• 18-07-2022, 22:02:13
    #1
    Koylunun Birisi, guz vakti arı kovanlarından bal peteklerini toplar, tahta teknelere doldurarak, satmak uzere kasabaya getirirmiş. Kendisine bakkal bir muşteri bulmuş. Pazarlık yapmışlar, uc aşağı, beş yukarı derken anlaşmışlar. Sura balın tartılmasına gelmiş.

    Bakkal, balı tartmaya başlamış, ama terazisinin kefesine koyacak yarım okka'dan başka ağırlığı olmadığı icin, koylunun getirdiği koca koca petekleri, elleriyle boler parcalar kefeye oyle koyarmış. Tabi bu arada elleri dirseklerine kadar bal oluyormuş. Ne yapsın o da, eline koluna bulaşan bu balı yalamaya başlamış.
    Koylu bu durumdan biraz rahatsız olmuş:
    "Emmi, balın yarısı yalamaya gidiyor" diye soylenmiş.

    Bakkal: Ağam, işkillenme, kastım yok! Ama bilirsin ki, bal tutan parmağını yalar!" demiş.

    Turkce'nin, deyimler yonuyle zengin bir hazineye sahip olduğu şuphesizdir. Hepimiz konuşmalarımızda ve yazılarımızda bu hazineden faydalanırız, ama coğumuzun, kullandığımız deyimlerin kaynağından habersiz olduğu da bir gercek. Bunun en onde gelen sebeplerinden biri, bu deyimlerin ilk kullanıldığı durum ve olayların oykulerine ulaşabileceğimiz derli toplu bir calışmanın hÂli hazırda bulunmayışıdır. İşte "Deyimler ve oykuleri" dizisi bu sahadaki eksikliği gidermek amacıyla hazırlandı.
    "İkinci oyku dizisi" okuyucularını, merakla izlenecek, neşeli bilgilerle dolu bir yolculuğa cağırıyor.

    Turkce (Orijinal Dili:Turkce)
    140 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
    İstanbul, 0
    ISBN : 9799752610100

    Link:
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.