1 Gecmişi 2 Yapısı 3 Saksafon Ceşitleri 4 Ağızlık 5 Kamışlar
Gecmişi
Saksafon, 1840’ların başında Paris’de yaşayan Belcika’lı muzik aygıtları yapımcısı ve klarnetci Antoine-Joseph 'Adolphe' Sax tarafından tasarlandı. ‘’Saksafon’’ adı da “sax’ın sesi” anlamını taşır. Sax’ın 1846’da patentini aldığı konusunda değişik goruşler one surulse de, en olası olanı, ophicleide calgısına klarnet ağızlığı eklenmesiyle ortaya cıktığıdır. Gercekten de sax, babasının klarnet ve ophicleide uretilen fabrikasında yıllarca calışmıştır.
Sax’ın 1846’da aldığı patentten sonraki yirmi yıl boyunca,saksafon yalnızca Sax’ın fabrikasınca uretildi. 1966’de, patent suresinin bitiminden sonra saksafonda oteki ureticilerce bir cok değişiklik yapıldı.

Caz saksafoncusu Klaus Doldinger saksafonununu calarken
Yapısı
Saksafon klarnetinkine benzer. Klarnetteki gibi,ici yuvarlak ya da dort koşe oyulmuş, tek kamışlı ağızlık kullanır. Tuş sistemi ise aynı olmasa da flutle benzerlik gosterir. Saksafon, metalden yapılan bir enstruman olmasına rağmen, yapısı ve kokeni gereği, bakır uflemeli değil, tahta uflemeli calgılar arasında sayılır.
Saksafonlar coğunlukla pirincten yapılıp, uzerlerine saydam vernik, altın ya da gumuş ile kaplama yapılır. Vernik ya da oteki kaplamalar pirincin paslanmasını onlediği gibi, ses niteliğinin artmasını ve calgının goruntusunun ilgi cekici olmasını sağlarlar.
Değişik donemlerde, saksafon yapımında plastik ve tahta gibi değişik gerecler de denenmiştir. 1930 oncesinde saksafonların verniklenmeden ya da kaplama yapılmadan satışa sunulmaları yaygındı. 1960’lara dek ise, bazi saksafonlar ucuz olmaları bakımından gumuşle değil, nikelle kaplanırdı.
Saksafon Ceşitleri
Saksafon topluluğunun, en buyuğunden en kucuğune on uyesi; kontrabas, bas, bariton, tenor, C-ezgi, alto, F mezzo-soprano, soprano, C soprano, sopranino saksafon olarak sayılabilir.
Soprano, Alto, Tenor ile Bariton saksafonlar en cok kullanılan saksafonlardır. Bazı orkestralarda arada sırada Bas saksafonun da kullanıldığı olur.
Saksafon calmaya yeni başlayanlar genellikle alto saksafondan baslayıp, deneyim kazandıktan sonra tenor ya da bariton ile calmayı surdururler. Alto saksafon ozellikle klasik batı muziği alanında tutulur. Calması daha zor olan soprano ise 1960’lardan sonra caz muziğinde belli olcude yaygınlaşmıstır. Bas, sopranino ya da kontrabas saksafonlar gunumuzde uretilse de, buyuk saksafon orkestraları dışında ender olarak kullanılırlar ve daha cok ozel ilgi duyanlara seslenirler.
Ağızlık

Tenor saksafon icin iki ağızlık
Ağızlıklar kaucuk, plastik ya da metal gibi değişik gereclerden yapılırlar. Ender olarak da tahta ve cam olanları da bulunur. Bazıları, metal ağızlıkların yaygın olan plastik ağızlıklara gore daha “canlı” ses cıkardığı, otekilerse de ses tonundaki değişikliklerin ağızlıkta kullanılan gerecten değil, biciminden geldiği kanısındadırlar. İcleri icbukey olarak oyulmuş ağızlıklar Adolphe Sax’ın ozgun tasarımına daha yakın olup, daha yumuşak tonlarda ses cıkardıkları icin klasik batı muziği saksafoncularınca yeğlenirler.
Kamışlar

Frederick L. Hemke alto ile tenor saksafon kamışları.
Klarnet gibi saksafon da ses cıkarmak icin tek kamış kullanır. Saksafon kamışları klarnettekilere oranla daha geniş olurlar. Değişik saksafon ceşitleri (alto, tenor, vb) değişik boyutlarda kamışlar kullanırlar. Her calgıcı kendi bicemine uygun kamışı bircok ureticinin urunleri arasından secebilir. Kamışların ses gucu, 1 ile 6 arasindaki sayılarca olculendirilmiştir. Yine değişik ureticilerin tıpkı olculendirmeyi kullandıklarını soylemek guctur. Orneğin Rico’nun 3 sayili kamışı Vandoren’in 3 sayılı kamışına oranla cok daha yumuşaktır.
__________________