Bu muzik turu, ozellikle sevenlerince insan ve doğa arasında kurulan bağın, evrilmenin ve zamanla butunleşmenin mukemmel bir yolu olarak yorumlanıyor. Derinlere inelim ve gorelim oyleyse



Psychedelic: perspektif kaymasına varacak şekilde hayal gorduren, dikkati başkalaştıran.
Trance: transa gecme durumu, gunduz duşu gorme hali, fiziksel durumdan sıyrılmak.


Elektronik musiki alemi icerisinde en nev-i şahsına munhasır akım.


Temellerini, 70'li yılların başında batıdan doğuya goc eden gezginlerin şekillendirmeye başladığı goa trance'den alan, 80'lerin sonu ve 90'ların başı gibi ilk orneklerinin uretilmeye başlandığı ve gunumuze kadar gelinen surec icerisinde eşsiz bir devinimle bunyesine bambaşka perspektifler katmış bir stil psytrance... Trance zaten kendi hissiyatı itibariyle -ve isminin de cok şık bir bicimde hakkını vererekten- oldukca mistik ve rituelvari bir muzik iken, bu lezzetin psychedelic anlayış ile zenginleştirilmesi kanımca şu anda yeryuzunde uretilen en transandantal muziğin vucud bulmasına vesile oldu: yeni cağ'ın davulları inlemeye başlıyor!

Psychedelic trance her ne kadar sentetik bir muzik olarak gorunse de aslında ozunu tamamen doğadan alıyor. Muziğin deviniminin bpm -beat per minute- anlamında gezindiği yerler ortalama bir insanın bir dakikada sahip olduğu kalp vuruş sayısı kadar orneğin... ya da icerisinde barındırdığı ve "acid-friendly" olarak da adlandırılan o cok tanıdık synth numaraları aslında bir steteskop yardımıyla insan bedeninin duyumsanmasıyla da algılanabilmekte... Psytrance, koken olarak algı duzeyinde ve iceriğinde değişim/yukselişe sebep olan psikoaktiflerin hukum surduğu bir bilinc dunyasını baz alsa da, aslında bu tarz katalizasyon sureclerine gerek duyulmadan da icerisinde barındırdığı ritm ve duyguyla dinleyeni kısa bir sure sonunda farklı duzeylere taşımayı cok iyi beceriyor.

Cunku bu muzik tıpkı bir ayin gibi. insanlığın, en kadim zamanlarından itibaren varoluşla butunleşmek, vecd yaşamak ve şamanik inisiyasyonları gercekleştirmek gibi mistik deneyimlerine arka plan yaptığı muzikal tabandan besleniyor, hatta coğu anlamda bu tabanın birebir aynısı ve modern bir yorumu olduğu bile soylenebilir. bunu gorebilmek icin muzik kadar bu muziğin dinleyici kitlesine, bu kitlenin sosyal/kulturel meziyetlerine, parti ve "gathering" kavramına ve bu toplanmalardaki atmosfer, dekor, kostum vb destek unsurlarına da goz atmak oldukca tamamlayıcı oluyor.

Coğu zaman toplumdan ve bu kulture uzak kitlelerden izole edilmiş bir bicimde, tamamen underground olarak organize edilen psychedelic trance partileri genellikle doğayla maksimum butunleşmenin yaşanabileceği yerlerde ve ortamlarda gercekleştiriliyor. Tum deneyim aslında evreni anlamak, ona dokunmak ve az da olsa tadına bakabilmek icin eşsiz bir fırsat. esriyen bedenler ruhlarını dışarıya fışkırtıyor, oradaki muzikal varoluş ve kollektif bilinc heyecanlı olduğu kadar urkutucu olsa gerek.


Gelelim muziğin teknik kısımlarına dair birkac nota, ve bitirelim evet. Psychedelic trance'ın beslediği bircok alt kol da mevcut elbette; progressive trance, dark-psy ve psy-chill gibi. hatta trance'den uzaklaşıp ambient, minimal techno, idm ve downtempo gibi stillerle bile kolkola girilen bircok calışmaya artık daha sık rastlıyoruz. Psytrance'ın o eşsiz surati ve coşkusu bu yeni sentezlerde bir nebze sonumlense de psychedelic deneyim adına kaybedilen hicbir şey olmadığını duşunmekteyim. ezcumle, fitili 60'larda ateşlenen "psychedelic devrim"in oldukca coşkulu bir doneminden gectiğimizi soyleyebilirim. Hele hele bu devrimin -kanımca- en onemli ayağı olan "muzik", resmen bayraktarlık gorevini sırtlamış, goturuyor. bunun icin bile kendimizi şanslı saymamız gerekiyor... aydınlanmaya goturen yoldaki herkese ve her şeye selam olsun!

Bu mevzu icin soyleyeceklerimiz bitmez... en son devrim mi diyorduk?
Evet, psychedelic (d)evrimin en onemli kilometre taşlarından birisinin, 1970’lerin başında amerika ve avrupa topraklarında kitleler halinde yaşayan hippie topluluklarının asya kıtasını keşfe cıkma guduleri olduğunu soylemek mumkun.

Bu hem ruhani hem de kişisel yolculukların ara durağı olan goa eşsiz doğası, ozellikle lsd gibi psikoaktiflere tanınan ozgur ortamı ve mistik atmosferiyle bu toplulukların en gozde mekanlarından birisi haline gelmekte gecikmedi. ve bu insanların yaşamlarının en onemli dinamiklerinden birisi olan "muzik", burada oylesine gorkemli bir fuzyon gecirdi ki, bunu sanırım kendileri bile beklemiyordu. Donemin başat muziği olan psychedelic rock, 80’li yıllara gelindikce elektronik elementlerin boy gostermeye başladığı donemlerde kendine yepyeni anlamlar buldu. bu, ebm altyapısından beslenen, hızlı, bol tekrarlı ve yoğun katmanlara sahip synth soslu muzik, elbette ki ilk kez ortaya cıktığı yerin ismini alacaktı: goa trance.



Goa,Hindistan

Burada esaslı bir ahkam kesmeden duramam: şahsi fikrimce goa trance, ortaya cıkışı ve gelişimine baktığımızda en doğal bicimde evrilmiş muziklerden birisi. İcerisinde ne ticari bir oyun, ne bir plak şirketi stratejisi ne de başka bir materyal oğe barındırıyor. Tamamen hissiyat ve yaşamin akışı neticesinde şekillenmiş olması onu ozel kılıyor. Gelelim işin piyasa uzamına... 90’lara gelindiğinde, goa trance avrupa listelerinde, ozellikle ingiltere’de adeta bir saman alevi gibi bir anda parladı; gel gor ki fazla zaman gecmeden de duşuşe gecti. Belki de insanlar henuz onu anlamamışlardı, ya da avrupa elektronik musiki sahnesi boyle bir stile hazır değildi.

Sonra ilginc bir şey oldu, israil’li gezginler 90’lı yılların ortalarında yaptıkları hindistan seyahatlerinden edindikleri tecrubeleri kendi ulkelerine taşırken goa’nın muziklerini de yanlarında getirdiler. Boylece "psychedelic trance" doğdu. israil’li muzisyenler bu muziğin ozunu, etnik ve mistik tarafını korudular ama tamamen farklı bir şekilde algılayıp yorumladılar. Goa trance’ın o karmaşık ve cok katmanlı melodik yapısından ziyade daha sek, daha ritme dayalı ve daha groovy tabir edilecek işler yaptılar.


Boylece, o meşhur dolunay partilerinde ortaya cıkan nitzhonot'u ve onun halefi sayılabilecek "full-on" (full-moon) stilini yarattılar. ve psytrance israil’den avrupa’ya, oradan da tum kıtalara yayıldı, tum dunyada tecrube edilmeye başlandı. ve kendi alt dalları da bulunan, diğer elektronik muzik tarzlarıyla paslaşan ve neredeyse –ve maalesef ki- bir sektore donuşmek uzere olan; devasa bir ağaca evrildi.

Ve bunun otesinde, gunumuzde bir elektronik muzik tarzı ve belki de bir kultur ikonu da olmasının otesinde, psychedelic trance’ın başka olgulara yaptığı atıflar, onu seven ve dinleyen kitlenin en buyuk tutkularından birisi. Bir psytrance partisiyle şamanik bir rituelin arasında, oz itibariyle hicbir fark bulunmadığını soylemek bir iddia değil, bir realite. Bu muzikte, muzisyenin yonettiği kollektif bir ayin, butunleşme ve varoluş katmanları arasında bir gezinti var. Bu muzikte insana doğadan, hatta kendi bedeninden tanıdık gelen sesler ve melodik yapılar var. ve bu muzikte insanoğlunun kendini bildiğinden beri, her deneyimlediğinde eşlik etmekten geri durmadığı bir şey var: "ritm".

