tarihci, yazar


1909 yılında Konya'da doğdu. Orta oğrenimini Kadıkoy Lisesi'nde tamamladı. Anadolu Ajansı'nda 1924-1928 yılları arasında muhabirlik, Hakimiyet-i Milliye'de İstihbarat Şefliği ve fıkra yazarlığı yaptı. Konya'da Yeni Anadolu Gazetesi'ni ve Zaman Dergisi'ni, İstanbul'da Halk Gazetesi'ni, Millet Dergisi'ni cıkardı. Pek cok gazete ve dergide ozellikle tarihi konularda yazılar yazdı.
4 Şubat 2006 tarihinde İstanbul'da vefat etti.



HABER

Tarihci-yazar Cemal Kutay oldu
Hurriyet 5 Şubat 2006

Tarihci-yazar Cemal Kutay, dun İstanbul'da vefat etti. Marmara Universitesi Vakfı Academic Hospital'den yapılan yazılı acıklamada, bir suredir yaşlılığa bağlı ceşitli rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gormekte olan Cemal Kutay'ın, fenalaşarak gozetim altına alındığı hastanede bu akşam saat 21.17'de hayata gozlerini yumduğu bildirildi.

Cemal Kutay'ın bir suredir Marmara Universitesi Tıp Fakultesi Noroloji Ana Bilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Sevinc Aktan gozetiminde tedavi gorduğu belirtilen acıklamada, Kutay'ın, sağlık durumu ağırlaştığı icin dun Marmara Universitesi Tıp Fakultesi Vakfı Academic Hospital'e kaldırıldığı kaydedildi.Academic Hospital Sorumlu Hekimi İc Hastalıkları Uzmanı Turkan Ozer, Kutay'ın vefatına ilişkin şu acıklamayı yaptı:

“Hastamız, bir suredir evinde yatarak pnomoni (zaturree) tedavisi gormekteydi. Artan şikayetleri ve bobrek yetmezliği nedeniyle dun (Cumartesi) saat 15.00 sıraları hastanemize yatırılarak 114 numaralı odamızda bakım altına alındı. Tıbbi mudahaleler sonuc vermedi. Başımız sağ olsun.”



HAKKINDA YAZILANLAR

KU(U)RT TARİHCİ
Cemal. A. Kalyoncu
Aksiyon 8 Eylul 2001 s.353

Paşalar, valiler, bakanlar, buyukelciler cıkarmış Fatin Ruştu Zorlu, Eşref Kuşcubaşı, Vasıf Cınar gibi bircok kişinin mensup olduğu Bedirhani aşiretinden olan 'ku(u)rt' tarihci Cemal Kutay, 183 kitap yazarak onemli bir rekora da imza atar

Cemal Kutay, tarihin, eğitimini almamasına rağmen tarihci diye anlatacağı birisi. O, tarihin icinden bulup cıkardığı veya ortaya attığı iddialarla da (Turkce ibadet, Ataturk şamandı gibi) gundeme gelen bir kişilik. 2001 itibariyle yazdığı 183 kitapla belki bir dunya rekorunun da sahibi. Bazı kitaplarda doğum tarihi hicri takvimden miladi takvime donuşturmedeki yanlışlıklardan dolayı 1906, 1907, 1912 yazsa da esasında 1909 yılında doğmuş olan 'ku(u)rt' tarihci Cemal Kutay, 90'ı aşmış yaşına rağmen gundemde yer edinecek konu bulmakta zorluk cekmeyen ve hayatını halen kalemle kazanan bir kişidir de.


Dede Bedirhan Bey: asi mi vatansever mi ?

Cemal Kutay, bir taraftan Kurt aşiret reisi Bedirhan Bey'in (bazı kitaplarda paşa olarak adlandırılmasına rağmen aslı beydir) ucuncu kuşaktan torunudur. Bir Kurt hanedanı olan Azizan hanedanından Abdullah Han'ın oğlu olan Bedirhan Bey, Cemal Kutay'ın anlattıklarına gore, 1827 Osmanlı—Rus harbine 20 bin atlı ile katılarak, Rus tarihlerinde bile o zaman Osmanlı'nın kazanılan tek zaferinin sahibi olarak gosterilmiş birisidir.

Hıristiyan bir topluluk olan Nasruriler'i kılıctan geciren Bedirhan Bey, Osmanlı—Rus Harbinde gosterdiği başarıdan sonra Sultan Abdulmecit tarafından İstanbul'a davet edilir ve bugunku Daruşşafaka binası oturmasına tahsis edilir, ardından Girit'e vali atanır. Sonrasında tekrar İstanbul'a gelir, hacca gittiğinde de vefat eder ve orada gomulur.

Kutay, Bedirhan Bey'in dini konulardaki danışmanı Molla Abdulkavs'ın bugunku İran'daki idareye benzer bir cizgide olduğunu belirterek Bedirhan Bey'in de buna yakın bir hayat surduğunu ifade ediyor.


