• 10-07-2022, 17:43:28
    #1











    İslam dunyasının, bilimde, teknolojide, toplum ve insan ilişkilerinde yuzyıllar boyu suren geri kalmışlığı, kimsenin do¬kunmadığı bir sorun olarak guncelliğini korumaktadır. İslam din¬inin mezheplerinden birine bağlı olanlar icin, bu alanda inceleme yapmak guc olabilir. Belki de bu yuzden, konu daha fazla yabancı. İslambilimcilerin ilgisini cekiyor, fakat onlar da kendi toplumlarının değer yargıları icinde sorunu irdelemeye calışıyorlar. .Oysa bir gercek apacık ortada : Hic bir din, İslam kadar siyasetle butunleşmemiş, teori ile pratiği birbirinden bu denli farklı ve birbirine bu denli zıt duruma getirilmemiştir.
    Bundan 1200 yıl onceleri, doğuş yıllarında, insan haklarına, sosyal adalete, aile hukukuna ve moral değerlere, cağının en devrimci yaklaşımını getiren bu dinin, sonradan uğradığı deformasyonu irdelemek gerekir. Bilimde ve felsefede, buyuk, gelişmelere alan oluşturduğu cağı gerilerde bırakarak, neden bir¬denbire karanlığa gomuldu? Hem aydınlığa ve hem de karanlığa acık mı bu din? Boylesi zıt iki davranış bicimini, kısa zaman aralığı ile İslam dunyası nasıl oldu da yaşayabildi. Bu soruların yanıtlarını Abbasi devletinin yapısında ve kimi yanıtlarını da 1980 sonrasının Turkiyesi?nde gorebiliriz. Boylesi bir benzerliğin rast¬lantısal olacağı duşunulemez. Benzerliğin oluşumu, olayların de¬terminist niteliğinden kaynaklanmaktadır.



    Tıpkıcekim PDF, Clearscan
    9.5 Mb
    320 Sayfa

    Ekin Yayınları, 2. Baskı 1994


    Silinen kitaplarımızdan.


    Lutfen forumun linklerine sahip cıkın.
    Forumun adresini verin ailemize katılsınlar.
    Forum paylaşım-katılım kulturudur.
    Harcanan emek bu forumun gelişmesi icindir, sahip cıkalım.





    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.