zayıflama kampları nerede



AYŞE ARMAN ZAYIFLAMA KAMPINA GİDİYOR!
Gazeteci Ayşe Arman, doğumdan sonra veremediği 5 kiloyu vermek icin minik kızı Alya'yı da yanına alarak Muzaffer Kuşhan'ın zayıflama kampına gidiyor.

Ayşe Arman'ın yazısı:

Kampa hazırlık
Gecenin bir yarısı hazırlıklar hálá suruyor...

Alya, "El fenerim nerede?" diye bağırıyor.

Kampa gidecek diye heyecanlı.

Kim bilir neler hayal ediyor?

Baltalar elimizde, uzun ip belimizde

Biz gideriz ormana, ormana

Boyle bir şey mi acaba?

Kırmızı İkea cadırını da alıyoruz.

Ne yazık ki o kadarla kalamıyoruz, Barbie evi, Barbileri, Ken’leri, kıyafetleri, boyama kalemleri, renkli kartonlar, yapıştırıcı, cocuk makası, masal kitapları, legoları, kollukları, şişme botu, bisikleti, cizgi film CD’leri...

3.5 yaşındaki bir cocukla bir yerden bir yere gitmeyi kolay mı zannediyorsunuz?

Bir bavul yalnızca oyuncaklarına ayrılıyor.

Tabii ormanda yuruyecek ya, spor ayakkabıları, uzun gomlekler, ne bileyim yağmur yağar diye belki yağmurluk, yastığı, Teddy bear’i...

Sabahın 7’sinde kalkacağız Polonezkoy’un yolunu tutacağız.

Ben, Alya ve Leman...

Nejla yok, annesinin sağlık sorunları var, onun yanında, mumkun olabilirse bize sonradan katılacak.

Nereye gidiyoruz?

Muzaffer Kuşhan’ın zayıflama kampına...

Gunde 14 kilometre ormanda yurumeye...

Az yemeye...

Hem zayıflayıp hem de artık cağın en bela sorunu haline gelen fazla kilo uzerine gozlem yapıp, izlenim yazmaya...

Yaşasın, bir taşla iki kuş vuracağım!

Zayıfsan başarılısın

Onum, arkam, sağım, solum...

Şişmanlık... Şişmanlar... Kilo sorunu... Kilo kontrolu... Bir turlu verilemeyen fazla kilolar... Hareketsizlik... Her pazartesi başlanıp carşamba bırakılan rejimler... Vucudun akordeon sendromu... Diyetisyen isimleri... Diyet turleri... Birbirleriyle celişen, yarışan beslenme uzmanları... Şişmanlık endustrisi... Bunun uzerinden para kazananlar... Kilo verdirirken Allah korusun olduren ilaclar... Az gobek... Cok gobek... Etli sırt... Kalın kol... Sarkan kol... Lop bacaklar... Selulit...

Artık boyle bir cağda yaşıyoruz.

Hepimizin oyle ya da boyle bir kilo sorunu var...

Aynı kiloda kalmaya calışmak bile efor gerektiriyor.

Zayıflamak artık ideolojik bir hedef.

Rahmetli Ercan Arıklı’nın soylediği gibi belki de bu yuzyılın sırrı zayıflık, dunyanın en guzel insanı olmasan bile, zayıfsan yırtıyorsun... O tabii daha acımasız soylerdi: "Cirkinsen bile zayıfsan yırttın, giydiğin her şey yakışır, guzelsin..."

Zayıf kalabiliyorsan başarılı sayılıyorsun.

Artık zayıflık başarı olculerinden biri...

Artık kucuk cocuklar bile, ya diyet ya light urunleri tuketiyor, kepek ekmeği yiyor, yeni bir endustri, yeni bir dil, yeni soylem...

Yeni alışkanlıklar, yeni anlayışlar...

Ben kendi cevremdeki ergenlerden, genclerden de biliyorum, dumduz olmak istiyorlar, tahta gibi, memesiz, poposuz...

Cıkıntısız insanlar olmaya uğraşıyorlar...

Yanlış anlamayın, bir tespit yapmaya calışırken, bu ruzgardan kendimi muaf tutmuyorum, bir suru şeye kızıyorum ama ben de benzer davranışlar sergiliyorum, cunku hepimizin etkilendiği bir dalga bu... Hepimizi icine ceken bir dalga...

Soruyorum size, hanginiz 5 kilo daha zayıf olmayı istemezsiniz?

Benim durumum da bu!

O kampa hem insanların şişmanlık oykulerini dinlemeye hem de doğumdan sonra uzerimde kalan 5 kiloyu vermeye gidiyorum... İnşallah...

Cok kilo aldı tanımayabilirsin

"Merhaba beni hatırladın mı?" diyor. Bende tık yok.

