Once sokaklarda kendini yerlere atarak topac gibi donen, reşit olma yaşına belki de varmamış delikanlıları goruyorduk. Onları seyre dalanlar sadece yoldan gelip gecenler değildi. Atakoy'deki fiyakalı kay-kay pistleri ya da Harbiye'de yabancı menşeli bir bankanın onunde akşam saatlerinde toplanan bu hip-hop'cı gencler, bir yandan kentin kalabalığından ve caddenin egzoz kokularından etkilenmeden break-dance'larının keyfini cıkarırken, ote yandan renkli gazetelerin kucuk haberlerine malzeme oluyorlardı. Hip-hop tutkunu 16 yaşındaki Ahmet Oğruk, "Farklı bir duygu bu, bazen diğer kişileri bir hic gibi gorebiliyorsun" diyordu. Hip-hop'ı ozgurlukle eşanlamlı goren 21 yaşındaki Orhan Aladağ da hip-hop'ta kuralları kimsenin belirlemediği icin bunu kendi kulturu olarak adlandırıyordu. "Hip-hop'ı bilmeyenler icin sokaktakiler genelde serseri gorunuyor ama sadece aslında bir şeylere karşı isyan duyan insanlar bunlar..." Kendisini "sıradan bir oğrenci" olarak tanımlayan Ercan Aslan ise hip-hop'a hayranlığının nedenini, "Gercekci ve doğal; yapmacık hicbir şey yok" diye acıklıyordu. Derken ufaktan un sahibi olmaya başlayan temsilciler belirmeye başladı aralarından. Gorduğu potansiyel ışığa balıklama atlayan popcuların albumlerinde artık birer ikişer hip-hop parcaları boy gosteriyor ya da rap şarkıcıları bazı şarkılara konuk olarak ceşni katıyorlardı. Hip-hop muziğinin sihirli hamuru, doğup buyuduğu topraklardan azade her coğrafya ve kulturde mayalanıyordu. Aslında her şey Cartel'le başlamadı. Meselenin kaynağını, uc kuşak once Almanya'ya ucuz emek amacıyla goc ettirilen emekci aileler oluşturuyordu. Cartel ise, sadece uluslararası hip-hop arenasında yukselen ilk Turkce ses olmuştu. Tamamı Turkce olan ilk albumleri 1994 yılında Frankfurt'ta yayınlandı. DJ Mahmut, Volkan T, Murat G ve Kmr, kendi hesaplarına kurdukları Looptown adlı plak şirketinden cıkarmıştı bu albumu: "Looptown presents Turkish Hiphop". Bilinen tarifiyle yeraltı kulturunun biraz yakınında filizlendi hip-hop bizde. Ama boy verdikce ondan adım adım uzaklaştı. Bir elin parmaklarını gecmeyen sayıdaki ofkeli adamın dışındakiler muzikle politikayı birbirine karıştırmamayı marifet saydı. Populer olmakla, muhim olmayı birbirine karıştırdı. Artık daha secici bir hayran kitlesi vardı hip-hop dinleyen kalabalığın icinde... 29 yaşındaki Soner Celik, 15 yıl once MTV'de Public Enemy'nin "Can't Truss It" klibini izlemesinin ardından duzenli olarak hip-hop dinlemeye başlamıştı. Ama bugunlerde hip-hop'ın Turkiye'deki gidişatından o da pek memnun değil. Celik, "Artık uretkenlik bitti, muzikalite birkac kişide var ama onlar da elinden tutulacağına sample (başka parcalardan alınan ses orneği) kullandıkları icin 'hırsız'lıkla suclanıyor" diyordu. Felsefesinden uzak, bir moda eğilim olarak ilgi goren bu muzik icinde, fikir taşıyan işler cıkarmaya calışan isimler de yok değildi şuphesiz... Yıllarca elektrik idaresinde işci olarak calışan ve "Vatan" adlı eski parcasındaki milliyetci anlamlar nedeniyle ciddi bir hata yaptığını duşunen Ceza, işci sınıfından gelme belki de en yetenekli hip-hop'cıydı.
__________________
*** YeRLİ MALI HİP HOP ***
Müzik0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Dizi - Film - Sanat Forumu
- Müzik
- *** YeRLİ MALI HİP HOP ***