Prof. Dr. Sedat Cağlı, onemsenmeyen ağız kokusu, yutkunma gucluğu, ses kısıklığı gibi şikayetlerin baş-boyun kanserlerinin işareti olabileceğini soyledi.


Kulak, Burun, Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Sedat Cağlı, onemsenmeyen ağız kokusu, yutkunma gucluğu, ses kısıklığı gibi şikayetlerin baş-boyun kanserlerinin işareti olabileceğini soyledi. Prof. Dr. Cağlı, "Son derece tehlikeli bir hastalık grubu olan baş-boyun kanserleri erken teşhis edildiğinde tamamen kontrol altına alınabiliyor" dedi.

Prof. Dr. Sedat Cağlı, baş boyun kanserlerinin sık sık diğer boğaz hastalıkları ile karıştırıldığına dikkat cekti. Baş- boyun kanserlerinin, erkeklerde gorulen tum kanser turlerinin yaklaşık yuzde 10'unu, kadınlarda ise yuzde 3,5'ini oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Cağlı, şoyle dedi:



"Erken teşhis edildiğinde tedavisi mumkun olan bu kanser turleri, goruldukleri anatomik bolge ve alt lokalizasyonlara gore adlandırılmaktadır. Bu kanser turleri saclı deri ve ciltte, dudakta, ağız boşluğunda, dilin on kısmında, yanakta, ağız tabanında, diş etlerinde, sert damakta, yutakta, bademciklerde, yumuşak damakta, dil kokunde, farinks arka duvarda, burun boşluğu ve paranazal sinuste, genizde, gırtlakta, alt yutakta ve yemek borusunda, buyuk havayolunun boyundaki kısmında ve tukuruk bezlerinde gorulmektedir. Tiroit ve paratiroid bezi kanserleri de baş boyun kanserleri bolumunde değerlendirilmektedir. Toplumda cilt, gırtlak, ağız boşluğu ve dudak ile tiroit kanserleri diğerlerine gore daha sık gorulmektedir."



KESKİN KENARLI DİŞ PROTEZLERİ KANSER NEDENİ

Risk faktorlerinin yanı sıra baş-boyun kanserlerinin buyuk bir bolumunun en onemli sebebinin karsinojenlere uzun sureli temas olduğunu bildiren Prof.Dr. Cağlı, şoyle devam etti:

"Sigara, puro, pipo icimi, tutun ciğneme ile alkol kullanımı ozellikle ağız boşluğu ve gırtlak kanserlerinin oluşumunda en onemli faktordur. Kullanılan miktar ve sure arttıkca bu risk de artar. Deri ve dudak kanserlerinde guneş ışınlarına uzun sure maruz kalmak onemli bir risk faktorudur.



Uygun olmayan diş protezleri ile keskin kenarlı sabit diş protezleri ise surekli tahrişe neden olduğundan, uzun donemde ağız icinde kansere neden olabilmektedir. Ozellikle kadınlarda daha sık rastlanan demir eksikliği anemisi ise ozellikle alt yutak kanserlerine zemin hazırlamaktadır. Daha onceden boyun bolgesine radyoterapi uygulanmış olması da kanserin gelişimini arttırır. Erken donemde belirti veren baş boyun kanserlerinin onemli bir bolumunu oluşturan gırtlak kanserleri ses kısıklığı ve nefes darlığı ile kendini gosterebilir.

Bu kanser turleri bulunduğu bolgeye gore belirti verir. En onemli belirtileri ise iyileşmeyen yaralar, ağız kokusu, kanama ve konuşma bozukluğu, boğazda kitle hissi, yutkunma veya yutma bozukluğu, yuzde şişlik, cene hareketinin kısıtlanması, burun tıkanıklığı, boyunda oluşan kitle, ağrı ve işitmenin azalmasıdır. Ozellikle boyunda oluşan şişlik ya da yumru, erkeklere gore kadınlarda daha sık gorulen tiroit kanserinin en onemli belirtisidir."



"KANSER TEDAVİSİ KİŞİYE GORE PLANLANMALIDIR"

Prof.Dr. Sedat Cağlı, baş-boyun kanserlerinin, cerrahi ya da erken donemde radyoterapi yontemleriyle tedavi edildiğini aynı zamanda kullanılan kemoterapinin tedavinin etkinliği arttırdığını soyledi. Prof.Dr. Cağlı, şoyle konuştu:

"Bu kanser turlerinde şayet tumor evresi ve hastanın genel sağlık durumu elverişliyse, en etkin tedavi yontemi cerrahidir. Tedavi planlanırken tumorun boyutları ve yaygınlığı kadar hastanın beklentisi ve genel sağlık durumu kesinlikle dikkate alınmalıdır. Hastaya tedavi secenekleri ile tum ihtimaller cok iyi anlatılmalıdır.




Tedaviyle ilgili son karar hastaya bırakılmalıdır. Cunku hayatının geri kalan kısmındaki yaşam kalitesini secme kararı yalnızca hastaya aittir. (Hastalık yoktur hasta vardır) genel prensibini dikkate alarak tedavi kişiye gore planlanmalıdır. Toplumdaki baş boyun kanserleri genellikle yuzde 60-70 oranında gec teşhis edildiği icin yaşam şansı da azalıyor. Bu kanser turleri ile mucadelede amac erken tanı olmalıdır.

Erken tanıda en onemli şey ise şupheciliktir. Ozellikle baş boyun kanserinin gelişmesi acısından risk faktorleri uzerinde kesinlikle durulmalıdır. Aksi halde larenjit, farenjit gibi hayati riske neden olmayan hastalıklarla ilgili olmayan yanlış teşhislerin konulması zaman kaybına neden olacaktır. Yanlış teşhis sonucunda hastaya verilecek antibiyotik, analjezik ve antienflamatuvar ilaclar kısa sureli iyileşmeye neden olacak ve hasta tekrar hekime gitmeyecektir.

Gecen sure hastanın aleyhine, kanserin ise lehine olacaktır. Kanser ise bir ust evreye doğru ilerleyecektir. Erken teşhis edildiğinde baş boyun kanserlerinde yuksek oranda başarı elde edilebilmektedir. Gunumuzdeki tıbbi bilgi, tecrube ve teknolojinin de yardımıyla kanser tedavi edilirken, coğunlukla organ fonksiyonları da korunabilmektedir."





Kaynak:Haber turk​