Uzun boylu kumral bir adam. Boş boş suratına bakıyorum ve "Hatırlamaz olur muyum?" diyorum. Dua ediyorum ki, kendisi hakkında bir ipucu versin. Veriyor.

"Aynı dershaneye gitmiştik. Erdem ben. Psikiyatr oldum..."

"A ne guzel..." diyorum.

"Senin ne yaptığını biliyoruz, gazeteden takip ediyoruz..." diyor.

Tam o sırada "Nisan’ı hatırlıyor musun" diyor, "O da dershaneden. Evlendik, uc kızımız oldu. Bak bize doğru geliyor. Ama tabii tanıyamazsın şimdi onu, cok kilo aldı..."

Donkkkkkkkk.

Bir şey kafama vurdu.

Cumleye bakar mısınız:

"Ama tabii şimdi tanımazsın onu, cok kilo aldı..."

Boyle diyor. Karısı hakkında soyluyor.

Ustelik adam psikiyatr.

O anda hissediyorum. Karısının şişmanlığından nefret ediyor, hatta utanıyor.

Nisan’la selamlaşıyoruz, opuşuyoruz, 3 şeker kızı olmuş. Belli ki o da fazla kilolarından utanıyor, ilk lafı "Sen doğum sonrası kilolarından kurtulmuşsun" oluyor. "Yok tam olarak değil" diyorum.

İşte bu. Anlatmak istediğim bu.

Bu fazla kilo, hayatımızın orta yerine gelmiş oturmuş vaziyette, her şeyimizi etkiliyor, davranışımızı, bakışımızı, kendimize guvenimizi, konuşmamızı, gecmişimizi, geleceğimizi... Ben fazla kilo ile barışmak gibi bir kavrama da inanmıyorum.

Barışıkmış gibi gorunebiliriz ama gercek bu değil, barışılamıyor, o fazla kilo ile aramızdaki kavganın bitmesine imkan yok.

O kilodan kurtulmak gerekiyor...

Acilen... Hemen şimdi.

Baba - oğul birlikte kilo vermek

Nişantaşı Hunkar’a girdik Alya ile, ev yemekleri yemeye...

Galip Ugumu oradaydı, sahibi.

Lafladık. Kucuk oğlu de yemek yiyordu biraz ilerideki masada.

"Su topu antrenmanından geldi" dedi. "Ne şahane" dedim "Spor cok iyi bir şey, herkesin yapması gerekiyor. Bir fantezi değil, mecburiyet!"

Bir an durdu... Konu sağlıklı beslenme, zayıflama, spora gelince...

"Bak sana ne gostereceğim" dedi kalktı iki fotoğraf getirdi.

Kilolu bir genc, yanında Galip Bey ve bir kadın var.

"Karım ve buyuk oğlum" dedi.

Ne yalan soyleyeyim uzuldum, oğlan belli ki obezdi... Ama yakışıklıydı... O da su topcusuymuş... 140 kiloymuş o fotoğrafta... Ne diyeceğimi bilemedim... Derken bir fotoğraf daha gosterdi, Aman Allah’ım! Başka bir genc, incecik, sportif, atletik... İkinci fotoğraftaki genc harbiden yakışıklıydı...

"Bu kim?" dedim.

"Oğlum" dedi.

"Ucuncu oğlunuz mu?" dedim.

"Hayır hayır demin fotoğrafını gosterdiğim oğlum" dedi, "60 kilo verdi."

"Muthiş!" diye cığlık attım.

Cok şaşırdım, cok etkilendim, cok heyecanlandım.

"İnanılır gibi değil. Nasıl hoş bir delikanlı" olmuş dedim, "Aferin ona!"

"Evet evet şimdi bir suru kız arkadaşı var, rahat bırakmıyorlar..." dedi.

Ve biliyor musunuz nasıl olmuş...

Birlikte yapmışlar...

Baba- oğul Muzaffer Kuşhan’a yatmışlar, oğlan 11 ayda 60 kiloyu vermiş, baba cok daha kısa sureli bir rejimle 7 kilo vermiş. Kilo vermek deyip gecmeyin...

Ben eskiden bunun ne kadar zor, zahmetli bir şey olduğunu bilmezdim, hata kilo veremeyenleri anlayamazdım, kucumserdim...

Şimdi boyle duşunmuyorum. Tam tersine buyuk bir efor gerektiğini biliyorum. Muthiş bir irade. O yuzden kilo veren herkesi tebrik ediyorum.

Ama bu vakada, babayı da ozel olarak tebrik ediyorum.

Cocuğuyla birlikte yapıyor, destek olmak icin işini gucunu bırakıp oraya yatıyor

"Hadi git evladım kilo ver!" demekle olmuyor...

Yarın goruşmek uzere...

Her gun 14 kilometre yuruyecekmişiz, Allah yardımcımız olsun...



haberturk