Teknolojinin gelişmesi ve internetin daha da yaygınlaşmasıyla birlikte internet sitelerinin de onemini arttırdı. Google gibi Dunya ’nın en buyuk arama motoru ile bilmedikleri şeyleri keşfeden insanlar, daha da fazlasını oğrenmek icin yine Google ’ı kullandılar. Merak ettikleri her sorunun yanıtını alan kişiler, temel gereksinimleri icin de yine Google ’a başvurdular. Yeni taşındığı yerde doktorun yada hastanenin nerede olduğunu bilmeyen bir kişi bile artık Google sayesinde kendisine en yakın doktor ve hastaneye bulabilir oldu. İşte, bu kolaylığın ortaya cıkışında icerik yonetimi ve SEO faliyetleri etkili oldu.

Web sitesi tasarımından sonra firmaların yada kişilerin kendisini / hizmetlerini tanıtmak icin mutlaka “ ziyaretcilere seslenişleri” gerekmekteydi. “Hakkımızda” gibi bolumlerde ise firmaların kuruluş hikayesinden bahsedilmekte ve sitenin diğer kısımlarında ise yazı bulunmamaktaydı. Sosyal medyanın hızla yukselişi sonrasında ise insanlar artık “tek duzeliği” değilde “farklılığı” benimseyince markalar da gerek sitelerinde gerekse de dijital platformlarda “iceriklerini farklılaştırma yarışına” girdiler. Başta hakkımızda olmak uzere web sitesindeki bircok alan “iceriklerle” zenginleştirilirken “koşe yazarlığı” misyonu olan BLOGLAR acılmaya ve yonetilmeye başlandı. Her yeni acılan site ise diğerleri kadar “bol” ziyaretci alabilmek icin, arama motorlarının istediği kriterlere sahip olmak icin, değişikliğe gittiler. Ancak; yuzlerce sayfanın arasından en tepede yer almak istemek ise SEO calışmalarını doğurdu. SEO hedefleri doğrultusunda hazırlanmış bir iceriğin diğer iceriklere kıyasla cok daha fazla sayfa yukselmesi sağlayabildiğini fark eden markalar da artık hem SEO hem de icerik yonetimi icin uzmanlarla calışmaya başladılar.