36 yıl once 1986 yılında annesini kaybeden Tevhik Celep, annesini kaybetmenin uzuntusuyle 2 sene boyunca surekli ağladığını, ağlama hastalığına yakalandığını soyledi. Annesinin olumunden 2 sene sonra 1988 senesinde ise ağlamaktan gozlerinin kor olduğunu kaydeden Celep, doğuştan gorme engelli olmadığını, 34 yıldır gozlerinin gormediğini ifade etti. Gencliğinde cobanlık yapan Tevhik Celep, gozleri gorduğu yıllarda aklında kalan hayvanların şekillerini hatırlayabildiği kadarıyla yapmaya calışıyor. Oymacılık işine merak salmasında pandeminin buyuk etkisi olduğunu ifade eden Celep, "İlkokuldayken cok guzel resim yapardım. Oymacılık işine de oradan esinlenerek başladım, yeteneğim vardı cunku. Oymacılıkla da yaklaşık 2 senedir uğraşıyorum. Salgın hastalığında (covid-19) kendime hobi edineyim, farklı bir uğraş bulayım, zaman gecsin dedim, o şekilde ahşap oyma işine başladım. Şimdi ahşaplarla, tahtalarla uğraşıyorum, vakit geciriyorum" dedi. Ahşap oymacılığının yanı sıra tohumdan ceviz yetiştiren Celep, yetiştirdiği cevizleri para karşılığında satmadığını, eşe dosta hediye ettiğini ifade etti. Aklında kalan butun hayvanların figurlerini ahşabı oyarak yapabileceğini soyleyen Celep, "Camışların, sığırların dovuşme şeklini yaptım, koyun, keci yaptım. Ağac neye benzerse, neyin şeklini verebilirsem yapıyorum. Benim gozum gormuyor, neye benzediklerini goremiyorum, gorenler bu horoza benziyor, bu ineğe, ayıya benziyor diyorlar. Gozumun gorduğu zamanlarda hayvanların şekilleri hep hatırımda, hayalimde kaldı. Cobanlık yaptım, hayvan baktım o hayvanların ne durumda olduğu, neresinde neyi var hepsi ta o zamanlardan aklımda kaldı. Ellerim gozlerim oldu, ellerimle ahşabı oyarak, tahtaya dokunarak yapıyorum bu gordukleriniz ellerimin eseri. 1 ayda bunları yapıp cıkaramadım cunku elle yapıyorum. Aletlerimde yetersiz olduğu icin aylarca yaptığım hayvanlar oluyor" dedi. Hasta olduğu donemde doktorun kalp sağlığı acısından ceviz, kuru uzum, kayısı yemesi gerektiğini soylemesi uzerine, akrabaları memleketi Gumuşhane'den Celep'e ceviz gondermeye başladı. Gonderilen cevizleri ekmeye karar veren Celep, kabuğundan cıkardığı cevizleri poşetlere ekerek, işe koyuldu. Cevizlerin buyuduğunu goren huzurevi calışanları durumu Celep'e bildirdi. Celep, poşetlere daha fazla ceviz ekmeye ve fidan yetiştirmeye başladı. Ağacları cok sevdiğini dile getiren Celep, cocukluğundan beri ağaclara zarar vermeyen biri olduğunu ifade etti.
2001 yılından beri fidan yetiştirdiğini vurgulayan Celep, şoyle konuştu: "Ağacı cok seven biriyim, hicbir ağacı kokunden kesmedim. Dallarından alır, fidan yetiştirirdim. Cocukluğumda arkadaşlarla hayvan otlatırdık birisi gidip değnek yapmak icin ağaca zarar verse, onlara kızardım. Diyeceğim şu ki, ben cocukluktan beri ağac seven biriyim." Gecmiş donemlerde koyunun, yaylasının ceşitli yerlerine ceviz ağacı, cam ağacı diken Celep, bin adet ceviz ağacı diktiğini bin ceviz ağacından geriye sadece 20-30 tane ceviz ağacının kaldığını soyledi. Koydeki ağaclara kimsenin sahip cıkmadığını soyleyen Celep, "Koye bin tane ceviz diktim kimse sahip cıkmadı benim de gozlerim gormediği icin pek ilgilenemedim. Bazılarını kırdılar, bazıları da kurudu derken 20-30 tane dikili ağacım kaldı. Yaylamıza cam diktim, ceşme getirttik yanına epey bir uğraştık ama olmadı, başaramadık bir turlu" şeklinde konuştu.



