• 23-07-2022, 16:34:30
    #1



    Joseph Kessel'in 1928'de yazdığı, yayımlanmasıyla birlikte buyuk bir skandala yol acan kult romanı Gunduz Guzeli, yazıldıkları donemi aşıp zamana karşı durmayı başarmış edebiyat metinlerinin en başarılı orneklerinden biri. Unlu bir cerrahla evli genc ve guzel Séverine'in kocasına duyduğu aşka rağmen tensel haz arayışı icinde gunduzleri luks bir randevuevinde fahişe, akşamları ise sevgi dolu bir eş olarak surdurduğu cifte yaşamının beklenmedik bir karşılaşma sonrasında altust olmasının hikÂyesinin anlatıldığı roman, Luis Buñuel'in romandan aynı adla uyarladığı unutulmaz film dolayısıyla sinema tarihinin de onemli bir parcası aslında.

    Kessel'in romanın maruz kaldığı haksız ve sert eleştirilere cevaben, metnin sonunda dile getirdiği "insancıl vurgu" okura oyle başarıyla yansıtılmıştır ki, kitap yazıldığından bu yana edebiyat dunyasındaki yerini sağlamlaştırarak korumaya devam eder. Gunduz Guzeli'nde benim yapmak istediğim, yurekle ten arasındaki korkunc ucurumu; gercek, sonsuz ve sevecen bir aşkla bedensel isteklerin dizginlenemez durtuleri arasındaki derin kopukluğu gostermekti. Uzun zaman seven her erkek, her kadın -kimi istisnalar dışında- bu catışmayı benliğinde taşır. Bu duyumsanır ya da duyumsanmaz, acığa cıkar ya da uyuklar, ama vardır. Gunduz Guzeli'nin meselesi Séverine'in bedensel isteklerindeki sapıklık değil, bu sapıklıktan bağımsız olarak, onun kocası Pierre'e duyduğu sevgi ve bu sevginin acıklı yanıdır. Yazdığım kitaplar arasında hic bu denli sevdiğim olmamıştır ve ben ona en insancıl vurguyu yerleştirmiş olduğuma inanıyorum. Séverine'e acıyan, onu seven yalnız ben mi olacağım acaba?

    Ceviri: Samih Tiryakioğlu
    Yayınevi : E
    Baskı Yılı : 1989


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.