma koşulları cok aşırıya kacmadıkca normal bir goz bilgisayar karşısında bozulmaz.
Yakın objelere bakarken gozlerde meydana gelen uyum değişiklikleri, tıp dilinde akomodasyon olarak adlandırılır. Uzaktaki cisimden yakın bir cisme bakıldığında, gozlerdeki birtakım kucuk kaslar kasılarak, kristal lens dediğimiz goz icindeki merceğin capını değiştirir, boylece gozler yakına uyum sağlamış olur. Farklı uzaklıktaki objelerin her an net gorulebilmesi, ancak bu bahsettiğimiz akomodasyon mekanizmasının sorunsuz calışabilmesiyle mumkundur. Mekanizmada yetersizlik oluşursa, bilgisayar monitorundeki objelere ve/veya uzaktaki cisimlere bakarken kısa veya uzun sureli gecici bir bulanık gorme hali oluşur. Normal şartlarda gozler, yakından uzağa ( veya uzaktan yakına) yarım saniye icerisinde uyum sağlarlar, yani yakın objeye bakarken birden uzaktaki cismi secmek ve onu net algılamak bu sureyi gecmemelidir. Eğer bu sure uzarsa uyum mekanizmasında yetersizlik soz konusudur. Bu durum goz yorgunluğu ve baş ağrısına yol acacaktır, tedavisinde gozlukler kullanılmaktadır.
Akomodasyon (uyum) mekanizması, 40 yaşından sonra insanlarda doğal bir surec olarak yetersiz olmaya başlar ve 60 yaşlarında tam yetersizlik gelişir. Bu duruma presbiyopi (yaşa bağlı yakın gorme bozukluğu) adı verilir. Tedavisi yakın okuma gozluğudur ve genellikle 35-40 cm’ lik yakın okuma mesafesine gore ayarlanarak verilir. Ancak bilgisayar karşısında calışırken monitorler genellikle 70- 75 cm uzakta bulunur, bu mesafeyi net gormek icin ikinci bir yakın gozluk edinmek yararlı olacaktır, cunku esas yakın gozluğuyle monitore bakmak, mesafe uygunsuzluğu nedeniyle gozleri yoracaktır.
Bilgisayarlarda ekran ozellikleri, gozleri etkileyen diğer bir onemli faktordur. Calışmalar sonucu anlaşılmıştır ki, gozler monitore baktığında tam bir kilitlenme (yani tam bir ekrana uyum) sağlanamamakta, yukarda bahsettiğimiz kucuk goz kasları surekli kasılıp gevşemekte ve kristal goz merceği devamlı şekil değiştirmektedir; bunun anlamı gozlerin ekrana tam odaklanamamasıdır, tabii ki sonucunda goz yorgunluğu şikayetleri başlayacaktır. Bu sebeple, goz sağlığı acısından, kullanılan ekranlar yuksek cozunurlu ve duşuk parlaklık oranlı olmalıdır, buyuk ve daha gelişmiş teknoloji urunu ekranlar (LCD) en sorunsuz ekran tipleridir. Koruyucu filtre kullanılması hem yansımayı azaltır, hem de duşuk bir oranda da olsa monitorden yayılan radyasyonu suzer. Teknik bir bilgi olarak, 14’’ lik monitorlerin, yeni teknoloji urunu duşuk radyasyonlu buyuk monitorlere oranla on kat daha fazla radyasyon yaydığını burada vurgulayalım.
Gozlerde kuruma hissi, bilgisayar kullanıcılarının en sık karşılaştığı sorundur; yanma, batma, kaşınma, goz yaşarması ve kızarma ile kendini belli eder. Bu durum kontakt lens kullananlarda daha belirginleşir, sebebi lensin doğallığını koruyan gozyaşı tabiatının monitor karşısında değişmeye başlamasıdır. Gozdeki kuruma hissinin en buyuk sebebi, monitore bakarken normalin 1/3’ une inen goz kırpmalarıdır, cunku insan yakındaki bir objeye dikkatini verdiğinde refleks olarak daha az goz kırpmaya başlar. Gozkapakları her kırpmada gozyaşını kornea dediğimiz saydam tabakaya yayıp, oksijenlenmesini, nemlenmesini ve beslenmesini sağladıkları icin, az kırpıldığında gozler kuru kalacak ve batmaya başlayacaktır. Diğer bir sebep monitorun goz hizasının uzerinde bulunmasıdır, bu durumda gozler yukarı doğru bakacağından kapaklar daha acılmış kalacak, bu da goz yaşının buharlaşmasını arttırarak kurumaya yol acacaktır. Ayrıca, calışma ortamındaki havalandırmanın nem oranının yuksek olması ve havalandırmanın direk goze doğru gelmesi de gozlerde kurumaya yol acabilecektir. Bilgisayar kullanırken, sayılan bu etkenlerden gozlerin kurumasını onlemek icin, goz kırpma sayısını bilincli olarak arttırmak, belirli aralıklarla uzağa bakarak goz kırpma refleksini normale dondurmek alınacak onlemler arasındadır. Monitoru goz hizasının altına yerleştirmek gerekir, bunun ayarı monitorun ust kenarının goz seviyesinin biraz altında kalmasını sağlayarak yapılabilir. Bu onlemlerle gecmeyen goz kuruması, suni gozyaşı damlalarıyla tedavi edilmek durumundadır.
Gozlerimizde, fazla ışığın iceri girmesini ve gozu rahatsız etmesini engelleyen bir mekanizma bulunmaktadır. Aşırı parlak bir ışık bu mekanizmayı otomatik olarak devreye sokar ve gozun daha fazla calışarak efor sarf etmesine neden olur. Bunun uzun surmesi durumunda gozler yorulacak, bu aşırı ışıklı ortamdan rahatsız olduğunu, yorgunluk belirtilerini ortaya cıkararak anlatmaya calışacaktır. Calışma ortamında direk goze gelen bir ışık kaynağını ortadan kaldırmak gerekir, pencereden sızan ışığın arkaya alınması da gozleri rahatlatacaktır. Kullanılacak ışık kaynağının, arkadan, omuz hizasından monitore veya calışma masasına duşecek şekilde ayarlanması gerekir. Ayrıca monitorun kontrast ve parlaklık ayarının da uygun bir şekilde ayarlanması yerinde olacaktır, ekran zemin renginin acık, yazı karakterlerinin ise koyu renklerde tercih edilmesi gozlerin zorlanmasını onleyecektir.
Bilgisayar karşısında calışırken, gozlerin sağlığını korumanın en guzel yolu, onları sık sık dinlendirmektir. Her yarım saatte bir ara vermek, birkac saniye kapalı tuttuktan sonra uzaktaki bir objeye bakıp gozleri rahatlatmak yeterlidir. Calışma masası ve sandalyesinin ergonomi kurallarına uygunluğu vucudu da rahatlatacaktır. Uzun sureli calışmalarda, saat başı yapılacak basit vucut egzersizleri, diri kalmaya yardımcı olacaktır.