

Yaptığı her işte başarıyı yakalayan Acun Ilıcalı, Bugun'den Şebnem Ozcan'a konuşmuş melekler...Bizde o roportajı sizlerle paylaşıyoruz...
‘Var mısın Yok Musun’, ‘Yetenek Sizsiniz’, ‘Yok Boyle Dans’, ‘Survivor’ butun yaptığınız programlar reytinglerde birinci sıraya yerleşiyor. Soyler misiniz, Ilıcalı’nın başarısının sırrı nedir?
Şimdi kalkıp da başarımın sırrı şudur, demek biraz ukalalık gibi geliyor bana, cunku yarın obur gun başarısız olabiliriz. Fakat şimdiye kadar ciddi bir başarı elde ettiğimiz doğru. Burada aşı rı derecede işimizi sevmem, hani belki bu iş icin yaratılmam, diyebilirim. Ekip olarak da tabii aynı ruh halindeyiz.
Cok mu calışıyorsunuz acaba?
Cok değil, aşırı calışıyoruz. Dun gece gece 1’de toplantımız vardı mesela. Saat 3’e kadar toplantı yaptık.Butun ofis buradaydı. 15 kişiydik. Gunduz vakit bulamadığımız icin geceleri 12’de, 1’de toplantı yaptığımız cok olur. Normalde haftada 3- 4 gun, gece 1’de toplantı yapıyoruz.
Saat mevhumunuz yok mu?
Başka bir dunyada yaşıyoruz diyebiliriz. Bu şirkette bir gun gecirirseniz ne dediğimi daha iyi anlarsınız. Sabah 9’da işe gelen goremezsiniz. Yani kiminne zaman geleceği belli olmaz. Herkes kendi işine gore gelir. Ben hayatımda hicbir zaman arkadaşlarıma, ‘Şu saatte gel’ dememişimdir. Tabii bu normal bir hayat tarzı olmuyor. Cunku, evli olanlarımız biraz zorlanıyor. Gecenlerde sizden evvel bir roportaj yapmıştım, sağ olsun arkadaşla gece 2’de roportaja başladık. Siz bu konuda şanslısınız.
Bugun hayalinizdeki yerde misiniz, yoksa daha yapacak işiniz var mı?
Bir şey hayal etmedim acıkcası. Hayal etseydim belki bu noktalara gelemezdim. Kalkıp da bir şeye kilitlendiğim hic olmadı. Ruhum beni nereye ***ururse oraya gittimhep. Ve genelde hayat goruşum budur. ‘Her işte bir hayır vardır’a cok inanıyorum ben. ‘Olaylar beni nereye ***ururse’ diye yola cıktım. Acıkcası iyi bir noktada olduğumu duşunuyorum.
Erkeklerin Acun Ilıcalı’yı kıskanmaları icin bir sebep soyler misiniz?
A-Yakışıklı, B-Sempatik, C-Zengin, D-İyi Futbol Oynar, E-Hepsi Bence ‘C’ yani ‘Zengin’. Turkiye’deki kıskanclığın ana faktorunun zenginlik olduğunu duşunuyorum. Maalesef toplumuzun coğunluğunda değil ama belli bir kesiminde zengin duşmanlığı var. Bu da insandan insana değişen bir durum. Hayatım boyunca hic paramın olmadığı donemlerde zengin birini kıskandığımhic olmadı. Yani birisi calışıyorsa daha cok kazansın diye duşunurum hep.Ama ‘İyi insansa daha cok kazansın’ diye duşunurum. Kotu, antipatik, ne bileyim etrafına hayrı olmayan bir insanın cok kazanmasını ben de istemem.
Televizyoncu olmasaydınız bugun ne olmak isterdiniz?
Benden hicbir şey olmazdı. Dukkan işletmiştim. Koyduğum sermayenin uc katı zararla battım. Kot dukkanı işletmiştim. Hesap, kitap bitmem. Ben nasıl battım biliyor musunuz, gunde 50 kot satarak battım. Bağdat Caddesi’nde 40-50 kot satardım, oyle battım. Cunku ben her gelen muşteriye kot satardım. İnanılmaz; oyle bir şeytan tuyu vardı bende. Dukkana birisi geldiğinde cok doğal bir ilişki kurardım. Satıcı değil de arkadaşmış gibi bir ilişki kurup satışımı yapardım. Hesabım, kitabım yoktu. Dukkanı bir keresinde bir muşteriye bırakıp gitmiştim. Esat vardı ortağım, o yoktu benim de bir yere gitmem lazımdı.Muşteriye, “Bir saat burada durur musun?” dedim ve gittim. Fiyatları falan oğrenmişti. Bir insan 7’sinde neyse 70’inde de odur misali. Dun Bodrum’daydık, arabayı park etmişiz havaalanına. Donuşte arabayı alacağız. “Anahtar kimde” diye 5 dakika aradık, kimsede cıkmadı. Meğerse kontakta unutmuşuz anahtarı.