"Hadi bakalım Ayşegul Hanım, hayırlı olsun. Cok istiyordun boşanmayı, al boşanıyorsun işte. Şimdi ne yapmayı duşunuyorsun peki? Butun evleri bedava, işyerlerini de kucak acmış kocaman maaşlarla seni mi bekliyor sanıyor¬dun? Nafaka almak zorundasın cocuğunla beraber yaşa¬mak istiyorsan. Deniz'in duzeni bozulmamalı."
Boşanma...
Bir yıkım ve trajedi mi?
Yoksa cocuk oyuncağı bir sıradan olay mı?
Bu ak-kara salıncağının otesinde, boşanma gercekten nasıl yaşanıyor gundelik hayatta? Bir tarafta boşanıyor olmanın psikolojisini yeniden, yeniden inşa etmenin bezdirici duygusal mesaisi; bir tarafta "yeni" bir hayata başlama itkisi. Bir tarafta evliliğin cıkıp gitmek bilmeyen yaşanmışlığı; bir tarafta onun "eskiliği", geride kalmışlığı...
"Ayşegul", hayvanat bahcesine gitti, okullar bitirdi, evlendi... şimdi de boşanıyor!
Arzu Cur - Ayşegul Boşanıyor
İletişim, 2004, 183, Edebiyat
Tıpkıcekim PDF, Clearscan