Bedii Faik-Yalancı.pdf
Bahce kapısının demir parmaklıkları ardında onu ilk gorduğum zaman, avucumdaki suyu onume dokuvermiştim.
Sabahtanberi mahallenin butun cocukları bizim bahcede toplanmış ve bağırışa bağırışa yağlı camurdan fırın yapmaya koyulmuştuk. Bana, İzmir'in sıcağına dayanamıyarak derhal kuruyan camuru sık sık ıslatmak duşmuştu. Bahceni muhtelif yerlerindeki muslukarın en yakınıdan avuclarıma doldurduğum suyu, belki yuz defadır ki, bir koşeye yığılmış o acaip kumbeti uzerine serpiyordum.
O, bu halimi herhalde uzun zaman seyremiş olmalıydı.
Ellerimi patalonuma surtup, kurulayarak kapıya yaklaştım.
Cok uzun boylu idi. Başına kirli bir kasket gecirmiş, boynuna da kıravat yerine kavunici bir eşarp sarmıştı Ayaklarının dibinde, iplerin yardımiyle dağılmaktan kurtulmuş koskocaman bir bavulla ufacık bir sepet duruyordu. Omrumde bukadar mavi goz ve bukadar beyaz diş gormemiştim.
İndirme Linki: