Merhaba, uzun suredir buraya yazmak istiyordum; ancak icimdeki problemleri daha fazla buyutup uzulurum diye yazmıyordum. Ancak artık paylaşmam gerek. Evliliğimin suresi 2 yılı gecti. Onun oncesinde de 12 yıllık sevgililik donemimiz oldu. Eşimin ailesiyle problemleri vardı; ancak bunlar munakaşa şeklinde değildi. Benim gozlemlediğim daha cok gecmişe dair kırgınlıklardı. Bazen buluştuğumuzda annesiyle konuştuğunu ve onlardan bir şey beklemediğini soylediğini, soyluyordu. Ben de neden oyle diyorsun ki ailen olarak az da olsa katkı sağlamak isterler belki diyordum. İstemiyorum, diyordu hep. Ben de acıkcası coğunda bu konuları didiklemiyordum. 12 yıl uzun değil mi vs diye sorabilirsiniz. 10 yılı gectiğinde bir gun artık ayrılmayı duşunduğumu soyledim ama onu sevdiğim icin bunun bana zor geldiğini ancak uzun suredir de bu duşunceden kurtulamadığımı... Bir şekilde bunun uzerine gunlerce konuştuk. Birbirimizi sevdiğimiz icin ayrılamadık. Bir baharda evlenelim, dedi, oturduk hesap kitap yaptık. Kararımızı verdik, ben sadece bu ailelerin tanışması vs icin yazı beklemeyi onerdim. Yaz geldi, sonbahar başlangıcı oldu. Ne gelen, ne arayan ne de bir acıklama. Zaten yıllardır sinirimi bozan bu konu (yani ailesinin bir girişimde bulunmayışı) yine yanıbaşımdaydı. Ben ailesi haber versin, diye beklerken sevgilim bana bazı anlatacağı şeyler olduğunu soyledi ve gecmişine dair merkezinde babasının olduğu bazı sırlar acıkladı. Bunun uzerine dedim gelip tanışsınlar yine de aileler, yaşananlarda senin sucun yok. Bu arada niyetimiz aileler tanışacak ve biz sonbaharda evlenecektik. Sonrasında işimize gucumuze bakmak istiyorduk. Bu merasimleri de sevmeyen karakterlerdik. İşi hızlıca cozup evimize girmek istiyorduk. 1 - 2 gun icinde ailesi geldi. Ama babam anlatıyor, bunlar dinliyor. Babası zaten hic konuşmuyor. Eşimin gozu babasında surekli. Herkes bir gergin. Sonrasında gunlerce buluştuk. O anlattı, ben dinledim. En sonunda onun yaşını yanlış bildiğimi oğrendim. Anlattıklarında bana yanlış gelen 1 - 2 şey oldu ama her şey ailesiyle ilgiliydi ve onu suclayamazdım. Zor bir hayat yaşamıştı. Ama yaşını bana soylememiş olması? Yalan soylememişti ama gizlemesi de bir yalan değil mi? Cok catıştık, sinirlendim, ağladım, o ara hem doktoraya başladım hem de bir işe girdim. O kadar yoğunum ki her gun koşturuyorum. Bir taraftan da odaklanamıyorum. Gunduz iş-okul, akşam onunla oturup saatlerce dinleme seansları. Sonunda dedim tamam evlenelim. Aileme her şeyi anlattım. Dediler eşimle konuşalım mı, ben de o zaten mahvolmuş, daha fazla uzmeye gerek yok dedim. Babam bana sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi soyleyince tamam, dediler. Onceden eşim bize gelip gidiyordu, tamamen olmasa da biraz tanıyorlardı. Sonra yılın ilk gunleri yuzuk takıldı. 2 ay icinde de evlendik. Ama ne koşturma! İşten cıkmıştım. Amacımız şu: Evimize gireceğiz, ben okula o işine odaklanacak. İkimiz de olduğumuzdan daha iyi bir yerde olmak, gelişmek istiyoruz. Tabi bu hazırlanma surecinde de bazı sorunlarımız oldu, ben koşturmacadan durup sorgulayamadım falan filan...