Tarih kitaplarına gore ise Tanzimat Fermanı'nın getirdiği yeniliklere karşı gelen, kendi adına para bastırarak hutbe okutan Bedirhan Bey, Babıali'nin Topal Osman Paşa kumandasında buyuk bir ordu gondererek uzun bir catışmadan sonra teslim aldığı, 1847'de ailesi ve yakınları ile birlikte İstanbul'a gonderilen birisidir. Ardından 20 yıla yakın Girit'in Kandiye kasabasında zorunlu ikamete tabi tutulur. Sonra affedilip İstanbul'a yerleşir. Oradan Şam'a gider ve omrunu burada nihayetlendirir. (Osmanlılar Ansiklopedisi. YKY) Ancak Kutay, bunların gercek olmadığını soylemektedir.

Adıvar'dan Eşref Kuşcubaşı'na

Bedirhan Bey, yaptığı evliliklerden 42 cocuk sahibi olduğundan, aşiret daha sonraki yıllarda bir cok valiler, paşalar cıkarır. Bedirhan Bey'in cocuklarından Şurayı Devlet Reisliği yapan Murat Bey, Galatasaray'da başkanlık yapan Tevfik Ali Cınar, Ali Şamil Paşa (İlk eşi Mahmure Hanım, Halide Edip Adıvar'ın uvey annesidir), Şam Valisi Salip Bey, Bedirhan Bey'in kardeşi Abdullah Bey'in oğlu, Ataturk'un yakınında yer alarak Maarif Bakanlığı yapan ve eğitim alanında koklu ve sarsıcı değişikliklere imza atan Vasıf Cınar ailenin diğer fertleridir.


Bedri Paşa ve Eşref Sencer Kuşcubaşı

Yine aileden olan Bedri Paşa (Paşanın hanımı Teşkilat—ı Mahsusa'nın ilk lideri Eşref Kuşcubaşı'nın teyzesinin kızıdır) ise Suriye ve civarlarında ayaklanmalar olduğunda merkezi idarenin, ayaklanmaların bastırılması icin aklına gelen ilk isimdir. Başbakan Adnan Menderes'le birlikte asılan Hasan Polatkan'ın dışındaki Fatin Ruştu Zorlu da aşiretin bir diğer uyesidir.

Tahir Kutay

Vasıf Bey, Ataturk'un cok yakınında olduğundan Cınar soyadını ona Ataturk verir. Bedirhan Bey'in Huseyin Kenan adlı oğlundan dunyaya gelen ve Cemal Kutay'ın da babası olan Tahir Bey ise, Kutay soyadını alır. Tahir Kutay bircok yerde gorev yaptıktan sonra Konya'da, bugunku Yargıtay'la askeri mahkeme arası bir derece olan İstinaf Ceza Mahkemeleri Reisliği gorevi gorur. Milli Mucadele'nin hemen başında da o zaman merkezi Sivas'ta olan Yargıtay (Mahkeme—i Temyiz) başkanlığı yapar. Konya'daki hukuk mektebinde ders verdiğinden, daha sonraki yıllarda Meclis İkinci Başkanlığı yapacak Tevfik Fikret Sılay, DP'nin kurucularından Refik Koraltan onun talebeleri arasında yer alacaktır.

Tahir Kutay ’ın Eşi

Tahir Kutay, bugun Batı Trakya'da kalan Dimetokalı Miralay Mustafa Nuri Bey ile Fahrunisa Hanım'ın Nazire dışındaki kızı Sureyya Hanım'la evlenir.


Tahir Kutay ’ın Cocukları

Tahir Kutay ile Sureyya Hanım ’la evliliğinden yedi cocuk sahibi olur:

1.Faika
(Mehmet Şevki Yazman'la evlenir. DP doneminde Elazığ Milletveki ve Milli Mudafaa Encumeni Başkanlığı yapan Yazman'ın cocuklarından Tuncer Yazman, Turkiye'nin ilk petrol muhendislerinden biridir),

2.Fahrunisa (O da Albay Suphi Akgun'le evlenir. Haşim İşcan'la dunur olan ciftin tek cocukları Ege Universitesi kurucularından ve Turkiye'nin ilk kalp cerrahlarından Prof. Dr. Sermet Akgun'dur),

3.Fitnat (Ataturk'un şahsi muhafızlarından ve Birinci donem Van Milletvekili Hasan Sıddık Haydari ile birleştirir hayatını),

4.Hayrunnisa (Konyalı tuccar Mustafa Oztermiyeci ile evlenir).

Ailenin erkek cocukları ise

5.Cemal,

6.Kenan ve

7.Abdi Kutay

Aile o kadar geniştir ki, Galatasaray Başkanlığı da yapan Tevfik Ali Cınar, ailenin sicilini cıkarmak ister ama ustesinden gelemeyeceğini anlayınca vazgecer. Cemal Kutay da denemek ister ama başaramayacağını farkedip konunun uzerine duşmez.


