Şehirde bekarlık nasıl bir şeydir? Şehir bize nasıl aşklar vaat eder? Birbirimize gosterdiğimiz ilgi hangi noktadan sonra rahatsız edici olmaya başlar? "Normal" aşk ile "patolojik" fanteziler arasındaki cizgiyi nasıl cekmeli? Gunumuz tacizcileri neden internet, cep telefonu gibi araclara bu kadar meraklılar? Londralı bekar romantik edebiyat okutmanı yazarımızın başından garip bir aşk hikayesi gecer. Bir konferansta tanıştığı edebiyat oğrencisine biraz ilgi gosterir ve e-mail adresini verir; daha sonra kızın, dozajı giderek artan ilgisine, cep mesajı ve e-mail yağmuruna, gittikce saplantı haline donuşen aşkına maruz kalır. Kız avını sinsice takip eden tacizkar bir aşığa, erkekse bir kurbana donuşur. Zamanla tacizci, kurbanını bir işbirlikciye, yeni yeni saplantıları, hatta paranoyaları olan birine donuşturur. Karşılıksız aşk ile tacizkar aşk arasında belli belirsiz bir sınır vardır, birinden otekine her an gecilebilir. O halde aşkta "mesafe" kavramı cok onemlidir. Yazarımız, Dante ile Beatrice"in aşkından hareketle bu kavramı inceliyor ve bir aşığın en ateşli ozlemlerin ortasında kıvranırken bile aşkının farklılığını ve gizemini nasıl anlamlandıracağına dair yorumlarda bulunuyor. Daha sonra bizi Stendhal'den Zweig'a, Goethe'den Poe'ya, Shakespeare'den romantik şairlere uzanan bir edebiyat gezisine cıkarıyor. Kaderin bir cilvesi işte, yazarımız bu garip maceradan bir sure sonra kendini rollerin tamamen değiştiği bir aşk hikayesinin sarışın dilbere karşı gittikce saplantıya donuşecek bir aşka kapılır. Şimdi avın peşinde sinsice dolaşma sırası ona gelmiştir. Bu olay, zamane şehirlerindeki butun bekarların başına gelebilir pekala. Bir gun siz de kendinizi bir tacizci ya da kurban olarak bulabilirsiniz. Onemli olan yaşadığınız şeyle yuzleşmek, onu anlamlandırabilmektir. Karşılıksız Aşk bunun carpıcı bir orneği.
Sayfa Sayısı : 122
Baskı Yılı : 2004