Turk ulusal kimliğine ilişkin hala suregiden tartışmaların kutuplarında iki tasavvur duruyor: Vatandaşlık esasına dayalı anlayış ve etnik-kulturel kimlik esasına dayalı anlayış. Ahmet Yıldız`ın incelemesi, Turkiye`de milli kimliğin inşa surecinde etnik-kulturel kimlik vurgusunun ve tazyikinin en guclu olduğu evreyi ele alıyor: 1919-1939 Donemi.
Milli kimliğin sekuler iddiası ile onu zımnen-kısmen acıkca! kısıtlayan dinsel yukumler arasındaki gerilim bu donemde belirgindir. Fakat asıl belirgin olan, milli kimliğin ve vatandaşlığın etnik yukemleridir. Kitabın onsozunde Ayşe Kadıoğlu`nun belirttiği gibi, bu devrede halk, `hem vatandaş hem Turk olmakla vazifelendirilmiştir`.Etnisizm, mufredatta ve dil-tarih politikalarında, Kurt Meselesi`ne ve gayrimuslum azınlıklara bakışta, iskan ve tehcir uygulamalarında, asimilasyoncu onlemlerde butunluklu ve atak bir tutum olarak kendini gosterir. Ahmet Yıldız, milli kimliğin/vatandaşlığın etno-sekuler cercevesinin alabildiğine daraldığı bu donemin tarihsel arkaplanını da, Turk milliyetciliğinin Osmanlı`nın son evresinden Milli Mucadele`nin `zoraki coğulculuğuna` uzanan oluşum donemine bakarak inceliyor. Sozkonusu doneme damgasını vuran etnisist milliyetcilik anlayışı, gecici veya tesadufi midir; yoksa Turkiye`deki resmi milli kimliği alttan alta belirleyen bir surekliliği var mıdır? Ahmet Yıldız`ın sağlam bir teorik zemine, zengin ayrıntıya, ozenli bir dile dayanan kitabı, bu kritik tartışmayı da uyarıyor.