Bilimsel etkinlik ile atbaşı gelişen bilimsel yontem tartışmaları,
zaman ve zemine gore iki ana işlev ustlenmektedirler:
Meşrulaştırma ve sorgulama. Metodolojinin bu iki işlevi
bilimin toplumsal konumu ile de yakından ilişkilidir. Yaygın
kanaatin tersine bilim anlayışı sistemli bir bilgi kumesi hatta
kendisi de bir bilim olan metodolojiyi izlemez, fakat bunun
tersi gecerlidir. Yani, metodoloji konu edindiği bilimi izlemek
durumundadır.
Bu, her bilimsel anlayış veya bilimsel etkinlik surecinin
bir metodolojik cerceveye yaslanmak zorunda olması ile birbirine
karıştırılmamalıdır.
Bir bilim anlayışının egemenlik tahtına yerleştirilebilmek
icin desteğe ihtiyac duyması durumunda metodoloji hemen
imdadına yetişmektedir. Neyin bilim olduğu, bilimle bilim
olmayanın farkının ne olduğu, hangi olcutlerin bilimsel bilgiyi
bilimsel olmayan bilgiden ayırdığı ve bunların nasıl belirlenebileceği
gibi sorulara, desteklenecek olan bilimsel anlayışın
lehine sonuc verecek bicimde ayrıntılı ve sistematik
cevaplar yetiştirilir. Burada metodoloji, onemli ama neticede
sadece bir payandadır. Ancak bir bilim anlayışının tahttan indirilme
surecinde ise metodoloji son darbeyi vuran bir balyoza
donuşuverir birden. Birbirine zıt İkili işlevini eşzamanlı
olarak da yerine getirebilen metodolojinin, bilim ile ilişkisi ve
yuklendiği işlevlere ilişkin bu meşrulaştırıcı veya sorgulayıcı
işlev yuklenme ayrımının, metodoloji tartışmalarının izlediği
seyrin anlaşılmasında onemli bir kolaylık sağlayacağı kanaatindeyim.
(Kitaptan)
Alıntıdır.
epub+mobi:
Yararlı olması dileğiyle.

