Grunge Hikayesi
Sozlukleri acıp baktığımızda grunge icin “pis,kirli,eski pusku,yıpranmış”gibi kelimeler cıkar karşınıza.Muzik sahnesini değiştiren akımı tanımlamak gerektiğinde ise kirli,distortion’lı ve feedback’li gitarlar,guclu davullar,belki de coğu zaman “sessizlik-gurultu-sessizlik”trafiğiyle formule edilebilecek bir muzik olarak nitelemek yerindedir.Ama ofkesini hardcore’dan,vuruculuğunu punk’tan,guclu sound’unu heavy metal’den beslemiş olan grunge’ı tek bir muzik turunden ziyade belli grupların sahip olduğu veya belli gruplara yakıştırılan bir ruh birliği olarak gormek daha doğrudur.Grunge’a “Seattle sound’u” deriz ama tum grunge gruıpları Seattle’lı değildir;etkilerini punk’a benzetiriz ama bircok grup punk kadar heavy metal de dinlemiştir;kimileri ağır tempolu,kimileri daha hızlıdır;kimilerinin şarkılarını elinize gitar aldıktan sonraki birkac hafta icinde calabilirsiniz,kimilerininki ise enstruman uzerinde yetkinlik gerektiren partisyonlarla doludur.Ama tum farklara rağmen grunge grupları birdir gozumuzde,yukarıda “ruh birliği”dediğimiz şey sayesinde.Grupların her birinin şarkı sozlerindeki ofke,korku,keder,yalnızlık sıkıntı temaları;fanlarıyla ilişkileri ve muzik endustrisine karşı tutumları benzerdir.Grunge’ın soylemindeki karamsar ton,X kuşağı’nın umutsuzluğuyla paralel bulunur.1960’lar sonu-1980’ler başı arasında doğan,kulturel aidiyet hissetmeyen,toplumla ilişkileri zayıf,guclu hedeflerden yoksun bir kuşaktır X kuşağı.Bir onceki kuşağın mensupları olan yuppie’ler para kazanmayı,mevki sahibi olmayı her şeyin ustunde gorurken,X kuşağı kararsızdır.İşte grunge hayatlarındaki boşluğu para ve kariyerle doldurmanın mumkun olduğu inancına;markaların,mevkilerin her şeyin uzerinde gorulduğu anlayışa karşı cıkar.Kocaman bir kuşağın umutsuzluğunu paylaşır.İşte her grunge grubunda ortak olan nokta budur.Hair metal’in suya sabuna dokunmayışından da,suslu megastarların steriliğinden de uzaktır.Bu yuzden samimidir,gercekcidir.
Muzikal Kokler
Nirvana grunge’ı yerustune taşıyan gruptu,hareketi başlatan işaret fişeğiydi.Ama ne ilk grunge grubuydu ne de “grunge” adını ilk kullananlardı Kurt Cobain ve tayfası.Karanlığı ve gitar riff’lerini Black Sabbath onderliğindeki erken 1970’ler metainde,kirliliğini Iggy&The Stooges,MC5 gibi protopunk’larda,gitar riff’leri ve umarsız ruh halini Crayz Horse donemi Neil Young’ından bulabiliriz.Kuzeybatı Amerika orijinli punk grupları The Fartz,The U-Men,The Fastbacks ile daha ağır ve sert bir sound’a sahip olan TheMelvins grunge’a ilham kaynağı olan,hatta erken grunge grupları sayılan yerek ekiplerdendir.1983’te kurulan Green River ise coğunluğa gore ilk grunge grubudur.Seattle dışında hic tanınmamasına,kariyerinde hicbir ticari başarıya ulaşamamış olmalarına rağmen kent icindeki etkileri ilerleyen yıllarda rock tarihi icinde bir kult olmalarını sağlayacaktı.Grubun lideri Mark Arm,1981 yılındaki bir fanzin roportajında o zamanki grubu Mr. Epp’in muziğini tarif etmek icin “katıksız bok,katıksız pislik(grunge)”ifadesini kullanınca grunge teriminin isim babası da olmuş oldu.Erken grunge sahnesinde The Melvins,Malfunkshun ve Soundgarden arasında albumleri ilk yayınlanan grup da Green River’dı.1985 tarihli Green River ‘n da icinde olduğu bir toplama var ki,bahsetmeden grunge tarihini yazmak imkansız:Seattle bazlı “Deep Six”adlı albumde Melvins,Soundgarden,Malfunkshun,Skin Yard veThe U-Men’den parcalar vardı.Skin Yard bascısı Daniel House ‘un cabalarıyla bir araya getirilen gruplar,Seattle sound’unun kayıtlı ilk orneğine imza atmış oluyorlardı boylece.Aynı yıl “Sub Pop 100”adında bir toplama ve 1987’de Green River’ın “Dry As A Bone”ve”Rehab Doll” isimli EP’lerini yayınlamak,daha sonra da Sub Pop Singles Club adında bir kulup kurarak uyelerine her ay bir single yollamak da firmanın eylemleri arasında yer aldı.İnsanlar “ne punk,ne de metal”olan bu muzik turune karşı hayranlık duymaya başlamışlardı.
Seattle Sound’u Oluşurken
1988,Seattle icin onemli bir yıl oldu.Oncelikle Green River,ic dinamikleri itibariyle devam etmesinin imkansızlaştığı bir noktaya geldi.Glam ve Punk’ı harmanlayan Mother Love Bone’un temelleri atıldı.Yılın 2.onemli hareketi de efsanevi toplama “Sup Pop 200”in yayınlanmasıydı.Bircoğu ‘90’larda ya yıldız,ya da kult olacak bircok grubun bir araya geldiğicok muhim bir kayıttı bu;Nirvana,Soundgarden,Mudhoney,Green River,Screaming Trees,Tad ve Fastbacks gibi.1980’lerin sonuna gelindiğinde Alice İn Chains ilk albumunu yayınladı.1989’da yayınlanan Nirvana albumu ‘Bleach’ 1970’lerin Black Sabbath ve Led Zeppelin sound’unu yansıtan bir yapıdaydı.