Doğanın ve yaşamın, canlılığın ritmi. Bedenleri esriten bir ritm, ruhu kabuğundan ayıran, hic gidilmemiş yerlere goturen ve tekrar yuvasına geri bırakan. Bu muziğin icinde tutku var, var olan ama bilinmeyen, gorulmeyen ve duyulmayanı keşfetmek, gormek ve dokunmak adına alevlenen o sonsuz tutku... Bu muziğin icinde iki gozun goremediği bir motif, ve hatta o algıya vakıf ol(a)mayan kulakların bile duy(a)madığı bir melodi var: evrenin melodisi. ve bu muzikte titreşim var, ilk varoluş anında başlayan ve kuant kopuklerinin evrenin sonsuz şelalelerinden gurul gurul aktığı yerlere kadar devam edecek olan o titreşim... ve bu muzikte safkan bir akış var, sıfırdan sonsuzluğa, ezelden ebede, siyahtan beyaza ve hiclikten varoluşa doğru vahşice, ozgurce ilerleyen...

Aslında şu kalıyor kelimeleri suzgecten gecirince;
Bu muzikte sozcuklere dokmenin aslında cok da mana ifade etmeyeceği bir doku var. Belki de hicbir psikoaktif ilacın, rituelin, ibadetin, meditasyon tekniğinin ve manevi inisiyasyonun yerini alamayacağı, ulaşamayacağı bir doku. ve o dokunun tadını bir kez "gercekten" duyumsayanlar icin, ne gecmiş, ne de gelecek; ne de "an" aynı kalabiliyor.

Alt- turlere ayırıp ornekleyecek olursak;
Full on: Sesto sento ve alien project bu tur daha enerjik basslinelar icerir. daha dinamik bir muzik yapıları vardır. kaynak ismi zamanında bu isimle yayınlanan toplama albumlerden gelmiştir.

Bestpys: Astrix bu turu en iyi icra eden adamdır. basslineları kusursuzdur. bu adamın gotunden başından psychedelic trance akmaktadır. tur adına kaynak kıcım.

Dark-psy: Ana turden farklı olarak 150-200 bpm aralığındadır. besteler genelde minor scaleler ile yapılır. bunun nedeni minor'un karanlık bir hava yaratmasıdır haliyle. bu ture aynı zamanda hi-tech denildiği de olur. ancak hi-tech ortalama olarak daha yuksek bpm icerir ve kullanılan synthler genel olarak uzay algısı uyandırır. turun populer temsilcileri psykovsky ve technical hitch olabilir.

Downtempo trance: Psychedelic ambient ya da psychedelic chillout diye de bilinir. kelimelerin anlamlarına baktığımızda kendini oldukca acıklayan bir tur. 110-130 bpm arasında gidip gelir. bana kalırsa ucube bir alt tur.

Psy-break: Psychedelic ve breakbeat elementlerini birleştiren tur. cok hızlı ve kendine has olmasının sebebi sık vuruşlu notalarla bestelenmiş olmalarıdır. yani bir notanın 1/16'sı. bu alt turden hissettiğiniz dark-psy ile aynıdır. cunku melodiler genelde karanlık bir hava yaratmak uzere bestelenir.

Keyif almak icin ille uyuşturucu kullanımı gerektirmeyen, zira kendisi uyuşturucu olan muzik turu. Produktorler bu uyuşturucunun imalatcıları, djler torbacıları, biz dinleyenler ise junkieleriyiz.

Partileri cok keyifli gecer, bir masalı yaşamak gibidir adeta. ara sıra tatsızlıklar cıksada genelde barış, hoşgoru ve sevgi hakimdir. Gidip hic tanımadığınız biriyle sanki 40 yıllık arkadaşınızmış gibi muhabbet edebilirsiniz, paylaşım vardır. geceleri tam bir freakshowdur.

Herkesin kaldıramayacağı bir ortam diyebiliriz, yanlış anlaşılmasın, elbetteki herkes gelip gorebilir fakat onyargısız ve kibirsiz olmak şart gibidir, yoksa cok keyif alınamaz.


Bu muziği devamlı olarak dinlemek icin bir radyo onerisi;
radiozora.fm
__________________