Ahlak, insanların toplu halde yaşamaları sonucunda oluşmuş kurallar butunudur. Ahlak kuralları sayesinde bireysel ve toplumsal davranışlara yon verilir.
Cocuklar, ahlak gelişimleri sayesinde doğru ve yanlış olanın ne olduğunu anlarlar. Cocuklarda ahlak gelişimi belli bir sıraya gore gercekleşir. Değer yargılarının oluşmasında sosyal yaşantı, bilişsel gelişim duzeyi, gozlemlenen olayların iyi analiz edilmesi etkilidir. Ahlak gelişimi ardışık bir sıra izler ve yaş faktorune bağlıdır.
Piaget’e gore cocuğun bilişsel gelişimiyle ahlaki yargılar arasında buyuk bir etkileşim vardır. Ona gore cocuğun kuralları nasıl yorumladığına dikkat edilmelidir. Bu yuzden Piaget, cocukların ahlak gelişimini onların oynadıkları oyunları inceleyerek acıklamaya calışmıştır.
Piaget ahlak gelişimini ahlak oncesi donem, dışsal kuralara bağlılık donemi ve ahlaki ozerklik donemi olarak uc doneme ayırmıştır.
Ahlak oncesi donem cocukların 0-6 yaş aralığına denk gelen donemdir. Cocuklar altı yaşından once doğru ile yanlışı, iyi ile kotuyu ayırt edebilecek zihinsel olgunlukta değildir. Bu nedenle bu doneme ahlak oncesi donem ismi verilmiştir.
Ona gore cocukların ahlak kuralları altı yaşından once yoktur. Bu donemde ahlak kavramından soz edilemez. 0-6 yaş aralığındaki cocuklar benmerkezcidir. Cocukların benmerkezci oldukları donemde ahlak kurallarından soz edilemez. Cocuklar, 0-2 yaş aralığında oynadıkları oyunlarda belli kuralların olduğundan habersizce oyunu oynarlar. İki yaşından sonra oyunlarda kuralların olduğunu fark ederler ancak bu kurallara uyulması gerektiğini ve kurallara neden uyulması gerektiğini anlayamazlar. 6-10 yaş aralığındaki cocuklar kuralların varlığını kabul ederler. Bu yaş aralığındaki cocuklar oyundaki kuralların değiştirilemez olduğunu sanırlar. 10-12 yaş aralığında kuralların değiştirilebilir olduğunu farkına varırlar.
Dışsal kurallara bağlılık donemi 6-10 yaşlarını kapsar. Donem icerisindeki cocuklara gore kurallar değiştirilemezdir ve kurallara uymayanlar cezalandırılır. Yani sorgulamadan otoriteye uyulan donemdir. Bu donem cocukları ahlaki gercekcidir. Olayın sonucları, olayın neden gercekleştiği goz onunde bulundurulmadan somut sonuclara gore değerlendirilir. Davranışların iyi veya kotu olduğuna odul mu yoksa ceza mı getirdiğine gore karar verilir. Odul getiren davranış iyi, ceza getiren davranış kotudur. Ne yapılıp ne yapılmayacağını buyuklerin koyduğu kurallar belirler ve cocuklar bu kurallara uyum sağlar.
Ahlaki ozerklik donemi 10 yaş ve ustundeki donemi kapsar. Bu donem icerisinde cocuğun arkadaş sayısı artmaya başlar. Cocukların ahlak ilkeleri bu donemde yavaş yavaş değişmeye başlar. Dışsal kurala bağlılık doneminde niyet onemli değilken bu donem icerisinde niyet onemli olmaya başlar. Kurallar iyi niyetle ciğnendiyse cocuk affedilebilir. Bu da bize gosterir ki bu donem icerisinde kurallar değiştirilmeye başlanmıştır. Cocuklarda otonom ahlak hakimdir. Yavaş yavaş insan hak ve ozgurluklerine saygılı olunmaya başlanır.
Kohlberg de bir ahlak gelişimi kuramı belirtmiştir. Kohlberg’in ahlak gelişim kuramı Piaget’nin kuramının detaylandırılmış halidir. Ancak Kohlberg cocukların oyunlarını gozlemlemez. Cocuklara belirli olayları verir ve onların bu olaylara nasıl tepki vereceklerini gozlemler. Ahlaki gelişim yaşa ve zihinsel olgunluk seviyesine bağlıdır.
