'ADIMI NEDEN BİLMİYORLAR!'






'KAVAK YELLERİ'NDE CANLANDIRDIĞI GONUL HOCA KARAKTERİYLE TANINAN DİDEM İNSELEL'DEN SİTEM.

Kanal D’nin sevilen genclik dizisi 'Kavak Yelleri'nde canlandırdığı Gonul Hoca karakteriyle tanınan Didem İnselel gercek adının sokakta bilinmemesinin nedenini ozel hayatıyla haber olmaktan kacınmasına bağladı: 'Coğunluk beni Gonul olarak tanıyor. Ben de yazın birtakım plajlarda boy gostersem ya da gecce kuluplerinde goruntulensem benim de adımı bilirler.'

- İki sezondur 'Kavak Yelleri' dizisinde rol alıyorsunuz. Uzun suren işler oyuncuları bıktırabiliyor. Sizde boyle bir durum soz konusu değil sanırım...

Evet, henuz bıkmadım. Her gun işe giderken ilk gunku heyecanı yaşatacak işler fazla yok gunumuzde. Ama bizim işimiz cok guzel. Giderken kendimi mutlu hissettiğim, bir iş gibi gormediğim bir ortamımız var. Gun gectikte hikÂye değişiyor. Ben kasabaya tayini cıkmış bir oğretmenken, şimdi ikiz bebeklere hamile bir polis eşiyim.

- Gonul karakteri, neler kattı size?

Gonul cok farklı bir karakter, o yuzden cok hoşuma gidiyor. Bana sette gercekten hamileymişim gibi davranıyorlar.
Merdivenlerden cıkarken biri yardım ediyor. Hamilelik genetik olarak kimyamızda olan bir durum olduğu icin, benim de tavırlarım değişti. Otururken ayaklarımı uzatıyorum, dikkat ediyorum... Cabuk alışıyor kadın hamilelik rolune.

- Cekimler cok yorucu gecmiyordur o zaman sizin icin...

Gecmiyor. Hamile olduğum icin cok fazla iş yaptırmıyorlar. Cok yoğun calışmadığım icin benimki bayağı eğlenceli oluyor.

- Demek ki başka işler yapmaya da zamanınız kalıyor ama siz yapmayı tercih etmiyorsunuz...

Aslında tercih etmeme değil de biraz denk duşmeme meselesi... Birkac başka iş imkanım oldu. Sinema, tiyatro teklifleri aldım ama şu anki işimle pek uyuşmadı. Hem zamanlar uymadı hem de gelen roller beni tatmin etmedi. Ben zaten 70 bolumdur 'Kavak Yelleri'nde bir oğretmeni canlandırıyorum, sinemada bir oğretmen rolu oynamaya da gerek yok diye duşunuyorum. Tiyatro yapmayı cok istiyorum ama bana oyuncu olduğum icin gelen bir işin icinde olmalıyım. Beni 'bacak boyu uzun, goğus dekoltesi kullanılabilir' gozuyle goren bir tiyatronun icinde olmak istemem. O yuzden guzel bir teklif bekliyorum.

- Sinema da bircok oyuncunun hayalidir ama...

Tabi ki benim de hayalim bu ama dediğim gibi ben aynı rolu tekrar etmek istemediğim icin gelen teklifi geri cevirdim. Başka bir rol olsun istiyorum.

- Siz sırf kendi rolunuzu tekrarlamamak icin gelen teklifleri reddediyorsunuz. Diğer oyuncular yıllardır bu işi nasıl yapıyor?

O kadar cok para kazanıyorlar ki, bazı şeyleri sorgulamıyorlar. Zamanında idealist gibi gorunen insanların rakamların sıfırları arttıkca ideallerini kaybettiklerini de gorduk. Ama iki-uc yıl oncesine bakarsanız en ateşli, en altı cizili cumleleri onlar sarf ediyordu. Uc oyuncu bir araya gelip sektorden konuşmaya başladığı zaman bu insanlardan, onların sektorde sebep olduğu cokuşten soz ediyor. Tamamen iyi niyetli yapımcılar bazı insanları birkac projenin icine koydu ve cok ilgi gordu diye o insanlar kendilerini o işin tek lokomotifi gibi hissettiler ve rakamlarını katladılar. Bugun indirim istendiğinde de “Hayır, biz cok yoğun calışıyoruz. Yapamayız indirim” dediler. Bu sefer ne oldu? Sette 300, 500 milyona calışanlardan ya da işin duayeni iyi oyunculara yapıldı bu indirim.