Mevlevi Cemal Kutay

İşte bu yedi cocuklu aşiret mensubu bir ailenin ferdi olan Cemal Kutay, 1909'ların Osmanlısında gozlerini dunyaya acar. Henuz on yaşlarında iken Mevlevi dergahında bulur kendini: "Velet Celebi'den icazet aldım. Elini optum."

Cocukluk Donemi

13 yaşında iken babasını kaybeden Cemal Kutay, eve destek olmak icin tatillerinde Konya'da cıkmakta olan Babalık gazetesinde musahhihlik yapar. Henuz 15 yaşlarındadır. 18'inde ise idadiyi (lise) bitirir: "Ben hic akademik tahsil yapmadım. Zaten universiteye gitme imkanına sahip değildim. Cok calışkan bir cocuktum. Genclerin bir cok iptilaları bende yoktu. Sigara icmedim. Asla alkol tatmadım. Mumkun olduğu kadar kitap okudum. Şimdi ise gozlerim goremiyor."

Hakimiyet-i Milliye Yılları

1928 yılında iş aramak icin, cebinde uc—dort gun yetecek para ile Ankara'ya doğru yola cıkan Kutay, Konya Milletvekilleri Naim Hazım Hoca ile Refik Koraltan'dan kendisine iş bulmalarını rica edecektir. Kahvehanede oturup cayını yudumlarken Ataturk'un gazetesi (1934'te Ulus adını alacaktır) Hakimiyet—i Milliye'de bir ilan gorur: "Musahhih aranıyor." Ve Stefan Zweig'ın Yıldızların Parladığı Anlar kitabındaki gibi, Kutay'ın yıldızı bu olayla parlamaya başlar: "Orada ve daha sonra buyuk kıymetler tanıdım. Orada babama her Fatiha okuduğumda, bana gosterdiği alicenap alÂka hÂl gozlerimi yaşartan Falih Rıfkı Atay vardı.

Ben hic bir zaman kendime yetim bir cocuk diyemiyorum, cunku Hakimiyet—i Milliye'de, ismi sade Beyefendi olarak gecen ve hakikaten beyefendi olan o devrin o buyuk kalem sahibi Falih Rıfkı ile birlikte Ahmed Emin'inden (Yalman), Huseyin Cahiti'nden (Yalcın) diyebilirim ki, Ankara Muftusu olan ve Milli Mucadele'de Ataturk'un cok istifade ettiği, —Ataturk'un de cenaze namazını o kıldırdı— Şerafettin Yatkaya, Esat Sezai Sumbulluk, Mehmet Akif'in damadı Kur'an—ı Kerim'in en mukemmel tercumesini yapan Omer Rıza Doğrul, Ahmet Hamdi Akseki, bu cok muhterem ve mubeccel insanların hemen hemen hepsini tanıdım, hepsinin ellerini optum, hepsinden feyiz aldım. O zamanın insanları buyuk bir azim ve hoşgoruyle insan yetiştirmeye calışıyorlardı. Sizin daha sonra sadece isimlerini hatırladığınız Abidin Daverler, Refik Halitler, Burhan Felekler benim ismini saydığım o buyuk insanların ışıklarında yetiştiler. Ben o devri yaşadım.

Turkiye ’nin İtibarı

İnanılmaz bir haysiyeti vardı Turkiye'nin. Batı Almanya İktisat Bakanı 1935'te Turkiye'ye geldiği zaman, lutfen inanın, bu reddedilmez belgede, devrin iktisat bakanına 'Dilediğiniz krediyi dilediğiniz şartlarda vermeye hazırız, cunku sizin derlenip toparlanmanızda biz Birinci Dunya Harbi'nin kapattığı bir Avrupa Birliği'nin yeniden kuruluşunun ışığını goruyoruz' demişti."


Mehtaplı gecelerde namaz

— İslamiyeti yaşayabildiniz mi?
"Tabii. Size soyleyeyim. Beş vakit falan değil fakat, —hÂl sağlığım yerindedir, cok şukur, hÂl ruku ve sucuda cok rahat intıbah edebilirim— cok ciddi soyluyorum 40—50 rekat namaz kıldığım olmuştur. Yani icimden gelirdi. Ozellikle mehtaplı gecelerde."
— Peki Arapca mı Turkce mi?
"Turkcesini de Arapcasını da rahat okurum. İkisinde de hic sıkıntı cekmem."

Bana şaman dediler

Kutay'ın son zamanlarda ortaya surduğu bir konu daha vardır: "Bana şaman da dediler. Şamanlık bir kere din değil. Şamanlık doğrudan doğruya insanın doğasından kopup gelen bir histir. İnsan elleri ile yapılmış olan putlara tapması yerine tabiatın hakikaten insanı da duşunmeye sevkeden tek ve buyuk yaradanın mevcudiyetine inandıran tecellilerine bağlı kalmayı aklın ve vicdanın gereği sayıyorum."

