Concrete Genie İnceleme; Her ne kadar şimdiki nesil elinden tablet, telefon gibi cihazları duşurmuyor olsa da cocukluk yıllarımızda bizim elimizden duşurmediğimiz şeylerin başında boya kalemleri ve fırcalarımız geliyordu. Hele ki unlu ressam Bob Ross'un sunduğu Resim Sevinci isimli programı izlediysek, buyuk bir gazla defter başına geciyor ve fırcamız ile aynı kalitede resimler yapabileceğimizi sanıyorduk. İşin sonu sıra sıra uzanan dağlar, ortadan kıvrımlı aşağı doğru inen bir dere, kucuk bir kulube ve biraz daha detaycı isek kopru ile tamamlansa da hayal gucumuz ile bu resmi cok farklı bir şekilde goruyorduk. İşte Playstation 4 icin ozel olarak geliştirilen Concrete Genie isimli oyun da cocukluğumuzdaki bu hayal gucunden beslenen ve bunu belli noktalarda başarıya ulaştıran bir yapım.

Concrete Genie İnceleme​Concrete Genie'de Ash isimli bir karakteri yonetiyoruz. Cocukluğunun gectiği Denska isimli bir sahil kasabasında cizimlerine devam eden Ash, negatif duyguların kol gezdiği, petrol sızıntısı ile boğuşan bu kasabayı eski, cıvıl cıvıl gunlerine cevirmeye calışıyor. Oyunun gidişatı boyunca eskiden bu kasabanın ne kadar guzel olduğunu, fakat şu anki halinin bu durumdan cok uzaklaştığını goruyoruz. Bu kasabayı eski haline getirmek icin ise fırcamızın gucune ihtiyacımız var.







Tabi bu fırca işleyişi oyuncuya pat diye verilmemiş. Her biri farklı zorluklar ile yuzleşmesinin ardından birer zorbaya donuşen farklı cocuklar da bu kasabada bulunuyor. Onların bizi itip kakması sonucu cizim kitabımızdaki tum sayfalar etrafa dağılıyor ve kendimizi perili olduğuna inanılan Deniz Feneri'nde buluyoruz. Burada buyuk bir mucize gercekleşiyor ve Ash'in cocukken cizdiği Luna isimli bir yaratık deniz fenerinin duvarında hayat buluyor. Bize bu buyulu fırcayı veren Luna, aynı zamanda kasabayı yeniden renklendirirken bize yardımcı olacak Cin cizme (uc harfli mi deseydik acaba?) gucunu de bize bahşediyor.

Bu cin cizme olayı oyunun da bel kemiğini oluşturmuş durumda. Cunku oyunun gidişatına gore hayata gecirdiğiniz bu cinlerin her biri farklı ozelliklere sahip. Kimi ruzgarın gucunu kimi ise elektrik gucunu kullanıyor. Zaten bu cinleri oyundaki bulmaca yapısına bağlı olarak belli noktalarda ciziyor ve hayata geciriyorsunuz. Bir kez cizdikten sonra o cin oyunun sonuna kadar size gerektiği noktalarda yardımcı oluyor. Burada dikkat etmeniz gereken en onemli şey ise cinin sadece duvarlar aracılığı ile sizin yanınıza geliyor oluşu. Yani başka bir duvar ile bağlantısı olmayan bir noktadan gecemiyorlar. Zaten bulmaca işleyişi ve onları bir noktadan başka bir noktaya taşıma dinamikleri de burada devreye giriyor.







