Nevşah Fidan, dunyada salgın gibi yayılan Raw-Food 'Canlı Yemek' trendinin de oncusu ve uygulayıcısı. her gun yediğimiz, ictiğimiz, sağlık olsun diye tukettiğimiz besinlerin nasıl zararlı olduğunu gozler onune seren onemli bilgiler de iceriyor. İşte onlar...

İnsan bedeninin sağlıklı olabilmesi icin gunde ortalama 2-3 kilo yiyecek ve iceceğe ihtiyacı var. Ancak yeterli oranda besin aldığı halde hastalanan, ihtiyacı olan enerjiye sahip olamayan, yorgun, bitkin, ağrılar, sızılar ve hastalıklar icinde insanlar var. Sadece yeterli oranda yemek değil, "NE YEDİĞİMİZ" onemli. Yani aslında "Ne yiyorsak oyuz"...

HUCRELERİNİZ ACSA SİSTEMİNİZİN TAMAMI AC

Nevşah Fidan yaklaşık 15 yıldır tamamen ciğ gıdalarla besleniyor. Bildiğiniz dolmadan corbaya, baklavadan kraker ve pizzaya kadar her turlu yiyecek ve iceceği ciğ olarak hazırlıyor ve tuketiyor. Cunku Fidan'a gore bedenimizin ihtiyacı olan enzimleri, vitamin ve mineralleri karşılamayan, hicbir besin değeri olmayan gıdalar tuketmek, bedenimizi sadece yormakla kalmıyor aynı zamanda karnımız doymuş olsa bile hucrelerimiz ac kaldığı icin depresyon, tatminsizlik hislerine yol acıyor.

CANLI BESLEN CANLAN

Beslenme alışkanlığının değiştirilmesiyle, yaşam tamamen değişebilir mi?diye soruyoruz Nevşah Fidan'a cevaplıyor:

"Tabiî ki.. 'icimize soktuğumuz herşey' bizi hem fiziksel hem ruhsal hem zihinsel olarak etkiliyor.. Canlı gıdalarla beslenirseniz canlanırsınız; bu bedeniniz, zihniniz ve ruhunuzicin, her ucu icin de gecerli.. Kendimden ornek vermem gerekirse canlı gıdalarla beslenmeye başladığımdan beri cok daha huzurlu, sakin, rahat, zeki, pratik, enerjik ve net oldum. 10 yılı aşkın suredir nezle bile olmadım, yataktan zıplayarak kalkıyorum, son derece yaratıcı, zeki ve pratik bir insanım. Zamanımı cok iyi kullanıyorum, yıllar oncesine gore cok daha yumuşak, sakin, rahat, sevgi dolu ve pozitif bir insanım.. Daha ne olsun? Beslenme alışkanlığınız ne kadar sadeleşirse, işlem gormuş, katkı maddesi ve toksin iceren gıdaları ne kadar azaltırsanız siz de o kadar sade, net, temiz olursunuz.. Bu kadar basit."

YA TOKSİNLERE YENİLECEĞİZ YA DA....

Bir insan neden beslenme alışkanlığını değiştirmelidir? Ne gibi sorun ya da sıkıntılarla karşılaşılırsa artık beslenme alışkanlığının değişme vaktidir? Yanıtlıyor yine Fidan: Bence beslenme ve yaşam alışkanlıklarını değiştirmek icin fiziksel bir rahatsızlığı beklemek yapılabilecek en mantıksız şey.. Artık işlem gormuş, paketlenmiş, raflarda aylarca kalabilsin diye ici katkı maddeleriyle doldurulmuş gıdaların bedenimize zarar verdiği herkes tarafından biliniyor.

ŞAŞIRTAN SUT GERCEĞİ

Sut ve sut urunleri ile ilgili kamuoyundan saklanan onemli bir gerceği de acıkılıyor Nevşah Fidan: İnek sutunun bedenimizdeki kalsiyum değerlerini yukselttiğine dair bilgiler var ya, unutun gitsin!İnek sutu değil kalsiyum yapımına yardımcı olsun, bedenimize giren (bize değil, bir hayvana ait) sut molekullerini kullanılabilir hale getirebilmek ve oğutebilmek icin ciddi oranda kalsiyum tuketiyor.

İnek sutu ineğe ait bir genetik ve molekul yapısı taşıdığı icin ve insan bedeni bunu tanımadığı icin bedenimiz iceri giren her sut molekulunu oğutebilmek icin ekstra enerji, vakit ve bolca kalsiyum harcıyor. Bu nedenle sut urunleri ağırlıklı beslenen kişilerin yuzde 95'i kemik erimesi ve romatizmayla tanışıyor. İlle de sut icecekseniz keci sutu icin.Ama kalsiyumun yuzde 95'ini zaten guneşten alıyoruz. Ayrıca roka, lahana, brokoli ve susamda sutten daha cok kalsiyum var.

CİĞ BESİN ZAYIFLATIR

"Pişmiş gıdalar, kandaki insulin dengesiyle oynadıkları icin bağımlılık yapıyor. Yemek yediğimiz zaman kandaki insulin oranı duşuyor, gozlerimiz kararıyor, tekrar yemek istiyor aclığa dayanamıyoruz. Oysa ciğ gıdalar insulin değeriyle oynamadığı icin ciğ ağırlıklı beslenenler gunlerce yemek yemeseler bile kendilerini kotu hissetmiyor. Ciğ ağırlıklı beslenerek kısa zamanda onemli olcude kilo verebilirsiniz" diyor Nevşah Fidan.

RAFİNE TUZ KULLANMAYIN

Tuz kan şekerini dengeler, bağırsaklarımız ihtiyacı olan enzimleri tuz yardımıyla alıyor. Tuz kemikleri sağlamlaştırıyor. Duşuk tuz diyeti yapanlarda aşırı yeme ihtiyacı goruluyor cunku tuz; dolayısıyla mineral eksikliği iştahımızı artırıyor. Araştırmalar tuz kısıtlayıcı diyet yapanların daha ereken yaşta olduğunu gosteriyor. Tum bunlar marketten aldığımız tuz icin gecerli değil.

Cunku rafine tuz, uretim esnasında minerallerin yuzde 93'unu kaybediyor. Soframıza geldiği zaman icinde sadece 2 mineral geliyor: Sodyum ve klorur. Deniz tuzunda ise 84 tane mineral var ve sofra tuzundaki minerallerin ikisi de bunun icine dahil.

alıntı (e-mail)