Gazeteciliğin İlk Yılları

Kutay, 1928'de girdiği Hakimiyet—i Milliye'de 1939'a kadar calışır: "Sonra beni ayırdılar oradan. Bir sebebi yoktu." Daha once Konya'da Yeni Anadolu isimli Anadolu'da ilk defa 8 sayfa, renkli başlıklı bir gazetenin kuruluşuna imza atan Kutay, İstanbul'a gelip Celal Bayar'ın buyuk oğlu Refi Bayar'la Guneş isimli bir matbaa kurup Halk isimli bir gazete cıkarır iki yıl boyunca. Gundelik gazete tatmin etmeyince de Millet ve Hakka Doğru mecmualarını cıkarmaya başlar (1944—51).

Cemal Kutay ’ın Eşi

Kutay o kadar yoğun calışmaktadır ki, bu tempoda calışırken evlenmeyi bile duşunmemektedir. Ancak ailesi, onu, 1944'te yine Rumelili, Yugoslavya gocmenlerinden olan ve Niğde'ye yerleşmiş Kamil—Nezahat ciftinin kızları Melahat (Gunan) Hanım'la evlendirir. Beş cocuğu gelir dunyaya.

Cemal Kutay ’ın Cocukları

1.Zeynep Sırma, yuksek maden muhendisi Erol Kuyaş'la,
2.Ayşe Mine, Adnan Koca ile,
3.Omer Faruk, Prof. Dr. Sevil Kutay'la,
4.Gazale Nilgun, yuksek inşaat muhendisi Mehmet Ciğeroğlu ile,
5.Kardeşlerin en kucuğu İnci Kubra, tanınmış fotoğraf sanatcısı Muhlis Macero ile evlenmiştir.

Kutay ’ın İlk Kitabı

Bu arada ilk kitabı olan Selcuklu'dan Osmanlı'ya adında bir biyografi kitabını da 1935'te yayınlayan Cemal Kutay, Naşit Hakkı Uluğ'un idare muduru olduğu zamanda, Ulus'ta calışan herkesin CHP'ye girmesini zorunlu kılmasına rağmen bu donemde bile siyasete bulaşmaz. Kutay, daha sonraki donemde de siyasetten uzak duracaktır. 1952'de ise yeni bir yayın macerasına atılır: "Ne Ebuzziyazade Velid, ne Huseyin Cahit, ne Ahmet Emin, hic kimse boyle bir şeye girmemi istemediler. 'Sen deli misin?' dediler. Bin 800 abone temin edersem cıkaracağım. Bunun icin 80 bin adrese bir acık mektup yazdım."

Kutay, 1952'den 57 yılına kadar, tamamlandığında 12 bin sayfa ve 20 cilt olacak kronolojik değerler icerisinde fasikul fasikul bir tarih kitabı yayınlar (Turkiye İstiklal ve Hurriyet Mucadeleleri Tarihi).

Kutay, Konya'daki Babalık'ta başlayan ve Hakimiyet—i Milliye ile devam eden basın hayatını Tan, Tanin, Son Telgraf gazetelerinde devam ettirir.

İttihat ve Terakki Uzmanı

Kutay, Son Posta'da 'İttihat ve Terakki nasıl cıktı, nasıl kuruldu, nasıl ayrıldı' adıyla 807 gun yayınladığı tefrika ile de bu alanda bir rekorun sahibi olur.

Gazetecilik Yılları

Hur Anadolu, Sedat Simavi'nin sahibi olduğu Yedigun de onun kalem oynattığı diğer basın kuruluşlarıdır: "Sedat Simavi, Huseyin Cahit Yalcın'ın yazılarına, Faruk Nafiz Camlıbel'in şiirlerine, Refik Halit Karay'ın hikayelerine 250 kuruş verirken bana 375 kuruş veriyordu.

Biliyordu, iki kardeşimi İstanbul'da yuksek tahsil yaptırdığımı. O zamanki insanlar başkaydı. Turkiya'da (Kutay, ozellikle Turkiya diyor) inanılmaz bir insan kıymeti enflasyonu var."

Aktif gazeteciliği en son Tercuman'da yaptığı calışmalarla noktalayan Cemal Kutay, 2001 tarihi itibariyle 183 kitap yayınlar.

Onemli Bir Arşive Sahip

Bugun Kadıkoy'deki evinde, 1987'de kasıtlı olduğuna inandığı bir yangın gecirmesine rağmen Teşkilat—ı Mahsusa uzerine Mısır ve Turkiye'de araştırmalarını kitaplaştıran 'esrarengiz Amerikalı' Philip Stoddard'ı bile ziyaretine geldiğinde hayrete duşurecek arşive sahip (Eşref Kuşcubaşı'nın aşirete yakın olması arşivin elde edilmesinde etkili olmuş mudur bilinmez ama) olan Kutay, iki genc bayan yardımcısı sayesinde hayatını halen kaleminden kazanmaya devam ediyor: "Butun hayatımı buna verdim. İsteseydim tasavvur edemeyeceğiniz kadar zengin olurdum. Benimkilerle kabil olmayacak kadar birikimler astronomik paralarla satıldı Amerikalılara. Bu Philip Stoddard da bunun icin gelmişti."

Fenerbahceli

Fenerbahceli olan, fakat işin bu kadar materyalist boyut kazanmasından sonra uyelikten ayrılan, 'Hic garipsemeyin bahce işleriyle meşgul olmayı cok severdim' diyor.

Fransızca, Arapca, Farsca bilir.

Mason Değil

Kutay, 'gizli—acık' hic bir cemiyete de uye olmadığını soylemektedir: "Bir cokları bana mason derler. Buyuk mason ustadları en buyuk dostumdu, Mim Kemal Oke, İbrahim Necmi Dilmen, Besim Omer Paşa. Bana teklif yaptıklarında durumu izah ettim, hepsi de bana hak verdiler ve uye olmadım o kuruluşlara."

ESERLERİ:

· TURKİYE İSTİKLAL VE HURRİYET MUCADELELERİ TARİHİ
· TURK NEDİR, NE DEĞİLDİR? OSMANLI NEDİR, NE DEĞİLDİR?
· UC DEVİRDE, İrfan ve Vicdanının Hasreti Millet ve Devletini arayan Adam : MEHMET ŞEREF AYKUT (1874-1939)
· OSMANLI'DAN CUMHURİYET'E SON YUZYILIMIZDA BİR İNSANIMIZ : Hamidiye Kahramanı Milli Mucadele Zafer Devri Başbakanı HUSEYİN RAUF ORBAY (1881-1964) Hayat Hatıraları
· Etniki Eterya'dan Gunumuze EGE'NİN TURK KALMA SAVAŞI
· "Etniki Eterya'dan Gunumuze EGE'NİN TURK KALMA SAVAŞI" kitabının ikinci ve sonuncu cildi : EGE'NİN KURTULUŞU
· TURK-ALMAN TARİHİ KADER BAĞI TURKISCH DEUTSCHE GESCHICHTE Das Geminsame Srhirksal
· KURTULUŞUN VE CUMHURİYET'İN MANEVİ MİMARLARI
· YUZ KIRK UC YILIN PERDE ARKASI ANAYASA KAVGASI VE NASIL BİR ANAYASA
· UC DEVİRDEN HAKİKATLER
· UC DEVİRDE BİR ADAM ( ALİ FETHİ OKYAR'IN HAYAT VE HATIRALARI 1880-1943)
· TURK MİLLİ MUCADELESİ'NDE AMERİKA
· SAM AMCA'YA MEKTUP VAR
· CERKEZ ETEM DOSYASI
· ATATURK DEVRİ EKONOMİSİ : CELAL BAYAR
· BİR TURK'UN BİYOGRAFİSİ : CELAL BAYAR
· BİLİNMEYEN TARİHİMİZ
· ORTULU TARİHİMİZ
· SİSLİ TARİHİMİZ
· TARİH KONUŞUYOR : ( 1-8 CİLT )
· TARİH KONUŞUYOR II. (1-12 CİLT)
· TARİH SOHBETLERİ 9 MUSTAKİL KİTAP
· CEMAL KUTAY KİTAPLIĞI VE TARİHSEVENLER KLUBU
· SOHBETLER (16 KİTAP)
· DUNUMUZ, BUGUNUMUZ, YARINIMIZ UZERİNDE SOHBETLER
· GECMİŞTEN GUNUMUZE TURK KİTAPLIĞI : 6 KİTAP
· HUKUMETLERİ İCİNDE AHLAK İCİN MUCADELE CUMHURİYET DEVRESİNDE SUİİSTİMALLER DİVANI ALİLER (YUCE DİVAN) MECLİS TAHKİKATI
TURKİYE İSTİKLAL VE HURRİYET MUCADELELERİ TARİHİ
20 ciltte buyuk boy 12.840 sayfadır. Oncesi uzerinde bir ozetten sonra, cağa ulaşma hareketinin başlangıcı 1839 TANZİMAT FERMANI'ndan, ATATURK'un aramızdan ayrılmasına kadar devrenin olayları, aynı tarih kesitleri icinde dunya hadiseleri, olaylara etken anılar, yaşamı kucaklayan temel mevzular uzerine cerceveli mustakil bolumler kişi ve olay resimleri, gravurler.... İlk cildin cıkış yılı 1957 mart ayı. Yirminci cildin cıkış yılı Ocak 1962. Kronolojik akış icinde belgesel bir tarih olma yapısı yanında sosyo ekonomik yaşantıyı da tespitlemiş kişi ve toplum hayatını sergilemiş orijinal bir emektir.
TURK NEDİR, NE DEĞİLDİR? OSMANLI NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Ne nedir, ne ne değildir sorusunun 100 kitap olarak tasarlanmış serisinin ilk kitabı, 1986'da 231 sayfa olarak yayımlandı.İlk bolumle ilgili temel olaylar, Turk dunyası ve Osmanlı'ya devlet adını vermiş olaylar, oluşlar, sonuclar, zaman kesitleri icinde şahıslar ve hadiselerle ilgili resimler, gravurler.
UC DEVİRDE, İrfan ve Vicdanının Hasreti Millet ve Devletini arayan Adam : MEHMET ŞEREF AYKUT (1874-1939)
Sultan Hamit, Meşrutiyet, Milli Mucadele ve Cumhuriyet'in ilk yılları devirlerinin, cok temel olayda doğrudan/dolaylı etkisi olmuş, fikir ve siyaset sahasında tanınmış bir şahsiyetin hayat ve anıları...Cesur, kanaat sahibi, duşunceleri yolunda odun vermez, zamanımızda benzerlerine rastlanmayan kişilik sahibinin meraklı, ibretli, bugunlere/yarınlara uzanan macerası. Belgeler-resimleriyle. 390 sayfa.