Kohlberg’in kuramında gelenek oncesi duzey (İD), geleneksel duzey (super ego) ve gelenek otesi duzey (ego) olmak uzere uc aşama vardır.
Gelenek oncesi oncesi duzey, Piaget’nin dışsal kurallara bağlılık doneminin kurallarını kapsar. Bu donemde kural başkaları tarafından konulur. Cocuk, toplumun kabul ettiği iyi ve kotu kategorisine gore davranışlarına yon verir. Yani odul kazandıran davranış iyi, ceza getiren davranış kotudur.
Gelenek oncesi duzeyin birinci aşaması itaat-ceza eğilimidir. Bu aşamadaki cocuklar otoriteye uyum sağlar ve ceza almaktan kacınır. Olayların nedeni onemli değildir. Cezalar olayların buyukluğune gore verilir. Bu aşamada korkuya dayalı bir ahlak anlayışı vardır. Bu nedenle otoriteyi sağlayan şey ortalıkta yoksa kurallar ciğnenebilir. Kurallar otorite ortadaysa gecerli olur onlar icin. Başka insanların davranışları onemsenmez. Cocuk bu aşamada sadece kendi isteklerini ve davranışlarını onemser. Bu duzeyin ikinci aşaması saf cıkarcı eğilimdir. Cocuk kendi isteklerini ve ihtiyaclarını onemser. İhtiyacları karşılanıyor ve odul getiriyorsa davranışı uygun bulur. Cıkarcılık duygusu on plana cıkmıştır. Kendisine yarar sağlayan şeye odaklanır. Karşılıklı ilişkilerde de cıkarcı bir tutum sergiler. Kurallaraysa kendi isteklerine uyum sağladığı surece uyar.
Geleneksel duzeyde cocuktaki benmerkezci duşuncenin yerini empati alır. Cocuk toplum bilincini kavramaya başlar. Bu nedenle toplumdaki davranış bicimlerini anlamaya başlar ve bu davranışlar değerli olur. Cocuk ailesinin isteklerini de onemsemeye başlar. Bu donemde sadakat onem kazanır, kurallar icselleştirilir. Cevresindeki insanların istekleri karşısında kendi isteklerini geri planda tutar. Geleneksel duzeyin icerisinde yer alan ucuncu aşama iyi cocuk eğilimidir. Ucuncu aşamadaki cocuk akranlarıyla birlik olur. Cocuk, iyi bir birey olmaya calışır ve toplum tarafından onaylanmak ister. Empatik duşuncesinin gelişmesiyle olaylara başkalarının nasıl bakabileceğini anlamaya başlar. Toplumun kendisi hakkında duşundukleri onemlidir. Artık toplum onem kazandığı icin bir gruba dahil olmak ve gruptan dışlanmamak onun icin onemlidir. Bu doğrultuda kurallara uymaya calışır. Dorduncu aşama kanun ve duzen eğilimidir. Artık toplum kanunları gecerlidir. Sosyal duzene ve topluma uyum sağlamak amaclanır. Sorgulanmadan kanunlar kabul edilir ve kanunlara uyulur. Kanunlara uymayanlar dışlanır.
Gelenek sonrası duzeyde birey kendine gore değer sistemleri oluşturur. İnsan hak ve ozgurluklerine uyum sağlanır. Toplum kavramı kabul edilmiş ve aşılmıştır. Bu duzeyde birey toplum dışındaki değerlere yonelir. Bu duzey icerisinde yer alan beşinci aşama sosyal sozleşmeler eğilimidir. Haklara, ozellikle bireysel haklara eleştirel bir bakış acısıyla bakılmaya başlanır. Demokratik yollarla kanunların değiştirilebileceği bilincine erişilir. Sonucta kanunlar insanların rahat yaşaması icin vardır. Bu rahatlığı sağlayamayan kanun değiştirilmelidir. Beşinci aşamada bu bilince ulaşılır. Bu aşamaya ulaşabilen yetişkinler oranıysa sadece %25’tir. Altıncı aşama evrensel ahlak ilkeleri eğilimidir. Dil, din ve ırk ayrımı yapılmadan tum insanların eşit olduğu kabul edilir. Adalet, eşitlik, insan hakları gibi kavramlar değer kazanır. Bireyler kendi aralarında yardımlaşmaya başlar. İnsan hayatının onemi iyice anlaşılır. Kimse kimsenin yaşama hakkını elinden alamaz.
Kaynakca:
Geliþim Psikolojisi-Necip Karanlık
Yazar: Oyku Demirhisar
Cocuklar, ahlak gelişimleri sayesinde doğru ve yanlış olanın ne olduğunu anlarlar. Cocuklarda ahlak gelişimi belli bir sıraya gore gercekleşir. Değer yargılarının oluşmasında sosyal yaşantı, bilişsel gelişim duzeyi, gozlemlenen olayların iyi analiz edilmesi etkilidir. Ahlak gelişimi ardışık bir sıra izler ve yaş faktorune bağlıdır.
Piaget’e gore cocuğun bilişsel gelişimiyle ahlaki yargılar arasında buyuk bir etkileşim vardır. Ona gore cocuğun kuralları nasıl yorumladığına dikkat edilmelidir. Bu yuzden Piaget, cocukların ahlak gelişimini onların oynadıkları oyunları inceleyerek acıklamaya calışmıştır.
Piaget ahlak gelişimini ahlak oncesi donem, dışsal kuralara bağlılık donemi ve ahlaki ozerklik donemi olarak uc doneme ayırmıştır.
Ahlak oncesi donem cocukların 0-6 yaş aralığına denk gelen donemdir. Cocuklar altı yaşından once doğru ile yanlışı, iyi ile kotuyu ayırt edebilecek zihinsel olgunlukta değildir. Bu nedenle bu doneme ahlak oncesi donem ismi verilmiştir.
Ona gore cocukların ahlak kuralları altı yaşından once yoktur. Bu donemde ahlak kavramından soz edilemez. 0-6 yaş aralığındaki cocuklar benmerkezcidir. Cocukların benmerkezci oldukları donemde ahlak kurallarından soz edilemez. Cocuklar, 0-2 yaş aralığında oynadıkları oyunlarda belli kuralların olduğundan habersizce oyunu oynarlar. İki yaşından sonra oyunlarda kuralların olduğunu fark ederler ancak bu kurallara uyulması gerektiğini ve kurallara neden uyulması gerektiğini anlayamazlar. 6-10 yaş aralığındaki cocuklar kuralların varlığını kabul ederler. Bu yaş aralığındaki cocuklar oyundaki kuralların değiştirilemez olduğunu sanırlar. 10-12 yaş aralığında kuralların değiştirilebilir olduğunu farkına varırlar.
Dışsal kurallara bağlılık donemi 6-10 yaşlarını kapsar. Donem icerisindeki cocuklara gore kurallar değiştirilemezdir ve kurallara uymayanlar cezalandırılır. Yani sorgulamadan otoriteye uyulan donemdir. Bu donem cocukları ahlaki gercekcidir. Olayın sonucları, olayın neden gercekleştiği goz onunde bulundurulmadan somut sonuclara gore değerlendirilir. Davranışların iyi veya kotu olduğuna odul mu yoksa ceza mı getirdiğine gore karar verilir. Odul getiren davranış iyi, ceza getiren davranış kotudur. Ne yapılıp ne yapılmayacağını buyuklerin koyduğu kurallar belirler ve cocuklar bu kurallara uyum sağlar.
Ahlaki ozerklik donemi 10 yaş ve ustundeki donemi kapsar. Bu donem icerisinde cocuğun arkadaş sayısı artmaya başlar. Cocukların ahlak ilkeleri bu donemde yavaş yavaş değişmeye başlar. Dışsal kurala bağlılık doneminde niyet onemli değilken bu donem icerisinde niyet onemli olmaya başlar. Kurallar iyi niyetle ciğnendiyse cocuk affedilebilir. Bu da bize gosterir ki bu donem icerisinde kurallar değiştirilmeye başlanmıştır. Cocuklarda otonom ahlak hakimdir. Yavaş yavaş insan hak ve ozgurluklerine saygılı olunmaya başlanır.
Kohlberg de bir ahlak gelişimi kuramı belirtmiştir. Kohlberg’in ahlak gelişim kuramı Piaget’nin kuramının detaylandırılmış halidir. Ancak Kohlberg cocukların oyunlarını gozlemlemez. Cocuklara belirli olayları verir ve onların bu olaylara nasıl tepki vereceklerini gozlemler. Ahlaki gelişim yaşa ve zihinsel olgunluk seviyesine bağlıdır.

Kohlberg’in kuramında gelenek oncesi duzey (İD), geleneksel duzey (super ego) ve gelenek otesi duzey (ego) olmak uzere uc aşama vardır.