Grunge’in zirvesi: “Nevermind”
24 Eylul 1991’de ‘Nevermind’ albumu yayınlandı.İlk single ‘Smell Like Teen Spirit’ ise bundan iki hafta once gun yuzu gordu.’Smell Like Teen Spirit’in umutsuz 90’lar gencliğinin sesi olduğu inancı hakimdi artık.Sadece birkac ay yetmişti her şeyi değiştirmeye.İşte bu,post-punk doneminde ozellikle Amerika’da hep halının altına supurulen alternatif hareketin patladığı noktaydı.Artık popstarlar icin başarı garanti olmayacak,plak şirketleri ayrıksı seslere de şans tanıyacak,sosyal ve politik duyarlılık sahibi gruplar da dinleyiciye ulaşabilecekti.Bu hareketin bayrağı grunge,en onde giden temsilcisi Nirvana’ydı.Sonraki iki yıl boyunca tum dunya Amerika’nın Kuızeybatısından gelen bu uzun saclı cocukların sesine kulak verecekti.
Andrew Wood’un olumunden sonra biten Mother Love Bone’un elemanlarınca toparlanan Pearl Jam ,Nevermind’dan birkac ay once cıkardıkları “Ten”in patlamasıyla akımın en populer iki grubundan biri olacaktı.Ucuncu albumu ’Badmotorfinger’la yerustune cıkan Soundgarden ,dorduncu albumu “Superunknown”la grunge cağının en onemli albumlerinden birine imza atacacaktı.“Grunge”ın dort buyukleri arasındaki en depresif ekip olan Alive İn Chain dahi “Dirt” albumuyle 3milyondan fazla satacaktı.San diego’dan Stone Temple Pilots da Seattle cıkışlı olmamasına rağmen grunge’ın yıldız yaptığı beşinci grup olacaktı.
Mainstream’den Kopuş
Doğa kanunlarının bir gereği olarak grunge akımı da mainstream’deki hakim konumunu yitirdi,hem de tıpkı yukselişi gibi cabuk bir şekilde .Bunu farklı bircok sebebe bağlamak mumkun ama ilk akla geleni tabiî ki Nisan 94’te aramızdan ayrılmasıydı.nasıl hippie kuşağı Jimi Hendrix ve Janis Joplin’in olumleriyle derin bir umutsuzluğa kapılmışsa,grunge da oyle kaybetti yolunu;rehberi saydığı adam kimseden bir farkı olmadığını iddia etse de…Evet,grunge’ın mainstrean’de kalması bu acıdan paradoksaldı belki de;Kurt Cobain,Layne Staley,Andrew Wood gibi adamların genc yaşta bu dunyadan gocup gitmeleri,sistemle asla barışamayacaklarını ortaya koyuyordu bir bakıma.Mother Love Bone zamanında kariyerist idealleri olan Jeff Ament ve Stone Gossard dahi,”Ten” 12milyon sattıktan sonra gruplarının şan-şohret meselesine dayalı bir cizgide var olmasının imkansız olduğuna karar verdiler;yıllar gectikce Pearl Jam’i klip cekmeyen ,albumlerini bilincli olarak az sattıran,endustrinin kurallarına karşı koyan bir grup haline getirdiler.İşte bu yuzden değerliydi grunge,o ruha sahip gruplardan hicbirisi baştaki isyanına ters duşecek bir noktaya gelmedi.Kimisi icin boyle bir şekilde ihanet etmemenin karşılığı olmek,kimis icin de ortadan kaybolmak olsa bile…
Post-Grunge
Grunge belki bitti ama etkisinin hala var olmadığını soylemek mumkun değil.Alternatif sound’u mainstream’e taşıyan,punk’ı gunumuz dinleyicisine taşıyan grunge,Amerika’da Green Day ve Offspring’in başını cektiği yeni kuşak punkların global olcekte başarılı olmasına imkan sağladı.Grunge İngiltere’de de gitara duşkun bir muzik sever kuşağı oluşturdu.Blur,Pulp gibi yıllanmış gruplar yerustune cıkmayı başarırken Oasis,Ash,Supergrass gibi gruplar yuksek tirajlar yakaladılar.90’lar ortasından itibaren Amerika dışında Silverchair(Avustralya),Bush(İngiltere) gibi gruplar Seattle sound’unu yaşatmaya calıştılar.İlerleyen yıllarda Amerika’da Creed, Nickelback gibi gruplar daha da yuzeysel birer grunge yorumuyla daha da başarılı oldular ancak eleştirel acıdan hic ciddiye alınmadılar ve endustride herhangi bir etki de yaratmadılar.Ancak 2000’ler rock’ını yeniden heyecanlı kılan,The Strokes’la başlayan retro akımın bircok temsilcisinin ellerine gitar aldıran,punk denen şeyin ne olduğunu anlamalarını sağlayan grubun da Nirvana olduğunu duşundukce,grunge’ın silinmesi imkansız etkisini daha net anlıyoruz,Ama şaşırmıyoruz;1991,yıl 0.Sadece bir muzik turune değil,milyonlarca kişiye hayat opucuğu verdi grunge;kimbilir daha kac hayatı değiştirecek!

__________________