‘Hayat herkes icin acı, cunku benim dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gordum, onlar da mesut değildi ’diyor Balzac..Evet aslında neresinden bakarsak bakalım hayatın ozu bakımından acıdan başka bir şey olmadığını daha iyi anlayabiliriz..İnsanoğlu işte bu yuzdendir ki yuzyıllardır bircok şeyi tanrılaştırmış ve onun golgesinde acılarının olumden sonra nihayete ereceğine inanmışlardır. Ta ki peygamberler gelip daha buyuk bir ilahi gucun olduğu mesajını verene kadar insanoğlu olur olmaz herşeye tapmak durumunda kalmıştır. Ben en cok inancsız insanlar icin uzulurum..Kendim icin değil, onlar icin rahatsız olurum..Herşeyin bu dunyada başladığını ve bittiğini duşunmek acının gercekliği karşısında nasıl rahatlatır ki insanı.Tanrı ’nın varlığına ve obur dunyaya inanmak cekilen acıların bir nihayeti olacağını ve bunu buyuk bir mukafatla odullendirileceğini duşunmek derin bir yaranın uzerine surulen melhem gibidir.İnsanoğlunun hayatı anlaması ve doğru yorumlaması bazan cok zaman alır ve bazan da hicbir şey anlamadan yolculuğunu tamamlar.Arthur Schopenhauer hayatla ilgili şoyle der; . ’ Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir ozlem olduğu halde, ikinci bolumu acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır.Cunku mutluluk denilen şeyin sadece bir kuruntu olduğu ve acıdan başka bir gerceğin bulunmadığı farkedilmiştir artık. Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden cok acısız bir hayata yonelmeleri bundan oturudur.Gencliğimde kapının zili her caldığında kalbim sevincle doluyor ve kendi kendime ‘oh ne iyi, işte yeni bir olay! diyordum.Ama yıllar gecip olgunlaştığımda her zil sesinden sonra şoyle duşundum…Yine ne var! ..Evet aslında Arthur Schopenhauer ’in bu duşuncesi herkesin zaman zaman duşunduğu turden şeyler..Ama bazan gozlerimizi kapatıp derin duşuncelere daldığımızda nasıl ki herşeyi bir kenara bırakıp yaşamın zevklerinden payımıza duşenleri almamız gerektiğini duşunduğumuz oluyorsa, bazan da gozlerimizi normalden daha cok acıp butun yemişlerin ve zevklerin aslında kucuk kandırmacalardan ibaret olduğunu kabul etmek ve acını hayatın icindeki en nihayet duygu olduğunu bilmek gerekiyor.Acı icin soylenmiş birkac sozle yazımı nihaytelendirmek istiyorum.. Mesela Cervantes ’Butun acılar azalır yeter ki ekmeğim olsun ’ der. ..