Turkiye?de basın uzerinde baskı ve sansur de-
nince akla hemen Abdulhamit devri gelir. Oysa
sansur ve benzeri baskılar daha onceki devirde baş-
lamış; Abdulhamit o konuda epey zengin bir biri-
kime mirascı olmuş, gecmişteki denemeleri gozo-
nunde bulundurarak, sistem uzerinde her yıl biraz
daha oynamış, onu bir kuyumcu gibi işlemiş, «ge-
liştirmiş»; kanun ve tuzuklerdeki butun boşlukları
doldurmuş, acık kapıları tıkamış; kurduğu duzeni
tam 33 yıl hic aksatmadan uygulamıştır.
Turkiye?de basınla ilgili ilk «nizamname» (tu-
zuk) AbdulÂziz devrinde yayınlanmıştır (Aralık
1864). Fransa?da III. Napoleon zamanında hazırla-
nan (1852) basın kanunundan cevrilen bu nizam-
name, İkinci Meşrutiyet devrinde cıkarılan (Tem-
muz 1909) Matbuat Kanunu?na kadar yururlukte
kalmıştır. Soz konusu nizamnameye gore, surekli
yayın yapmak isteyenler, Osmanlı uyruğu iseler
Maarif NezÂreti?nden, yabancı iseler Hariciye NezÂ-
reti?nden ruhsat alırlar (madde 1). Nizamname
koşullarına uymayanlar icin konan hapis ve para
cezaları yanında, en onemlisi, mahkeme kararı ol-
madan, hukumetce alman İdarî kararla sureli ya-
yınların gecici ya da kesin olarak «tatil edilmesi»
(kapatılması) dir:
4.8 Mb
129 Sayfa
Milliyet Yayınları, 1. Baskı 1977
Bu kitap ilk kez forumumuzda paylaşılmaktadır.