Evlendik... İlk gun akşam uzeri kayınvalidem eşimi aradı, eşim acmadı. Sonra dedim neden arıyorlar? (Bu arada o kadar uzun sevgililik olunca bazı şeyler biliyorsunuz... Onların memleketinde hÂl ilk gece hakkında konuşulduğunu, soylemişti). O da cevap olarak ben evdeki duğun yemeğinden yemedim herhalde ondan getirelim diyecek, dedi. Bana pek inandırıcı gelmedi ama sorgulamadım. Sonra bu aramızda sorun oldu. Ucuncu gunumuzde gorumcem ve kayınpederim arabayla bize yiyecek ve erzak getirdi. Sadece gorumcem eve girdi ve oturmadan gitti. Beşinci gun eşimin ailesiyle kahvaltıya gittik. Bunlarda boyle bir adet varmış ama eşim her turlu gelenek ve goreneği eleştirirdi, bizim bunu yapacağımız soylememişti. Meğer aile buyukleri de duğunden beri bekliyormuş kahvaltı icin. Sonra dedi bize kahvaltıya gidelim ertesi gun de size kahvaltı ya da yemek ne istersen gidelim. Ben kabul etmek zorunda kaldım. Cunku ne arama bitecek ne eve erzak getirme. Onlar da biz de rahatlayalım istedim. Aslında kendi aileme bile gitmekte gozum yok. Cunku 2 ay cok yoruldum, cok kilo verdim. En son cocukluğumda gorduğum kilodaydım. Şoyle uzanıp tavanı izlemek istiyordum sadece. Son bu 5. gun kahvaltıya giderken evde eşimle tartıştık, konu benim babamla ilgili soylediği bir şeydi. Ben de buna taviz vermeyince bozuştuk. Ailesine mutlu gitmedi. Babası sofrada benden bahsederken "uyuz" dedi. Kahvaltı yetmedi tum gun orda kaldık bir de yemek yedik oyle donduk. Ertesi gun bize kahvaltıya gittik. Oğlen olunca eşim bir arkadaşının bizimle buluşmak istediğini gidip gidemeyeceğimizi sordu ben de gidebiliriz, dedim. 10 gun sonunda falandı herhalde baya mutsuzduk biz. Ben bunları acıkladım. Tum gun onlarda oturup işte bizde oturmaması falan... Sonra gorumcem annesinin yaptığı yemeklerden bize getirmeye başladı. 10. gun, 2. hafta. 3. hafta geldiğinde annesi borek yapmış erken git, kahvaltıya, beraber yaparsınız diyormuş. Neyse gorumcem kacta kalktıklarını bilmiyorum, gidemem demiş. Bu arada eşim evden calışıyor. Ben de haftanın 3 gunu okula gidiyorum. Onun dışında hep evdeyiz. Cunku o ara işi cok yoğun kafasını kaldırmıyor. Annesi arıyor, kardeşin bir şeyler getirecek, bi yarım gun gorumcemi bekliyoruz; ev yakın değil. Mesela yoğurt mayalamış, onu gonderiyor. Biz de evimizde mayalardık. Baktım olmayacak anneme dedim sut alınca bana haber verin (Benim onceki evimle yeni evim yakın). Ben de kendim mayalamaya başladım. Ama kayınvalidem hala yoğurt gonderiyordu. Bu arada bir detay vereyim bazen benim kardeşim de iş cıkışı gelip 1 saat falan oturuyordu. İşini değiştirecekti ve eşimin fikrine de en az benimki kadar guvendiği icin fikir danışmaya geliyordu.

Okul tatile girecekti, iş yukum biraz azalmıştı. İki aileyi de yemeğe cağırdım. Herkes evimize davetli olarak ilk kez gelmiş oldu. Bundan 2- 3 hafta sonra eşim evlendiğimizden beri ilk kez serbest bir gun gecirecekti, ben de evimizdeki eksikleri tamamlamak icin onu bekliyordum. Kayınvalidem ve gorumcem yine bir şey getireceklermiş, kahve icmeye gelecekler eşim de tamam, demiş. O gece beni uyku tutmadı. Ağlarken eşim uyandı, dedi neyin var. Soyleyince dedi ki arayım sonra gelin deyim. Dedim artık tamam demişsin sadece oğleden sonraya al biz de sabah işimizi halledelim. Ben bu gorumcemin bir şeyler getirmesi ve bu kahve icmeye gelme, olayından sıkılmıştım. Cunku evdeyiz diye tatildeymişiz gibi mi algılıyorlar diye duşunuyordum. Bir de eşya eksiğimiz bitmemişti. Eşim işinin arasında onlarla uğraşıyor ve titiz olduğunu icin gunlerce araştırıyordu. O ara bize alınan TV, supurge gibi şeylerden kayınvalide me de alındı. Bu surecte eşim annesinin eve gelip bizim supurgeyi denemesini talep etti, ben istemedim. Bu arada 3 ayımız doldu ama bizde aileler dışında sosyalleşme yok. Annesi surekli bizi yemeğe cağırıyor. Bazılarına gidiyoruz, bazılarını geri ceviriyoruz. Tum evin işi, pazarı, marketi benim uzerimde. Tek beklediğim elim dolu eve geldiğimde eşimin kapıda hoşgeldin deyip elimden poşetleri alması ama kapının onunden gecerken bakmıyor bile. Akşam yemeğe oturuyoruz. Sessizce yemeğini yiyip tabağını makineye koyup kalkıp gidiyor. Bir guler yuz gormuyorum.

