En cok kendime kızgınım.
Guclu duracağım diye, işler sonucuna ulaşsın diye mutevazi olmaya aman insanlar zorlanmasın demeye gerek yokmuş.
Şimdi bunları soyluyorum. Hayatımda evlilikte de işte de ailemle olan ilişkilerimde de bunu yaptığım zaman cok oldu. Gerek yokmuş. İcimden sonra acı acı cıkacağına istediğim bir şeyi zamanında tatlı tatlı soylemek varmış. Gerci oyle soyleyince de değişmeyen sonuclarla dolu belki de omrum o yuzden kimseye ağzımı acmadan tırnağın varsa başını kaşı mantığı ile işlerimi hallettim ama ağır geliyor bu değersizlik duygusu. Ben kendim icin değerliyim istediğim şeyleri başaramasam dahi başarmak icin koşmaktan umut etmek hic vazgecmedim. En yorulduğum zamanlarda bile vazgecmedim. Uyudum ama ruyasını gormekten kendimi alıkoyamadım. O kadar inandım kalbimle.
Değer konusuna gelince hepimiz insanız ve değer gormek istiyoruz. Bu karşımızdaki kişiye gore bazen guzel bir hediye bazen anlayış bazen guzel bir soz. İstiyoruz, kendimize değer versek bile muhtacız başkasının vereceği değere. Hepimiz en cok yakın cevremizde en cok sevdiklerimizden değer gormek istiyoruz ya ama en cok yakından gidiyor eksildiklerimiz. Ve en cok yakın cevremizi başkalarına değer verirken goruyoruz, bizde eksik bıraktıklarını...
İşte. Cok kızgınım. Herkese dilenirken gozlerim yanımda olduğunuzu hissettirin, kendinize neler yapılsın istiyorsanız o şekilde davranın diye en cok kıymet verilmesi ac kaldığım zamanlarda yapayalnız kaldığım icin onlar kucaklarına actığında ise sevgiye muhtaclığımdan koştuğum icin en cok kendime kızgınım.