• 19-07-2022, 12:18:53
    #1












    Taşra tanımlaması işaret ettiği sosyal ve kulturel sınıflamayla ne kadar koşeli bir gerceklik taşıyorsa kasaba kavramı da o basit aritmetiği icinde el değmemiş, işlenmemiş bir insan duyarlığı barındırır: Ağacları bekleyen bir insan soyu, doğaya sonuna kadar bağlı inanclı bir soyluluk. Doğanın karşılık beklemeden sunduğu dingin atmosfer, zamanın kıvamlı akışı, fertlerin olculu hulyaları bir uctadır, kasvet, durağanlık, kacıp gitme arzusu en ?uzak? diğer ucta huzursuzca kımıldanır durur. Kent oradadır, parıltıları, olanakları, belirsizlikleriyle... Doğa hemen buracıkta, dost, guvenilir, değişmez...
    N. B. Ceylan?ın daha yolun başında en uzağa eriştirdiği bir sinema guzelliği, iri taneli bir sinema cesareti olarak Turk Sineması'na goktaşı gibi duşen Kasaba, bu karşıtlıklı dunyayı eşine az rastlanır bir sahicilikte aktarmıştır. Gece ateşin başında coğrafyalar gecilir, savaşlar kazanılıp kaybedilir, Saffet cekip gider...
    Mayıs Sıkıntısı ve Uzaktan sonra Kasaba?nın senaryosunu da cekimden onceki bicimiyle sunuyoruz okurlara. Şiirsel gercekliğin son başyapıtlarından birinin ilkgencliği olarak okunsun diye...







    Nuri Bilge Ceylan - Kasaba
    Norgunk, 2007, 109, Sinema
    Tıpkıcekim PDF, Clearscan







    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.