OSMANLI'DAN CUMHURİYET'E SON YUZYILIMIZDA BİR İNSANIMIZ : Hamidiye Kahramanı Milli Mucadele Zafer Devri Başbakanı HUSEYİN RAUF ORBAY (1881-1964) Hayat Hatıraları
618+683+828+799+691 sayfalık ayrı kapaklar icinde 5 cilt olarak yekun 3579 sayfadır. Osmanlı'nın son yuzyılında, Milli mucadele ve Cumhuriyet'in ilk senelerinin, oradan Rauf Orbay'ın II.Dunya Harbi Londra Buyukelciliği yıllarında sisler icindeki cok temel mevzuyu aydınlığa cıkartan acıklamalardır. Belge yapısında yuzlerce fotoğraf, ayrıca kişisel anekdotlar, o tarih kesitindeki dunya durumu beraber anlatılıyor.

Etniki Eterya'dan Gunumuze EGE'NİN TURK KALMA SAVAŞI
Etniki Eterya/Efsane adam : Tepedelenli Ali Paşa/Fenerli Rum Beylerinin ihaneti/Fener Patrikhanesi Rus Carlığı'nın himayesinde/Yunan ayaklanması/Farklı iki kavim : Rumlar ve Yunanlılar/Rumların saraydaki muttefiki/Yunan istiklali/Kırım savaşında yenilgiyi hazmedemeyen Rus carlığı'nın intiharı/ Megola Idea'nın ikinci safhası : Girit isyanı /Etniki Eterya "Enosis" yolunda/ Rum Yunan lobisinin Amerika'daki ilk gunleri/Turk ordusu Atina yolunda/Girit'e muhtariyet/Girit Yunanistan'la birleşiyor/Balkan savaşı/Gizli rapor/Osmanlı meclisindeki Rum mebuslar ayrı grup kuruyor/Ege'de Rumlar'dan boşalan yerlere "Evlad-ı fatihan" yerleştiriliyor./15 mayıs 1919'dan 23 Nisan 1920'ye kadar on bir ay sekiz gunluk yokluklarla orulu sahipsiz gunlerde EGE, varını yoğunu seferber etmiş, sadece kendisini değil,ardındaki vatan topraklarını da zalim ve insafsız istilacıya karşı savunmuştu. Bu gunler ve yarınlarda Turk Yunan ilişkilerini karşımızdakilerce malum ; bizce mechul ic yapısını sergileyen araştırma. İlk baskı 1980 yılında, 447 sayfa. resimlerle-belgelerle.
"Etniki Eterya'dan Gunumuze EGE'NİN TURK KALMA SAVAŞI" kitabının ikinci ve sonuncu cildi : EGE'NİN KURTULUŞU
Milli Mucadele'nin ilk gunlerinden başlayarak 18 eylul 1922'de, başkumandan Gazi Mustafa Kemal'in, "Vatanın aziz toprakları şu anda istilacı duşmandan temizlenmiştir" mujdesine kadar gecmiş buhran gunlerinin kronolojisi, olayları, sonucları. İlk baskı 1981 yılı 201 sayfa.
TURK-ALMAN TARİHİ KADER BAĞI TURKISCH DEUTSCHE GESCHICHTE Das Geminsame Srhirksal
Uzun bir gecmişi olan Turk-Alman ilişkilerini tarih aynasında ilkinden gunumuze temel olaylar/kişiler/sonuclarıyla sergileyen emek. Bir ozellik olarak sayfalarda bir sutun Turkce; karşı sutun Almanca veriliyor. Buyuk bolumu ilk defa yayımlanan gravur ve belgelerle buyuk boy 88 sayfa. İlk yayın tarihi 1986.