Sonbahar geldiğinde (yazları birkac ay ailesi koye gidiyor) kasa kasa konserveler ve kuru bakliyatla cıkıp geldiler. Daha once bakliyatla ilgili konuşulmuş. Ben de biz her birinden 1 bilemediniz 2 kilo yeriz demiştim. Ama hepsinden 4'er 5'er kilo geldi (Eşim sonradan bunun kendi isteği olduğunu soyledi). Geldikleri gun biraz rahatsızdım ama onlar gittikten 2-3 gun sonra hastalandım, ateş vs. Acile gittik. 2 hafta eşimin yardımıyla yuruyordum evin icinde. 2 ay surdu normal yaşantıma donmem. Sonra yeniden işe girdim. Evin işi yine bende ama artık soylenmelerim karşısında eşim pazar ve marketi ustlendi. 4 ay kadar calıştım sonradan analadım gibi eşim o gunlerde pek de calışmıyormuş ama bir gun bile evi supurmedi. Birlikte yapalım dediğimde de birlikte yapmayı sevmediğini soyluyordu. Şimdilerde bir hafta o bir hafta ben yapıyoruz. Diyor ki ne rahatmış 2 saat suruyor, ustlendim kurtuldum. Ancak bilmiyor ki ben supurgeyi yapıyordum ardından yemek vs başka işler de oluyor. Hic iş olmasa yemek oluyor.

Bu arada eşimin bana anlattığı sırrından ailesi hic bahsetmedi ve birlikte buluşmalarda da ailesi komşuyu, akrabaları falan anlatıyor, sohbet boyle ilerliyor. Daha sonra kardeşim de evlendi. Kardeşimin duğunune kayınpederimin arabasıyla gidecektik. Ben arabaya bindiğimde goğus dekoltemden dolayı bana oyle bir laf soyledi ki ben daha once ne bir akrabam, ne arkadaşım ne de sokakta sozlu tacizde boyle bir laf duymadım. Sonra eşim ne diyorsun dedi babasına, o da hic oğlum falan diyerek geciştirdi. Sonradan eşim tam olarak ne soylediğini anlamadığını soyluyor.

Cok uzattım kusura bakmayın ama eşimin ailesine karşı herhangi bir insana gostereceğim saygıdan fazlası yok. Ve ben zamanla bunu da kaybetmeye başladım. Bu kışlık erzak konusunda fazla getiriyorlar ve ben bozulmasın diye uğraşıp kafa yoruyorum. Bir sonraki seneye kalıyor. Bayat yiyoruz. Ben beslenmeme dikkat eden biriyim. Yaşımızı başımızı almış insanlarız. İşlerimize odaklanıp bir an once cocuk sahibi olmak istiyorduk ancak şu an her şey geriye gidiyor. Eşimin işi kotu durumda. Ben tezimi yazamıyorum. Kayınvalideme biz bunları yiyemiyoruz, kendinizi bu kadar yormayın diyorum ben yapamayı seviyorum diyor. Cok getiriyorsunuz daha onceki bitmedi diyorum onu cope at kızın diyor. Neden atıyım gunah değil i hem emeğinize yazık diyorum annene ver kardeşine ver diyor. Her dediğime başka cevap veriyor. Birine bir şeyler getirmenin, erzağın vs.'nin de sınırı olduğunu duşunuyorum. Bu aşırılık ne anlama geliyor bilmiyorum. Eşim de sozde ailesinden bir şey istemediğin surekli vurguluyordu. Bu arada pandemiden once annemin onerisiyle psikiyatra gittim. O bana cift terapisi onerdi. Sorun seninle ilgili değil. Senin tek başına cozebileceğin bir şey değil dedi. Sonra pandemi geldi, erteledik. Ama pandemide aramız duzeldi. Neden? Cunku aileler gelip gitmedi, biz de gelip gitmedi. Bu arada benim ailem ilk sene belki 2 kez geldi. O da cağırınca... Onun dışında nadiren geldiler. Ama eşim hala kendi ailesini duzgun ağırlayamadığından falan yakınıyor. Bu yaz ortasında ailesi geldi (pandemide koydeydiler, yasaklar kalkınca geldiler). Tama boş kavanozları, kasaları verip kurtulacağım derken 2 katı yukle gelmişler. Yaz ortasında kuru fasulye falan getirmişler. Bunlar yine bizim aramızda soruna yol actı. Artık ikimizin de psikolojisi iyi değil. Bu arada cift terapisi bulma işini eşim ustlenmişti ama şu an tum gun TV izlemekten başka bir şey yapmıyor. Ben araştırdım. Universitelerde yok. Sanırım İzmir'de devletin boyle bir hizmeti yokmuş. Ozele de surekli gitmeye gucumuz yetmez. Ben şu an eşimde başka psikolojik problemler olduğunu duşunuyorum. Bir yandan beni uzduğu icin artık devam etmek istemiyorum ve tezimle ilgilenmek istiyorum. Cunku hayat hep erteleniyor. Diğer yandan da sevdiğim insanı bu halde bırakamıyorum. Ustune de duşmek istemiyorum sanki ilgi cekmek icin birtakım davranışlar yapıyor gibi geliyor.