- Kriz sizi vurdu mu peki? Diziden aldığınız ucretlerde indirim istendi mi?

Kriz bizi vurmadı, oyle bir indirim konusu da gecmedi. Soylendiği kadar ciddi bir kriz olduğunu da sanmıyorum, sanal bir kriz olduğunu duşunuyorum. Asıl krizi yılbaşından sonra bekliyorum.

- İdealistsiniz, peki nasıl geciniyorsunuz?

Para kazanmadığım zaman daha dikkatli harcamalar yapıyorum. Ailemle yaşıyorum, harclığımı da annemden alıyorum. Bazı insanlar cok cabuk acılıyorlar. Bu işlerle hemen buyuk yatırımlara giriyor ve kendilerini zora sokuyorlar. Hayat bu kadar zor değil bence. Daha rahat yaşamak lazım. Bugun var, yarın yok. Hırslar, egolar bu insanları boyle yapıyor. Zaten o hırs, o ego bende olsaydı, bambaşka bir yerde olurdum. Ama bu yolu kendim tercih ettim. Mutlu olduğum işlerde bulunmak istedim.

- Dizide hamileyi canlandırıyorsunuz, peki sizin yok mu bebek planlarınız?

Benim 'evleneyim, cocuğum olsun, evimin hanımı olayım, duzenli bir hayatım olsun, akşama fasulye yapayım' gibi heveslerim yok. Galiba bu kendi başına olan bir şey değil, birileri bunu hissettiriyor. Bana daha boyle bir şeyi birileri hissettirmedi. Ama bilemem yine de... Eskiden daha katı bakardım. “Asla evlenmeyeceğim, cocuk istemiyorum” derdim. Yaş ilerledikce yumuşuyorsunuz. Cok hevesim yok ama eskisi kadar da katı değilim. Şimdi dizide bebeklerin doğmasını bekliyorum, o zaman bakacağım. Ya gercekten “Hayır, bu iş bana gore değilmiş” diyeceğim ya da icimde bir şey uyanacak.

- 'Kavak Yelleri' bu sezon bitecek mi?

Gelecek sezon da devam eder diye duşunuyorum. Cunku cok sevilen bir dizi oldu. Dizide beş aylık hamileyim. Dort ay sonra doğum yapacağımı duşunursek, dizi normal hızında gitse bile bu sezona sığıyor. İkiz bebek dunyaya getireceğim. Bir de biliyorsunuz, kayınvalidem de hamile. Onun da bebeği olunca uc bebekli bir setimiz olacak. Bir sahnemiz bir gun surer herhalde.

- Sokakta herkes sizi Gonul diye mi tanıyor, adınızı bilenler de var mı?

Ufak tefek de olsa iyi izleyiciler, oyunculuğumu takip edenler ismimi biliyor. Ama coğunluk tabi ki Gonul olarak tanıyor. Magazinsel anlamda işimle aynı orantıda hayatıma devam eden biri olmadığım icin beni dizideki adımla tanıyorlar. Ben de yazın birtakım plajlarda boy gostersem ya da gecce kuluplerinde goruntulensem benim de adımı bilirler.

- Dizide sevgiliyi oynayan Pelin Karahan ve İbrahim Kendirci’nin gercek hayatta da birlikte olduklarına dair haberler cıktı. Sizce bu haberler diziye zarar verir mi?

Evet, zarar verir. Cunku bu işin bu kadar başarılı olmasının en buyuk sebeplerinden biri de samimi olmasıdır. Mesela Gonul’u her gun elinde bira şişesiyle Beyoğlu’nun arka sokaklarında gorsem, rolundeki samimiyetine inanmam. Ama bu demek değil ki, bir dizide oynuyorsanız her şeyden uzak olacaksınız. Benim de yazın bir aylık tatilim vardı. Her yeri gezdim, Ceşme’de, Bodrum’da tatilimi yaptım. Gecce hayatım da vardı. Haftanın iki-uc gecesi ben de dışarı cıkarım.

- Yakalayamıyorlar galiba sizi?

Yakalanmak değil aslında. Cok gizli bir şey yaşıyorumdur, gazeteciler takip edip yakalamıştır, o ayrı. Ama bunun dışında 'yakalanmak' diye bir şey yok magazinde. Zaten neyin nerede olduğunu bilip ona gore hareket eden insanlar var. Onlar kendilerini 'yakalandık' sanıyorlar.


gecce.com