Programatik, gercek zamanlı veri ve bu veriyi anlamlı ongorulere donuşturen sofistike algoritmalara dayanarak envanter satın alımının otomatik olarak gercekleşmesini tanımlayan; DSP ’ler, ad-exchange ’ler, trading desk ’ler ve RTB ’yi de icine alan genel bir terim haline geldi. 2013 ’te 22 milyar dolar olan kuresel programatik reklam harcamasının 2018 yılında 69 milyar dolara yukselmesi bekleniyor

Gelişmiş Kuzey Amerika ve Avrupa pazarları, 2014 ’teki programatik reklam hacminin %63 ’unu gercekleştirdi. Bunun %21 ’i Avrupa ulkelerinden geldi. Asya – Pasifik ulkelerinin oldukca yuksek buyume oranlarıyla 2018 ’de Avrupa ulkelerinin hacimlerini gecmesi bekleniyor.

Gunumuzde programatik hala gelişim evresinde ve bu evrede surekli yenilikler ortaya cıksa da, envanter kalitesi ve şeffaflık en cok konuşulan konuların başında geliyor. Bu iki onemli konuya değinen yeni bir eğilim ise Programmatic Direct ya da başka bir deyişle Programatik Premium adıyla gelişti. Private Exchanges ve Preferred Deals olarak da anılan bu yeni trend, gercek zamanlı hedefleme imkanlarının yanı sıra, reklamların premium sitelerde/iceriklerde yayınlanmasını ve yayıncıların envanterlerinden en uygun geri donuşu almalarını sağlıyor.

ABD ’de 2014 yılında programatik reklam harcamalarının %92 ’si RTB iken, programatikteki asıl buyumenin onumuzdeki yıl itibarıyla, programmatic direct ’ten geleceği ongoruluyor. 2016 yılında programmatic direct payının %42 olması bekleniyor. 2015 yılı başında gelişmiş pazarlarda ayrıca programatik rezervasyonlar da denenmeye başladı ve alınan ilk sonuclar, programatik reklam pazarının buyumesinde premium envanterin oldukca yuksek pay alacağına işaret ediyor.

Payı ve yaygınlığı gittikce artan programatik reklamcılığın format kırılımına baktığımızda ise, ağırlıklı olarak banner reklamların kullanıldığını goruluyor.