Hipertansiyon ve bobrek


Yuksek kan basıncı toplumda onemli bir sağlık sorunudur. Vucutta oluşturduğu tahribat nedeniyle kişi ve toplum icin onemli sorunlar oluşturmaktadır. Gunumuzde kalp hastalıklarının en onemli risk faktorlerinden birisidir. Ayrıca kalp yetmezliği, bobrek yetmezliği ve beyin kanamalarının nedenlerinin başında gelir. Bu duruma rağmen hastalar yuksek tansiyona pek onem vermezler. Hipertansiyon sinsi bir hastalıktır ve coğu zaman vucuttaki tahribatını belirti vermeden gercekleştirir. Tedavisi tum hayat boyunca devam eder ve yakın takibi gerektirir.

Kan basıncı, damar icinde dolaşan kanın dağılıp toplanmasını sağlayan bir mekanizmadır ve oluşmasında bircok faktor rol oynar. Kan basıncını, esas itibariyle kanı iten guc (kalp) ve bu gucun karşılaştı~ı direnc oluşturur. Kalbin oluşturduğu atım hacmi sistolik (buyuk) tansiyon, direnc ise diyastolik (kucuk) tansiyonu meydana getirir.

Hipertansiyonun tanımlanmasında ve tahribatını derecelendirilmesinde bazı testler yapmak gerekir. Bu testler hemen her laboratuar ve klinikte yapılabilir. Kısaca belirtilirse her hipertarısiyonlu hastaya, kan sayımı sedimarıtasyon, idrar, EKG, akciğer grafisi, aclık kan şekeri, ure, kreatinin, kollesterol, trigliserit, HDL, LDL, urik asit, potasyum, kalsiyum, ultrasonografi gibi testleri uygulayıp, takibini bu duruma gore planlamak gereklidir.

BOBREK VE KAN BASINCI
Yuksek tansiyonun nedenlerinin en başında bobrek hastalıkları gelir. Bu hastalıklar, ya bobreği ilgilendiren nefrit, kist, tumor, taş vb. olabildiği gibi, damarlardaki bir daralma veya bobrek ustu bezinin hastalıkları ile ilgili olabilir. Her yuksek tansiyonlu hastada yapılabilecek bir idrar tahlili, ure ve kreatinin tayini veya bobrek ultrasonografisi ile bu hastalıkların onemli bir kısmına teşhis konulabilir.

Hipertansiyonun en onemli hedef organlarından birisi bobreklerdir. Esansiyel olarak adlandırdığımız nedeni belli olmayan yuksek tansiyonlu hastaların, eğer tedavi edilmezlerse, %15'i bobrek yetmezliğinden vefat eder. Ayrıca henuz dializ uygulanmayan kronik bobrek hastalarının tansiyonu kontrol altına alınmazsa; hastalıkları daha hızlı ilerler.

Bilindiği gibi, bobrek hastalarında koroner kalp hastalığı ihtimali normale gore yuksektir. Kontrolsuz hipertansiyon bu ihtimali daha da arttırır. Yapılan calışmalar, yuksek kan basıncının kontrolu ile bobrek hastalarında kalp komplikasyonlarının azaldığını gostermiştir.

TEDAVİ
Bobrek hastalarında kan basıncındaki hedef 140/90 mmHg'nın altına duşurmektir. Bobrek hastalığı ile birlikte hipertansiyon varsa bunun en onemli nedeni sıvı fazlalığıdır ve hastaların onemli bir kısmında tuz kısıtlaması ve idrar coğaltıcı ilaclar verilerek tedavi sağlanabilir. Bazı hastalarda ise kanlarında renin olarak adlandırılan bir hormon hipertansiyonun rıeden olabilir. Bu hastalar tedaviye direnclidir ve renin seviyesini azaltacak ilaclar kullanılabilir.

Tum tıbbi tedavi ve tuz kısıtlamasına karşın eğer yuksek tansiyon kontrol edilemezse ve bobrek bozukluğu hızla ilerlerse, tedaviye yardımcı olmak amacıyla seyrek olarak hemodialize alınarak hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir.

Kronik bobrek hastalığında hipertansiyon ve kan yağ oranlarındaki anormallikler damar sertliğine bağlı kalp hastalıklarının en onemli nedenlerindendir. Eğer sigara iciliyorsa bu risk daha da artar. Bu hastalar sigarayı bırakmalı ve kan yağ oranları da normale getirilmelidir.

Dializ uygulanan bobrek hastalarında su alımındaki fazlalık yuksek tansiyonun en onemli nedenidir. Bu hastalar sıvı alımına cok dikkat etmelidirler. Eğer duzgun dializ uygulanıyor ve hastada su kısıtlamasına dikkat ediyorsa, hipertansiyon onemli bir problem oluşturmaz.