• 17-07-2022, 16:50:10
    #1



    Yazarın kendini "ben" olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına, ailesine yonelen hikÂye, bir huzun ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarına acılıyor. Gunumuzun buyuk romancısının gozunden 1950'lerin İstanbul sokaklarım, parke taşı kaplı caddeleri, yanıp yıkılan ahşap konakları, eski bir kulturun yok oluşuyla, onun kulleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin doğuşunun zorluklarını keşfederken Pamuk'un ruhsal dunyasının oluşumunu bir dedektif romanı okur gibi hızla izliyoruz... Bu ozgun ve benzersiz eserde, okurken elden bırakamadığımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var.

    "Ruhumdaki bu kırılmayı hissediyor, yaklaşan yalnızlığımdan telaşa kapılıyor, icine duşmekte olduğum karanlığın bir hayat tarzı olmasından korkarak herkes gibi olmaya karar veriyordum: On yedi-on sekiz yaşlarımda bir donem herkesi gulduren, her fırsatta şaka yapan, herkesle arkadaşca, hatta serserice iyi gecinen bir cemaat adamı gibi gozukmeyi başardım... Herkesin kafayı fazla takmadan yaptığı şeyleri yapabilmek icin niye benim dişimi sıkmam, gayret etmem, sonra da poz yaptığım icin kendimden nefret etmem gerekiyordu?" Pamuk cocukluk ve gencliğini anlatıyor...

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.


    Epub veya mobi yapmak isteyenlere kolaylık olsun diye duzenlenmiş word dosyasının linki eklenmiştir.
    İyi Okumalar dilerim.



    Alıntıdır.