KURTULUŞUN VE CUMHURİYET'İN MANEVİ MİMARLARI
Turk Milli mucadelesinin gorunurde zafer umidinin zafer umidi olmayan ağır şartları altında, Turk insanında İstiklal haysiyeti azminin alevlendirmiş himmeti tarihi... İşgal altındaki İstanbul'da padişah ve Babıali'nin Anadolu'da uyanmaya başlamış karşı koyma hareketini bastırmak icin yayınladıkları FETVA (DİN BUYRUĞU)'ya karşı, Anadolu ulemasının karşı cıkışını olaylarıyla birlikte sergileyen emek. Milli mucadele zaferinin fikir/maneviyat yapısı. Cumhuriyet'in 50. yılı 1973'de Turkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayını olarak 552 sayfada yayınlanmıştır.

YUZ KIRK UC YILIN PERDE ARKASI ANAYASA KAVGASI VE NASIL BİR ANAYASA
Yururlukteki 1982 Anayasası'nın hazırlığı gunlerinde, Osmanlı'nın ilk kanunu esasisi 1876'dan başlayarak, II.Meşrutiyet Milli Mucadele, 1924 ve daha sonraki anayasaların fikir yapıları, getirdikleri cok partili siyasi hayata girişten sonra vukua gelmiş uc askeri mudahalenin kendi felsefeleri icindeki Anayasa değişikliklerinin karşılaştırılması. Gunumuzdeki Anayasa'dan beklenen sonucların ic yapısı ve de ulkenin 1998-1876= 122 yıllık ANAYASALI YAŞAM tecrubesinin ortaya koyduğu gercekler. 1982 yıl, 368 sayfa.

UC DEVİRDEN HAKİKATLER
Cumhuriyetimizin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın yaşamının 100. yılı dolayısıyla hayat ve hatıraları yanında bu uzun surenin temel olaylarını derleyen araştırma. "Dunyada en uzun sure yaşamış" devlet reisi olma rekoruna sahip Celal Bayar'ın şahidi olduğu Sultan Hamit'in son devri II.Meşrutiyet'in ilan eden mucadeleler, II.Meşrutiyet'in ilanı, 1908-1918 II.Meşrutiyet'in olayları, rejim değişikliğine imkan vermiş İttihat ve Terakki'nin ic yapısı, odevrin UC PAŞASI'nın tek sivil şahsiyeti MEHMET TALAT PAŞA'nın memleketi terketmeye mecbur kalıp son gunlerini gecirdiği Berlin gurbetindeki hatıraları icindedir. Uc ciltlik kitap, bu arada, o devrin şahsiyetlerini, perde arkası olayları sergilemektedir. Bunlar kavrandıktan sonra, gunumuz hadiselerine bir başka olcu icinde bakmaya mecbur olduğunuzu duşuneceksiniz.

UC DEVİRDE BİR ADAM ( ALİ FETHİ OKYAR'IN HAYAT VE HATIRALARI 1880-1943)
Ulkemiz, 1900-1923 arasına Osmanlı monarşisi'nin son sekiz yılını, II:Meşrutiyet'in 10 yılını ve de Milli Mucadele'yle Cumhuriyet'in ilanı gibi uc ayrı rejimi sığdırmıştır. Uc ayrı zihniyet ve benimseyişi bir yuzyılın dortte birinde toplayabilmiş olaylar icinde cok nadir şahsiyet uc ayrı sistemde soz ve emek sahibi olabilmişlerdir. Asker kokenli Ali Fethi Okyar bunlardan biridir. Meşrutiyet'in ilan ve ve beyannamesini o yazmış, tahtından indirilen Sultan Hamit'i Selanik'e o goturmuş, mutareke kabinesinde dahiliye nazırı Milli Mucadele'de meclis reisi ve başvekil Cumhuriyet'te başbakan ve serbest "Laik Cumhuriyet" fırkasının kurucusu olmuştur. Bu sebeple UC DEVİRDE BİR ADAM başlığı altında toplanmış hayat ve hatıraları 1980 senesinde 606 sayfalık bir cilt halinde yayınlanmıştır.

TURK MİLLİ MUCADELESİ'NDE AMERİKA
"Denilebilir ki , yuzyılımızda hic bir gizli konuşma, 20-22 Eylul 1919 arasında Sivas'ta bir tarafta Mustafa Kemal ATATURK ve Huseyin Rauf ORBAY ile ote tarafta Amerikan generali James G. HARBORD arasındaki gizli goruşme kadar olayların akışını değiştirmemiştir." Bu acıklama ile yapılan ve acıklama ile başlayan 211 sayfalık kitapta BUYUK ERMENİSTAN girişiminin sonu, Amerika'nın Milli Mucadele ve sonrasındaki tutumu belge ve fotoğraflarıyla acıklanmaktadır. 1979 senesinde yayınlanmıştır.
SAM AMCA'YA MEKTUP VAR
KORE savaşından sonra Amerika, Turkiye uzerindeki siyasetinde temelden değişiklikler yapmayı tercih etti. Gunumuzde de bu yol uzerinde gozukmektedir. MARŞAL PLANI adı altında II.Dunya Harbi'nden dertli cıkmış ulkelere ekonomik kalkınmaları icin yapılan yardımdan Turkiye de faydalandırıldı : haksızlıklar ve celişkiler icinde... Bu kitapcıkta rakamlar ve gercekler sıralanarak SAM AMCA'dan hakikatleri gormesi isteniyor. Yıl 1955 , 48 sayfa.

