Anadolu'daki devlet oncesi toplumların ekonomik orgutlenmesinin yeniden canlandırılması soz konusu olduğunda, bağımsız bir bilim dalı olarak arkeoloji yetersiz kalır. Bu eksiklik bir dereceye kadar arkeolojik bağlamda saptanan ornekleri, geleneksel tarım toplumları hakkındaki bilgilerle karşılaştıran etnoarkeoloji sayesinde giderilir. Gercekten de Anadolu'nun zengin etnografik malzemesi, Tunc ve Demir Cağı kırsal topluluklarının ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin muammalı arkeolojik belgelerin cozumlenmesinde kullanılabilir. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki halklar bileşiminin bir mikro modelinin, yaklaşık uc kuşak once kurulan Cumhuriyet'e miras kalması bakımından Turkiye'nin etnografik belgeleri eşsizdir. Artık cağdaş Turkiye'de buyuk aşiret orgutlenmeleri olmamasına rağmen, uzak bolgelerde yaşayan daha kucuk dağınık aşiret grupları ve koy toplulukları, sadece etnik kimliklerini değil, derin kok salmış sosyal orgutlenme ve gecim stratejileri modellerinin de coğunu korumayı başarmışlardır. Ozellikle, doğu ve guneydoğu bolgelerindeki gocebe ve yarı gocebe coban toplulukları arasında aşiret yapısının sosyal orgutlenmenin onemli bir unsuru olmaya devam ettiği bu tur kırsal toplulukların belgeleri, Turkiye'deki "yaşayan arkeoloji" icin zengin ve ceşitli bir veri tabanı oluşturmaktadır. M.O. 2. binyılın okur yazar toplumları soz konusu olduğunda bile, sosyal statu ve sınıf ayrımının ev mimarisi ve olu gomme Âdetlerine nasıl yansıdığı incelenirken, etnografya arkeolojiyi ve yazılı belgeleri tamamlar.
Prof. Jak Yakar, bu sahada gecirdiği uzun yılların birikimini aktardığı kitabında, Anadolu'daki kırsal toplulukların uzak gecmişten suzulup gelen yaşam tarzlarını ve geleneklerini, 21. yuzyılın başında kırsal sektorde yaşanan hızlı modernizasyona yenik duşebilecekleri duşuncesiyle, titizlikle kayda geciriyor. Anadolu'nun Etnoarkeolojisi, yazarın sahada ve kutuphanede veri toplamakla gecen yıllarının urunu olan kapsamlı bir calışma.