[IMG][/IMG]
"Şubat 2002'de ABD Senatosu'nda bir alt komitede konuşan Başkan George W.Bush'un en ust duzey sanal guvenlik danışmanı Richard Clarke, bircok kişinin kanını donduran şu sozleri dile getirdi: "Şer ekseninde yer alan İran, Irak ve Kuzey Kore'nin yanı sıra Cin ve Rusya da ABD'ye karşı siber askerler yetiştirmektedir. Altyapımızı hedef alabilecek bu saldırılara bundan sonra aralarında askeri operasyonların da bulunduğu tum olanaklarla karşılık vereceğimizi duyururuz." Bush'un ve guvenlik danışmanının sozleri, imparatorluğun enformasyon savaşını ne kadar onemsediklerini ortaya koyuyor. Butcede "sanal guvenlik" harcamalarına ayrılan kaynak da bunu doğruluyor. ABD hukumeti, sanal guvenlik icin 2002 yılı icinde 2,7 milyar dolar, 2003'de ise 4,2 milyar dolar harcayacağını acıkladı.
Peki ama bu devasa butce gercekten de "guvenlik" icin mi harcanacak? O konudaki kuşkuların tamamen haklı olduğunu ABD'nin bizzat kendisi ortaya cıkarıyor: Genel Denetim Kurumu'nun (U.S. General Accounting Office) 2000 Eylul'unde yayınladığı bir rapora gore 24 kamu kuruluşundan 16'sı denetim sonucunda "F" puanını, yani "cok zayıf" aldı. Bunun anlamı, ABD'nin "sanal guvenlik" adı altında ayırdığı milyarlarca doların gercekten de sanal kamu guvenliğine ayrılmadığı. Peki paralar nereye gidiyor? Saldırı ve taarruz amaclı projelere!..
Burada ortaya cıkan bir başka soru ise: 1945 yılından bu yana dunyanın super gucu ABD gercekten bir sanal tehlike ile karşı karşıya mı? Yoksa ABD, dunyayı kontrol etme, izleme ve dinleme adına bazı ulkeleri sozde potansiyel tehdit gosterip, kendi projelerine gecerlilik mi kazandırmak istiyor? Kuşku dolu bu calışmalara milyarlarca dolar ayıran ve bir Pearl Haubor'a goz yuman ABD'nin dunyada soz sahibi olma adına neler yapabileceğini kestirmek gercekten guc değil..."
keyifli okumalar
"Şubat 2002'de ABD Senatosu'nda bir alt komitede konuşan Başkan George W.Bush'un en ust duzey sanal guvenlik danışmanı Richard Clarke, bircok kişinin kanını donduran şu sozleri dile getirdi: "Şer ekseninde yer alan İran, Irak ve Kuzey Kore'nin yanı sıra Cin ve Rusya da ABD'ye karşı siber askerler yetiştirmektedir. Altyapımızı hedef alabilecek bu saldırılara bundan sonra aralarında askeri operasyonların da bulunduğu tum olanaklarla karşılık vereceğimizi duyururuz." Bush'un ve guvenlik danışmanının sozleri, imparatorluğun enformasyon savaşını ne kadar onemsediklerini ortaya koyuyor. Butcede "sanal guvenlik" harcamalarına ayrılan kaynak da bunu doğruluyor. ABD hukumeti, sanal guvenlik icin 2002 yılı icinde 2,7 milyar dolar, 2003'de ise 4,2 milyar dolar harcayacağını acıkladı.
Peki ama bu devasa butce gercekten de "guvenlik" icin mi harcanacak? O konudaki kuşkuların tamamen haklı olduğunu ABD'nin bizzat kendisi ortaya cıkarıyor: Genel Denetim Kurumu'nun (U.S. General Accounting Office) 2000 Eylul'unde yayınladığı bir rapora gore 24 kamu kuruluşundan 16'sı denetim sonucunda "F" puanını, yani "cok zayıf" aldı. Bunun anlamı, ABD'nin "sanal guvenlik" adı altında ayırdığı milyarlarca doların gercekten de sanal kamu guvenliğine ayrılmadığı. Peki paralar nereye gidiyor? Saldırı ve taarruz amaclı projelere!..
Burada ortaya cıkan bir başka soru ise: 1945 yılından bu yana dunyanın super gucu ABD gercekten bir sanal tehlike ile karşı karşıya mı? Yoksa ABD, dunyayı kontrol etme, izleme ve dinleme adına bazı ulkeleri sozde potansiyel tehdit gosterip, kendi projelerine gecerlilik mi kazandırmak istiyor? Kuşku dolu bu calışmalara milyarlarca dolar ayıran ve bir Pearl Haubor'a goz yuman ABD'nin dunyada soz sahibi olma adına neler yapabileceğini kestirmek gercekten guc değil..."
keyifli okumalar