Namık Kemal, Tanzimat donemi ve sonrasının en mu-
him fikir adamlarından ve edebiyacılanndandır. Batının
uzerimizde kurduğu hegamonyanın şiddetini en fazla his-
settirdiği bir donemde yaşayan yazar, butun Tanzimat do-
nemi fikir adamları gibi, doğu ile batı arasında, kendine
bir yer bulmanın telÂşı icinde yaşamıştır. Şark kulturu
ve medeniyetinin karşısına cıkan bu yeni medeniyetin ca-
zibesi yazarın da gonlunu celmiş fakat o diğer bircoğu gibi
kendini tamamen bu akıntıya kaptırmamıştır.
Namık Kemal ne tamamiyle batıya karşı gozunu ka-
pamış ne de kendini inkÂr edercesine batı icinde erimiş-
tir. Kendi diline, tarihine, milletine, orf ve an?anesine bağ-
lı kalmış, milletinin de kendi benliğinden uzaklaşmaması
gerektiği fikrini savunmuştur.
Milletler mazilerini bilip ona sahip cıktıkca istikbale
doğru ilerleyebilirler. Gecmişi inkÂr etmekle insan mede-
ni olmaz. İşte elinizdeki bu eserde yazar, ecdadımızın ma-
zideki kahramanlıklarını, devlet idaresindeki maharetleri-
ni, vatan ve din uğruna nasıl canlarını fedaya hazır olduk-
larını guzel bir uslûpla dile getirmektedir.
Bircok şiir, tiyatro eseri ve roman yanında biyografi
denemelerine de girişen yazar bu meyanda SelÂhaddin-i
Eyyûbî, Fatih ve Yavuz Sultan Selim?in ibret alınması ve
ornek ittihaz edilmesi gereken hayat hikÂyelerini kaleme
almış, fakat bu yazılarını ancak 1289 (1872) de bastırmaya
muvaffak olmuştur. Kitabın ilk baskısında Devr-i İstilÂ
yoktu. 1301 (1884) tarihli basımında baş tarafa Devr-i İs-
til adı altında kuruluşundan Kanuni?ye kadar Osmanlı
Devleti?nin yukselmelerini aniatan risalesini de eklemiştir
Tıpkıcekim PDF
6.8 Mb
253 Sayfa
Tercuman
him fikir adamlarından ve edebiyacılanndandır. Batının
uzerimizde kurduğu hegamonyanın şiddetini en fazla his-
settirdiği bir donemde yaşayan yazar, butun Tanzimat do-
nemi fikir adamları gibi, doğu ile batı arasında, kendine
bir yer bulmanın telÂşı icinde yaşamıştır. Şark kulturu
ve medeniyetinin karşısına cıkan bu yeni medeniyetin ca-
zibesi yazarın da gonlunu celmiş fakat o diğer bircoğu gibi
kendini tamamen bu akıntıya kaptırmamıştır.
Namık Kemal ne tamamiyle batıya karşı gozunu ka-
pamış ne de kendini inkÂr edercesine batı icinde erimiş-
tir. Kendi diline, tarihine, milletine, orf ve an?anesine bağ-
lı kalmış, milletinin de kendi benliğinden uzaklaşmaması
gerektiği fikrini savunmuştur.
Milletler mazilerini bilip ona sahip cıktıkca istikbale
doğru ilerleyebilirler. Gecmişi inkÂr etmekle insan mede-
ni olmaz. İşte elinizdeki bu eserde yazar, ecdadımızın ma-
zideki kahramanlıklarını, devlet idaresindeki maharetleri-
ni, vatan ve din uğruna nasıl canlarını fedaya hazır olduk-
larını guzel bir uslûpla dile getirmektedir.
Bircok şiir, tiyatro eseri ve roman yanında biyografi
denemelerine de girişen yazar bu meyanda SelÂhaddin-i
Eyyûbî, Fatih ve Yavuz Sultan Selim?in ibret alınması ve
ornek ittihaz edilmesi gereken hayat hikÂyelerini kaleme
almış, fakat bu yazılarını ancak 1289 (1872) de bastırmaya
muvaffak olmuştur. Kitabın ilk baskısında Devr-i İstilÂ
yoktu. 1301 (1884) tarihli basımında baş tarafa Devr-i İs-
til adı altında kuruluşundan Kanuni?ye kadar Osmanlı
Devleti?nin yukselmelerini aniatan risalesini de eklemiştir
Tıpkıcekim PDF
6.8 Mb
253 Sayfa
Tercuman