• 18-07-2022, 18:22:46
    #1








    "Buyuyup dunyaya başkent olsan bile hicbir zaman yurttaşların olmayacak senin," diyor Jules Ferry gecmişe ozlemle. Modern hayatın karşısında başı donen Baudelaire şehri, "hastane, hapishane, kerhane, araf, cehennem" diye tanımlıyor ve ekliyor; "Seviyorum seni, rezil başkent." David Harvey Paris, Modernitenin Başkenti'nde, Balzac, Baudelaire, Flaubert, Zola gibi edebiyatcıların tasvirleri ve gelecek vizyonları, Daumier'nin karikaturleri ve Marville'in fotoğrafları eşliğinde Haussmann'ın kenti "zorla modernliğe suruklediği" ve baştan yarattığı İkinci İmparatorluk Parisi'nden gunumuze bakıyor.



    Goc, banliyoleşme, temaşa, alışveriş, mutenalaştırma... Barikatlarla olduğu kadar spekulasyon ve kiralarla da ikiye bolunen bir kent. Haussmann'ın yeni Paris'i İkinci İmparatorluğun gosteri salonu mudur yoksa piyasanın fuhuş merkezi mi? Harvey'nin her yonuyle gozler onune serdiği Paris'in oykusu, aynı zamanda icinde yaşadığımız kentlerin oykusune, orneğin İstanbul'un '80 sonrası donuşumune dair carpıcı ve net bir fotoğraf koyuyor. Kenti; modern toplumun, hayatın ve bireyin politik bedenini masaya yatırıyor.

    (Tanıtım Bulteninden)





    Ceviri: Berna Kılıncer

    Sayfa Sayısı: 480

    ISBN: 9789755705514

    Baskı Yılı: 2012

    Yayınevi: Sel Yayıncılık







    Aranabilir PDF + 9.75 MB







    Mediafire




    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.