evlenmek zor yada kotu bişey mi sanat dunyasında neden evlenmek ağır gelir anlayamıyorum alın size evlenmek istemeyen bir cift daha.....


'SAADET’LE EVLENMEYİ DUŞUNMUYORUZ!'

DOT TİYATROSU’NUN GENC OYUNCULARINDAN RIZA KOCAOĞLU, HAFTA SONU'NA KONUŞTU...

Gectiğimiz hafta 30 yaşına basan ve oyuncu Saadet Işıl Aksoy ile olan ilişkisiyle de tanınan oyuncu, ilişkilerinin cok iyi gittiğini ama henuz evlenmeyi duşunmediklerini soyluyor

“Saadet’le ilgili şunu soyleyebilirim; dunyayı benzer şekillerde algılıyoruz. Birbirimizi tamamlıyoruz. Evliliği duşunmuyoruz. Onunla cok mutluyum ve hakikaten benim hayatıma saadet getirdi. Onunla olduktan sonra yaşadığım mutluluk, beni işimde de pozitif olarak etkiledi. Birlikte bir şeyler yapabildiğim ve dunyaya aynı gozden bakıp bir şeyler uretebildiğim icin Saadet cok onemli”

‘Bana Şans Dile’ filmiyle kucuk yaşta başrolu kapıp kamera karşısına gecen Rıza Kocaoğlu’nu son olarak ‘Guldunya’ dizisiyle izlemiştik. Dizi bitince Dot Tiyatrosu’ndaki oyunlarına geri donen Kocaoğlu icin mesleği her şeyin ustunde. Oyle ki bir bucuk yıldır surdurduğu Saadet Işıl Aksoy ilişkisini bile mesleklerine olan tutkularına ve dunyaya aynı pencereden bakmalarına bağlıyor. Rıza Kocaoğlu, Dot Tiyatrosu’nda oğrendiklerini gelecekte yeni nesillere aktarmak da istiyor...

Sizi en son ‘Guldunya’ dizisiyle izlemiştik. Oradaki rolunuzden bahseder misiniz?
‘Guldunya’da Doğu’da yaşayan ve kız kardeşi tore nedeniyle kacmak zorunda kalmış, o ailenin kız kardeşini oldurmesiyle gorevlendirdiği diğer cocuğunu oynuyordum. Ama şoyle bir şey vardı, akla geldiği gibi gidip kardeşini oldurmeye calışan değil, tore denen şeye karşı gelip kardeşine sevgiyle yaklaşan birini oynuyordum ve ben de oldurmediğim icin tore mağduru oluyordum. Oldurmediğim icin beni oldurmek istiyorlardı. Peşime adam yolluyorlardı.
‘Guldunya’ sevilen bir dizi olmasına rağmen kısa omurlu oldu. Sizce neden?
Dizinin bitmesine cok uzuldum. Cunku kadın sorunlarıyla ilgili cok doğru tespitleri olan bir diziydi. Sadece duygu somurusu yapmıyor, neden-sonuc ilişkisiyle mevzuyu irdeliyordu. Anneme dizinin bittiğini soylediğimde “Televizyonların sahipleri de erkek, o yuzden diziyi bitirdiler” dedi (guluyor). Teknik nedenler var ortada. Ben artık o teknik nedenleri duşunmeden işimi yapmak istiyorum. İceriğiyle ilgili neden bitti, bilmiyorum. İnsanlar belki de kendi dert ve sorunlarını bu kadar net gormekten rahatsız olmuştur. O sorunlarla yuzleşmek cok izlenir
gelmemiş de olabilir. Ama cok eğlenceli yanı da vardı dizinin. İcinde aşk da, mizah da vardı. Doğru zamanda, doğru yerde olamamakla ilgili de olabilir.
Sizi iki sezondur Dot Tiyatrosu’nda ‘Kurklu Merkur’ adlı oyunda izliyoruz. Kurklu Merkur’le alakalı sorularıma gecmeden once neden Dot Tiyatrosu?
2001 yılında tiyatro bolumunden mezun oldum. Her tiyatro mezunu gibi once tiyatro yapmak istedim ama yaşamak icin televizyon dizisi yaptım ve sinema filminde rol almak istedim. Ama onceliğim tiyatroydu. 2002 senesinde şehir tiyatrolarında secmeler acıldı, kazandım. Ama orada mutsuz oldum. Oradaki işleyiş genc bir oyuncuyu parlatacak şekilde değildi. Genc oyuncuların elinden tutan bir yapı yoktu. Cok şey oğrendim, onemli insanlarla calıştım; Toron Karacaoğlu, Suna Pekuysal, Guzin Ozyağcılar gibi. Tiyatro ahlakı ve oyunculuk konusunda cok şey oğrendim. Bir, iki sene boş kaldım, tiyatro yapamadım. Dot’ta secmeler acıldı. Secmelere girdim ve kazandım. Şehir tiyatrolarında ya da başka ozel tiyatrolarda yakalayamayacağım şeyi Dot’ta yakaladım. Dot bizim icin ozgurluk alanı. Bizim dunyaya karşı bir sorumluluğumuz var. Yapmak istediğimiz şeyler var. Dunyayı daha yaşanabilir hale getirmek istiyoruz ve bunun icin istediğimiz dunyayı haykırabileceğimiz bir ozgurluk alanı Dot. Herhangi bir hiyerarşik yapı yok orada. Birey olmaya calışan oyuncularız orada. Dot, repertuar anlamında da cok zengin. Dunyada bir savaş var ve Turk sinema ve tiyatrosu ustune duşeni yapmak durumunda. Biz Dot’ta ustumuze duşeni yapıyoruz. “Bir dakika durun. Burada bir savaş var, hepimizi yok ediyor” diyoruz.
16-17 yaşında cok ateşliyken “Ben oyuncu olacağım ve dunyayı değiştireceğim” diyorsun. Sonra bunun oyunculukla olmayacağını goruyorsun. Ama oyunculukta başka bir şey oluyor. Bir izleyiciyi bile duşundurebildiğinde bu savaşa karşı, ustune duşen gorevi yapmış oluyorsun dunyaya karşı. Bu insanlık gorevini yapma olanağını bana Dot sunduğu icin oradayım.