Sadece bedensel olarak değil, ruhsal olarak da ince, zarafetiyle ilk goruşte karşısındakini etkisi altına alan bir kişi, Sina Akşin. Ankara’da bir İstanbul beyefendisi. İstanbul’dan gelip Ankara’yı seven, hukuktan gelip tarihe gonul veren bir bilim adamı. Mulkiye’nin efsane hocalarından.
Sina Hoca’nın gonul verdiği asıl şey, Ataturkculuk. Kişisel iletişimindeki nezaketiyle duşunsel uretimindeki odunsuzluğu, hatta kimi zaman seckinciliğe varan bir katılığı en uygun bicimde kendinde birleştiren bir Ataturk sevdalısı:
“Ben Ataturk’u bir dÂhi, gelmiş gecmiş butun Turklerin en buyuğu olarak değerlendiriyorum. Batı Turkluğunun sonu geldiğinde, Turkleri bu badireden kurtaran bir onder olarak goruyorum. Ne denli talihliymişiz ki, boyle bir insan başımıza gecti. En buyuk talihsizliğimiz ise onun on-on beş yıl daha başımızda kalmamış olmasıdır. Ataturk dunya capında bir onderdi. Somurge halklarının esin kaynağı oldu. Platon’un sozunu ettiği “filozof kral” gibi, o da filozof cumhurbaşkanımız oldu. Kararlarını diyalektik yontemle, tartışa tartışa alır, en doğru sonuca ulaşırdı. Bugun Ataturk yok, fakat Turkiye’yi bugun battığı cukurdan kurtaracak olan onun ideolojisi, onun cizdiği yol olacaktır.”
ISBN: 9789944887205
Yayınevi: İş Bankası
Basım Yılı: 2009
Sayfa Sayısı: 324
Aranabilir PDF + 12.5 MB
Yandex
Mediafire