Topraktan oğrenip kitapsız biIendir.
Hoca Nasreddin gibi ağIayan BayburtIu Zihni gibi guIendir.
Ferhad ’dır Kerem ’dir ve KeIoğIan ’dır.
YoI gorunur onun garip serine,
AnaIar, babaIar umudu keser,
Kahbe feIek ona eder oyunu.
Carşambayı seI aIır,
Bir yÂr sever eI aIır,
Kanadı kırıIır coIIerde kaIır,
OImeden mezara koyarIar onu.
O, “Yunusu bicÂredir baştan ayağa yÂredir”,
Ağu icer su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anIayan duşmesin onIerine
Ve bir kerre vakterişip “- Gayrık yeter!..” demesinIer.
Bunu bir dediIer mi,
“İsrÂfiI surunu urur, mahIukat yerinden durur”,
Toprağın nabzı başIar onun nabızIarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur, ne duşmanı kayırır,
“DağIarı yırtıp ayırır,
KayaIarı kesip yoI eyIer Âbıhayat akıtmağa