Bir onceki donemde siyasal hareket ve tutumların tanım ve tasnifinde başlıbaşına yeterli ve acıklayıcı olabilen gerici- ilerici ayrımı, gunumuzde bu ozelliğini buyuk olcude yitirdi, bıılanıklaştı. Ama bu durum sozkonusu kavramların ve ayrı¬mın busbutun anlamsız olduğu, koksuz değer ve olcutler uze¬rine kurulduğu yolundaki iddiaları asla haklı kılmaz. Oltada sadece ciddî bir yeniden iceriklendirme ve olcutleri netleştir¬me sorunu vardır.
Konusunda daha şimdiden bir klasik değeri kazanmış olan Gericiliğin Retoriği'nde Hirschman, işte bu sorun uze¬rinde duşunenler icin hayatî onemde belirlemeler sunuyor. Ki¬tap, farklı tarih kesitlerinde farklı toplum ve sorunlar bağla¬mında "gerici" tavır alışları analiz ederken, aynı zamanda bize bu kavramın eksenini, "değişmez" niteliğini neyin oluşturdu¬ğunu da yeterince net gosterebiliyor.
Ozgurluğu, kendi kaderine egemen hale gelmeyi ve cağın "insanca yaşama"dan anladığı şeyi bir azınlık imtiyazı ol¬maktan cıkarmaya yonelik her girişime en azından kuşkuyla bakan bir yaklaşımdır "gericilik". İnsanlığın buyuk coğunluğu¬nu ozgurleşmeye, "insanca yaşama"ya lÂyık ve yetenekli gor¬meyen bir anlayıştan beslenen bu yaklaşım, ancak cok ender, istisnaî durumlarda bu anlayışını apacık sergiler. Bunun dışın¬da, kendini suret-i haktan gosterecek argumanlarla orulmuş "gerici retorik" kullanılır.
Aynı orgu, yaşadığımız gecici bulanıklık doneminin erte¬sinde. yakın gelecekte de karşımızda olacaktır. Ozgurluk ve insanca varoluş idealine sahip cıkanlar, yuruyuş yollarına doşenecek bu ağın duğumlerini cozebilmek icin o retoriği ge¬reğince bilmek zorundadırlar.
1,6 Mb
191 Sayfa
İletişim Yayınları, 1. Baskı 1994
Ceviren Yavuz Alogan