

Usta oyuncu Tamer Karadağlı kızı ile kamera karşısına gecmiş ve hakkında merak edilen soruları cevaplamış melekler...
Quality of Magazine dergisi, Tamer Karadağlı’yı 5 yaşındaki kızı Zeyno ve tutkunu olduğu Harvey Davidson motosikleti ile objektif karşısına gecirdi. Unlu oyuncu, eğlenceli cekimin ardından iş ve ozel yaşamı hakkında merak edilenleri anlattı.
Sizce bugun televizyondaki oyunculuk sektoru ne durumda?
- Bunu değerlendirecek merci ben değilim. Kimsenin oyunculuğunu eleştirmek istemem. Televizyondaki oyunculuk tamamen ticari bir şeydir, sanatsal değeri yoktur. Ama tiyatroda sanatsal oğeler aranır, oyuculuk değerlendirilir. Sinemada da değerlendirme yapılabilir. Ben de televizyonda sanat yapmıyorum, iş yapıyorum.
Sizce herkes her rolu oynayabilir mi?
- Ben bir işe başlayacaksam, onun yonetmenine, kanalına, produksiyonuna bakarım. Herkese başrol oynatılabileceğine inanıyorum ama herkesin lokomotif olabileceğine inanmıyorum.
Turk sinemasının durumunu nasıl goruyorsunuz?
- Turk sineması kapalı bir kutu. Ya Nuri Bilge Ceylan ya da Recep İvedik var, ortası yok. Ortasında ciddi bir boşluk var. Bunun doldurulması lazım. Neticede her malın alıcısı var. “Uc Maymun”u da, “Recep İvedik”i de izlemek isteyen olacaktır. Onemli olan, alıcıyla buluşulması.
7 BOLUM SURER DEDİLER 70. BOLUMU CEKİYORUZ
“Cocuklar Duymasın”, uzun bir aradan sonra ekrana dondu. Haluk artık olgun bir baba...
Bu tespit cok doğru, bunu cok soyleyen oldu. Dizi bu sefer daha gercek, cunku cocuklar buyudu. Karikature izin vermiyoruz dizide, her şey hayat kadar gercek. Bircok ailede yaşanan guncel olayları işliyoruz. Anne ve babalar icin cocuklar hic buyuyemez. Annem bu yaşımda hÂl bana “Sıkı giyin, uşutme” der mesela. Zeyno da ne kadar buyuse de benim icin hep cocuk olarak kalacak. Bu dizi 25 sene bile surebilir. Cocukla evlenir, diziye torunlar girer falan filan. Birol Guven’in cok korkunc bir tespiti var; sekiz dizide ensest ilişki, dordunde tecavuz var. Bu ortamda “Cocuklar Duymasın” sığınılacak liman durumunda. İnsanların ailece izleyebilecekleri dizilere ihtiyac var. Dizinin yeniden yayınlanmasının duşunulduğu donemde gelen yorumlar beni şaşırttı. Bu dizinin tutmaması icin her şey yapıldı. “7 bolum surer” dediler, 70’inci bolumu cekiyoruz neredeyse. Bir de sadece oyuncular değil, tum ekip ekmek yiyor diziden.
KIZIMIN COK AKILLI BİR ANNESİ VAR
Ozel yaşamınızı değerlendirmenizi istesek, neler soylersiniz?
- Ben hayatın inişli cıkışlı olduğuna inanıyorum. Bir şeyler darmadağın olmadan toparlanamıyor. Her zaman oyle olmak zorunda değil tabii ama insanın başına her şey gelebilir. Yaptığımız meslek cok goz onunde. “Aman hakkımda hicbir şey yazılmasın, şu soylenmesin” demek gercekci değil. Sadece olgunlaştıkca bunları cok onemsemiyorsunuz. Mutlulukları kucuk şeylerde bulmayı oğreniyorsunuz. Benim de şimdi en buyuk mutluluğum, hayır diyemeyeceğim tek kişi kızım Zeyno. Evlilikler, birliktelikler bitebilir ama ebeveyn olmaktan vazgecmek mumkun değil. Cocuğun gelişimi icin dikkatli davranmak gerek. Kızımın cok akıllı bir annesi var. Arzu’yla (Balkan) biz ne kadar sorunlar yaşamış olursak olalım, kendi icimizde cozmeyi başardık. Bunun yanında ayrılık cocuk soz konusu olduğunda bir kenara atılmalı, biz bunun bilincindeyiz. Cocuk pazarlık konusu olmaz, olmadı da. Oyle şeyler goruyoruz ki, kanımız donuyor. Cok vahşi ayrılıklar yaşanabiliyor.
AYRILIK DONEMİNDE ARZU SAĞLAM DURDU
Ayrılıklar hakkında soyleyeceğiniz bir şeyler var mı?
- Bir insanın kumaşının kalitesi, ilişkisi bittiğinde ortaya cıkıyor. Hava gunluk guneşlik, her şey toz pembe iken, ayrılık gunu geldiğinde eteklerdeki taşlar dokuluyor. Hele goz onunde olan insanlar bir anda cok cirkinleşebiliyorlar. Birbirleri hakkında her şeyi konuşabiliyorlar. Bunlar bana gore değil. Ben beraber olduğum kadınların arkasından konuşmadım. Bu aile terbiyesiyle ilgili, ben anamdan babadan bunu gordum. Aksi bana ters geliyor. Ben eşimle, sevgilimle ne yaşarsam yaşarım, kimseyi ilgilendirmez. Bir donem birliktelik yaşadığım insan hakkında hic konuşmam, hele basın onunde hic konuşmam. Basın yazar, yorum yapmak bana yakışmaz. Ben guzel şeyleri hatırlamak isterim.
Arzu Hanım’la karşılıklı iki sitede oturuyorsunuz. Kızınız Zeyno icin evleri ikici kez birleştirmeyi duşunur musunuz?
- Valla şu anda bunları cok fazla konuşmuyoruz, birlikte vakit geciriyoruz. Yarın obur gun belki olur, belki olmaz. Olgunlaşmamızda ayrılığın da etkisi var... Arzu’yla biz uzun yıllardır tanışıyoruz. Onu tanıdığımda ya lise 1 ya da lise 2’deydim. En guzel gunlerimizi birlikte yaşadık. Beraber yaşadık, “Hadi evlenelim” dedik, evlenip cocuk yaptık, ayrıldık. Birbirimize saygımızı hic yitirmedik. Benim gibi bir adamla birlikte olmak zordur. Ayrılık doneminde Arzu cok sağlam durdu, hicbir şey istemedi. Bu da onun kumaşını gosterdi. Onun bu duruşu, sular durulduktan sonra birbirimize guvenle yaklaşmamızı sağladı. Biz erkekler, 5 yaşında gibi yaramazlık yaparız. Ama kadınlar duruşuyla erkeği vezir de eder, rezil de...
MOTOSİKLETLE STRES ATIYORUM
Motosiklet tutkunuzu bilmeyen yok. Kac yıldır motor kullanıyorsunuz?
- 27 yıldır. Bir ara cok ciddi şekilde ara verdim. Sonra stres attığım bir uğraş haline geldi. Tehlikeli bir spor ama ben guvenli ve ileri suruş eğitimi aldım. Zaten bizim motorlarımız hız değil keyif motorları. İnsanın ruzgarı yuzunde hissetmesi icini rahatlatıyor. Hafif cimen kokusunu icine cekmek cok guzel geliyor insana. Biz uc-beş arkadaş buluşup Kerpe, Karaburun gibi yakın mesafelere gidiyor, corba icip donuyoruz.