Merhaba herkese,

Oncelikle bu benim icin bir dert değil hatta cok uzun zamandır yapmam gerektiğine inandığım birşey diyelim. Kendimi tanımaya yonelik adımlar atmaya başladım. Universite'de okuyorum ve okulumun kutuphanesinden cok fazla yararlanmaktayım, Edebiyat oğrenciyisiyim ve kendimi bildim bileli cok sık Dunya Klasikleri ve Felsefe kitapları okumaktayım. Aslında kafamdaki duşunceler ve insanlarla yaşadığım deneyimler kendimi ve kişiliğimi tanıma yolunda adımlar atmama vesile oldu. Şoyle soyleyeyim, yatağımı toplarken, yemek yaparken bile cok sık "Ben kimim?" ve "Ne istiyorum?" diyorum. Aslında bu soruları birlikte şekillendirebiliriz, siz kendinize bu durumlarda nasıl sorular sorup, bu duşuncelerle baş edebiliyorsunuz?

Once biraz kendimden bahsedeyim, sanırım biraz garip biriyim, bu ulkenin normlarını ve toplumsal baskıları cok benimseyemeyen, ayak uyduramayan, cağa gore şekillenemeyen bir karakterim var. Kimse hakkında kotu duşunmuyorum, iftira atmıyorum, yalanı sadece kendimi koruma amaclı yada konuşmak istemediğim kişisel sorunlarımı geciştirmek icin kullanıyorum. Modum cok inişli-cıkışlı, birşeyden zevk alırken bir saat kadar sonra kendimi cok bitkin, sıkılmış ve yorulmuş hissediyor, yanlız kalmak istiyorum. Goygoy muhabbetini bir yere kadar yapabiliyorum, sonra insanlarla daha cok ciddi konuşmalar yapıp onları tanımaktan hoşlanıyorum. Eve gidince "Karşımdaki kişiden bu gun ne oğrendim?" sorusunu soruyorum, hicbir şey oğrenmemişssem tamamen zaman kaybı olarak bakıyorum. Normalde hic "Hayır" diyemeyen bir insandım, şu sıralar kullanıyorum, cok ince duşunceli biriyim ve aynı ince duşunceyi karşımdakinden de bekler, yapmadığı zaman hayal kırıklığına uğrardım, sonra bu durum benim fevriliğimi daha cok kuvvetlendirdi, fevriliğimi ustumden atamadım ama artık karşımdaki insana duşuncelerimi daha net acıklamaya başladım. Normalde herşeye cok cabuk sinirleniyorum ve karşımdaki insanları kırıyorum, hem de ne kırmak. Arkadaşlık acısına gelecek olursak, maalesef hicbir şey yapmadan insanların nefretini kazanıyorum, neden bilmiyorum. Arkamdan cok kotu dedikodular da duydum, iyi şeyler de. Herkes gibi davranmadığım icin mi bir yer edinemiyorum, anlamıyorum. Bu konuda da kimsenin fikrini değiştiremediğim icin artık insanların duşuncelerini de umursamadan onume bakarak ilerliyorum, kendime eskisinden daha fazla guveniyorum ve kendimi ozumde seviyorum. Mesela gecen gun yaşadığım bir olaydan bahsetmek istiyorum sizlere, okulda cok arkadaşım var fakat zaman gecirdiğim kişi sayısı beşi gecmez, bu arkadaşlarımla cok sık zaman gecirdik, her pazar birlikte kahve icme rituelimiz vardır, gecen hafta kendilerine "Gunaydın" desem de gormemezlikten gelindim, şok etkisi yarattı. "Neden?" diye sordum kendime, acaba yanlış birşey mi yaptım, bilmeden bir dedikoduya mı dahil oldum da oğrenildi dedim, sonra bende uğraşmayı bırakıp kendimi geri cektim, selam vererek geciştirdim, artık insanlar bana nasılsa bende onlara oyle olmaya başladım. Sebebini sormayı duşundum ama yanlış anlamış olmaktan korktuğum icin dile getirmedim, belki bir problemleri vardı, ama bana soylemeleri gerekmez miydi? Arama mesafe koydum, cunku artık insanların duşuncelerini irdeleyecek zamanım ve takatim yok, fark etmiş olmalılar ki bana "Senin bir iki gundur modun cok duşuk" dediler, bende ailemin geldiğini ve biraz yorgun olduğumu soyleyip konuyu kapattım, bu gunde onlar dışarda birlikteyken ben evdeyim, aslında şu an daha mutluyum.

Surekli evde yalnız kalıp kendime sorular sormaktan kafayı yiyebilirim, bu sorular kendimi bulmaya yonelik ve tamamen kişiliğimi bir nebze de olsa torpuleme işlemi diyorum kendime. Cok yazmış ve sıkmış olabilirim, belki burada benim gibi eğitim goren arkadaşlar vardır, bircoğunuz iş hayatındasınız, daha deneyimli olduğunuzu duşunerek danışmak istedim, illa ki bu yollardan gecmiş birileri vardır diye yazdım. Ozellikle Mune ablanın yorumunu gormek ve duşuncelerini almak isterim. Sevgiler