Cin oluşturma dinamiğinde ise bulduğunuz sayfalar yardımınıza koşuyor. Govde, kulak ceşitleri, boynuzlar, pelerin ve daha aklınıza gelebilecek onlarca varyasyona yer verilmiş. Bu cin oluşturma kısmı oyunun belki de en eğlenceli noktasını oluşturuyor. Cizdiğiniz, tasarladığınız karakterlerin duvarların uzerinde koşturması ve size yardımcı olmaya calışmaları gercekten keyifli. Sayfaları toplama dışında oyunda yapmanız gereken farklı gorevler de var. Oncelikle gidişat bolge bolge size verilmiş. Yani bu buyuk kasabada maalesef serbestce dolaşamıyorsunuz. Bunun yerine o bolge icerisinde bir serbestlik durumu soz konusu. Fırcamız ile farklı resimler yaparak oyun alanına dağılan lambaları yakmak en onemli gorevimiz.
Resim cizerken kullanacağımız desenleri de etrafta topladığımız sayfalar sayesinde buluyoruz. Zaten bu işleyişi yaptıkca farklı bulmacalar ve ilerleyiş dinamiklerini aktifleştirmiş oluyorsunuz. Tabi dilediğiniz şekilde hayat vereceğiniz resimler dışında gorevin gerektirdiği resimleri de yapmanız gerekiyor. Mesela bazı noktalarda ne cizeceğinizi bilemiyorsunuz. Bu gibi durumlarda cizdiğiniz cinleri yardıma cağırıyorsunuz ve onların kafasında cıkan baloncuklar sayesinde ne cizmeniz gerektiğini anlıyorsunuz. İşte guneş diyorlarsa cizim defterinizden guneşi seciyor, ağac diyorlarsa ulu bir cınarın duvar uzerinde yukselişini gorebiliyorsunuz. Bu işleyişte en sevdiğim nokta ise cinlerin de cizime mudahale edebilmeleri. Yani etrafa yeşillik, cicekler felan ciziyorsunuz diyelim. Bu cizim esnasında gelip ciceklerden birini kopartarak koklayabiliyorlar. Bu gibi ekstra animasyonlara da oyunda yer verilmiş.







Cizim olayında Dualshock 4'un sensor ozelliğini de es gecmeyelim. Fırca darbelerini bu sensor sayesinde gercekleştiriyorsunuz. başta biraz zor geliyor ama oyuna alıştıktan sonra girdiğiniz bolgelerde boş duvar bırakasınız gelmiyor. Zaten bu işleyiş biraz basit, yani cok ince bir işcilik gerektirmiyor.

Bu maceranız boyunca karşılaşacağınız bazı engeller de bulunuyor. İlki eksik sayfaları bulup, cizim dağarcığınızı geliştirmek uzerine. Bunun icin etrafı araştırıyor, catılarda cirit atıyorsunuz. Bu dolaşma sırasında dikkat etmeniz gereken zorba cocuklar var. Neyse ki onların dikkatinizi dağıtmak ve etraftan dolaşmak oldukca kolay. Bu durum o kadar kolay ki Concrete Genie'de oyuncuyu cezalandıracak hicbir şey yok bile diyebilirim. Yakalanırsanız hemen saniyeler oncesine donuyorsunuz. Yuksekten duştunuz ya da suya duştunuz diyelim, hic dert değil. hemen oncesinden kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Acıkcası oyunun bu kadar tekduze ve kolay olması belki de en buyuk handikapı diyebilirim. Oyunun belli bir aşamasından sonra boyadan oluşan bir kaykaya kavuştuğunuz gibi ufak da olsa dovuş dinamikleri de işin icerisine giriyor. Burada hikaye adına spoiler vermek istemiyorum ama bu işleyiş de genel olarak oldukca basit diyebilirim.







Concrete Genie'nin en sevdiğim yonu ise kesinlikle cizim tarzı oldu. Oyunun genel grafikler, bolum tasarımları ya da kaplamaları son derece normal. Yani bu noktada one cıkan hicbir detay yok. Fakat cizimler ve size sunduğu bu ozgurluk oyunun gorselliğine o kadar guzel yansıtılmış ki, bu durum oyunun one cıkan en buyuk ozelliği olmuş. Oluşturduğunuz cinlerin oradan oraya koşturmaları, cansız bir duvarı son derece guzel bir şekilde boyamak oldukca keyifli olmuş. Bu cizimlerin animasyonlar ile hayat bulması ise oyun alanını kocaman bir tuvale donuşturuyor.

Son olarak unutmadan oyunun Turkce dil ve VR desteğinden de bahsetmem gerek. Oyunun menu ve diyalogları tamamen Turkce'ye cevrilmiş durumda. Bu durum ulkemizdeki oyuncular icin guzel bir artı diyebiliriz. Bunun dışında oyunda bir VR desteği de bulunuyor ve bu VR desteği ozellikle cizim yaptığınız kısımlarda iyi bir işleyişe sahip. Genel ilerleyiş kısmında ise VR ozellikleri biraz gereksiz kalıyor diyebilirim. Yani ben oynarken kısa bir deneme suresi sonrası oyunu normal oynamaya karar verdim.

Sonuc olarak daha cok kucuk yaştaki oyunculara odaklandığını soyleyebileceğim Concrete Genie basit ama cizim animasyon tekniği ile on plana cıkan bir yapım olmuş. Resim cizmek ve bu resimlerin hayat bulduğunu gormek oldukca keyifli. Buna rağmen oyun suresi, oyun alanı ve oldukca kolay işleyişi ile basit bir oyun olduğunu soylemek de mumkun.