Nietzsche Batı metafizik duşunce geleneğinin surekliliğinden hareketle, bir butun olarak modernizmi Hristiyan ahlak Anlayışının sekulerize olmuş şekli olarak gorur. Modern devlet ve ideolojiler ise adeta, Hristiyan ote idealinin boş bıraktığı yere yerleşmiş ve modern insan icin bir ideal fonksiyonu gormuşlerdir. Bu yuzden gerek modern devlet, gerekse Hristiyan suru ahlakının sekulerize olmuş formu olan sosyalizm ve gerekse de yapay bir eşitlik ideali ile insanların gucleri arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmaya yeltenen liberalizm, Nietzsche?nin yıkıcı eleştirilerine hedef olmuştur.
Batı metafizik duşunce geleneğinin epistemolojik temellerini yıkıcı eleştirilerine tabi tutan Nietzsche, aynı zamanda soz konusu epistemoloji uzerine temellendirilmiş olan modern kurumların da bir eleştirisini sunar. Şayet Batı metafizik geneleği hakikat iradesinin yonlendirmiş olduğu nihilistik bir felsefi gelenekse ve onun epistemolojik temelleri de bir kurgu, bir mistifikasyon sonucunda oluşturulmuş yapımlardan ibaretse, bu temeller uzerine inşa edilen kurumlar da bu duşunsel ardalanın izlerini taşımaktadırlar. Bundan hareketle Nietzsche modern akademik kurumlan ve akademisyenleri eleştiri oklarının hedefi haline getirir. Modern akademik kurumlar da tıpkı diğer modern kurumların yaptığı gibi insanı yaşamdan koparan, ona suru vizyonunu empoze eden ve insanlar arasındaki farklılığı ortadan kaldıran bir karaktere sahiptirler. Bu yuzden Nietzsche?ye gore bilim, egemen cehalete inanmayı gerekli kılar. Her ne kadar bilim dunyanın bir acıklamasını verdiği iddiasında bulunsa da, Nietzsche acısından bakıldığında onun yapabileceği tek şey dunyaya yonelik bir yorum, bir duzenleme sunmaktır. Bu yuzden bilimler hicbir zaman insana ait değerlerden ve yorumlamalardan bağımsız kalamazlar.
96 sayfa / 2 MB