Gelenek oncesi oncesi duzey, Piaget’nin dışsal kurallara bağlılık doneminin kurallarını kapsar. Bu donemde kural başkaları tarafından konulur. Cocuk, toplumun kabul ettiği iyi ve kotu kategorisine gore davranışlarına yon verir. Yani odul kazandıran davranış iyi, ceza getiren davranış kotudur.
Gelenek oncesi duzeyin birinci aşaması itaat-ceza eğilimidir. Bu aşamadaki cocuklar otoriteye uyum sağlar ve ceza almaktan kacınır. Olayların nedeni onemli değildir. Cezalar olayların buyukluğune gore verilir. Bu aşamada korkuya dayalı bir ahlak anlayışı vardır. Bu nedenle otoriteyi sağlayan şey ortalıkta yoksa kurallar ciğnenebilir. Kurallar otorite ortadaysa gecerli olur onlar icin. Başka insanların davranışları onemsenmez. Cocuk bu aşamada sadece kendi isteklerini ve davranışlarını onemser. Bu duzeyin ikinci aşaması saf cıkarcı eğilimdir. Cocuk kendi isteklerini ve ihtiyaclarını onemser. İhtiyacları karşılanıyor ve odul getiriyorsa davranışı uygun bulur. Cıkarcılık duygusu on plana cıkmıştır. Kendisine yarar sağlayan şeye odaklanır. Karşılıklı ilişkilerde de cıkarcı bir tutum sergiler. Kurallaraysa kendi isteklerine uyum sağladığı surece uyar.
Geleneksel duzeyde cocuktaki benmerkezci duşuncenin yerini empati alır. Cocuk toplum bilincini kavramaya başlar. Bu nedenle toplumdaki davranış bicimlerini anlamaya başlar ve bu davranışlar değerli olur. Cocuk ailesinin isteklerini de onemsemeye başlar. Bu donemde sadakat onem kazanır, kurallar icselleştirilir. Cevresindeki insanların istekleri karşısında kendi isteklerini geri planda tutar. Geleneksel duzeyin icerisinde yer alan ucuncu aşama iyi cocuk eğilimidir. Ucuncu aşamadaki cocuk akranlarıyla birlik olur. Cocuk, iyi bir birey olmaya calışır ve toplum tarafından onaylanmak ister. Empatik duşuncesinin gelişmesiyle olaylara başkalarının nasıl bakabileceğini anlamaya başlar. Toplumun kendisi hakkında duşundukleri onemlidir. Artık toplum onem kazandığı icin bir gruba dahil olmak ve gruptan dışlanmamak onun icin onemlidir. Bu doğrultuda kurallara uymaya calışır. Dorduncu aşama kanun ve duzen eğilimidir. Artık toplum kanunları gecerlidir. Sosyal duzene ve topluma uyum sağlamak amaclanır. Sorgulanmadan kanunlar kabul edilir ve kanunlara uyulur. Kanunlara uymayanlar dışlanır.
Gelenek sonrası duzeyde birey kendine gore değer sistemleri oluşturur. İnsan hak ve ozgurluklerine uyum sağlanır. Toplum kavramı kabul edilmiş ve aşılmıştır. Bu duzeyde birey toplum dışındaki değerlere yonelir. Bu duzey icerisinde yer alan beşinci aşama sosyal sozleşmeler eğilimidir. Haklara, ozellikle bireysel haklara eleştirel bir bakış acısıyla bakılmaya başlanır. Demokratik yollarla kanunların değiştirilebileceği bilincine erişilir. Sonucta kanunlar insanların rahat yaşaması icin vardır. Bu rahatlığı sağlayamayan kanun değiştirilmelidir. Beşinci aşamada bu bilince ulaşılır. Bu aşamaya ulaşabilen yetişkinler oranıysa sadece %25’tir. Altıncı aşama evrensel ahlak ilkeleri eğilimidir. Dil, din ve ırk ayrımı yapılmadan tum insanların eşit olduğu kabul edilir. Adalet, eşitlik, insan hakları gibi kavramlar değer kazanır. Bireyler kendi aralarında yardımlaşmaya başlar. İnsan hayatının onemi iyice anlaşılır. Kimse kimsenin yaşama hakkını elinden alamaz.
Kaynakca:
Geliþim Psikolojisi-Necip Karanlık
Yazar: Oyku Demirhisar