CERKEZ ETEM DOSYASI
Milli Mucadele'de oncekiler ve sonrakiler cekişmesinin tipik orneği... Onceleri kahraman, daha sonra hain sayılan aynı kişinin, sislere itilmiş olayların aydınlığında gercek yuzu...Aradan uzun zaman gecmiş ve gorunurdeki sonucun ardındaki hakikatleri acıklayan belgeler ve kronolojiye dayalı araştırma. İki cilt bir arada 400+392= 792 sayfa 9. baskı 1995.

ATATURK DEVRİ EKONOMİSİ : CELAL BAYAR
Memleket adına bugun konuştuğumuz ne varsa hepsinin temeli Cumhuriyet'le atılmış ve ATATURK'un 15 Cankaya yılında şekillenmiştir. Bu emekte bazı vatandaşlarımızın adı ONDE dir. ATATURK'un aramızdan ayrılmasından sonra hukumet değişikliği olmuş, Celal Bayar başbakanlıktan ayrılmıştır. Bu ayrılış 14 Mayıs 1950 secimlerine kadar surmuş ve bu secimler sonunda Celal Bayar'ın 10 yıl surecek cumhurbaşkanlığı gunleri gelmiştir. ATATURK devrinin millet ve ulke hayatındaki derin ve devamlı izlerinin SANAYİLEŞME olduğu kesindir. Dah sonra takip edilen siyasetler icinde o gunlere ait gercekler ya saptırılmış ya da unutulmuştur. Sanayileşme hareketinin başladığı 1932 Eylul'unden başlayarak son emeklerinin sonuclarının alındığı 1939'a kadar zaman kesiti icinde , ne o gun ne bugun hic bir kaynakta bulunmayan belgeler ve acıklamaları 4 ciltte 1808 sayfada topladım.

BİR TURK'UN BİYOGRAFİSİ : CELAL BAYAR
Cumhuriyet devrinde İLK sivil başbakan ve yine, İLK sivil cumhurbaşkanı olarak, bu arada Milli Mucadele'de Akhisar cephesini kurmuş ve kumandanlığını yapmış ozelliğiyle de cephe kumandanlarına tanınmış hakların sahibi bulunması, cok genc yaşında tecrubelilerin yerlerinde başarı gostermesi hususiyetleri icinde Turkiye'nin 3. cumhurbaşkanının Cankaya'ya cıkışına kadar yaşantısı bu kitabın icindedir. O gune kadarki hayatının "Sade bir Turk insanı" olabilmesinin dikkate değer tekduzeliği icinde ilk baskısı 1949 yılı, 121 sayfa.

BİLİNMEYEN TARİHİMİZ
Osmanlı'da tarih yazmak "VAK-A NUVİS= OLAYLARI SIRALAYAN" adı verilmiş kişilerin odeviydi. Bu uğraşıyı meslek olarak benimseyenler daha cok sonradır Bu sebeple de devlet ve ulkenin yapısı cok zaman yabancı kaynaklardan derlendi. Bu şartlar icinde de Tanzimat oncesi 1839'a kadar olan yaşam cok tarafıyla sisler icinde kaldı. Belki de bu nedenle "BİLİNMEYEN TARİHİMİZ" olarak I.'si 512, II.'si 480, III.'su 480, IV:'su 480 sayfa olarak ve de gercekten BİLİNMEYEN tarih olaylarını 1952 sayfada verdim. Her cilt tamamen mustakil, ayrı bolumleri resimler, gravurler, belgeleri ile birlikte sergilemektedir. Olaylarla ilgili ve her biri ele alınmış konulara başka ufuktan bakan fıkralar ve hatıralarla gecmişi mumkun olduğunca asıl yapısıyla yaşıyoruz. İlk cildin cıkışı 1974 Mart ayında, 4. cildin cıkışı 1975 Mart ayındadır.

ORTULU TARİHİMİZ
Zaman gectikce ve de daha cok değişen zamanın getirdikleri bilmeceleştikce tarihin sislenmesi veya unutulmuş olaylarının boşluğu daha derinden hissediliyor. Bunlar birbirini kovaladığı muddetce , belli bir noktada durmak, onları ele almak ihtiyacını duyuyorsunuz. Bu duyguyla ve de BİLİNMEYEN TARİHİMİZ'in gorduğu alakaya yeni bir hizmet eklemek arzusuyla ilk cildi 1975 Eylulunde 616, ikinci cildi 1975 Ekim ayında 640 sayfa olarak 1256 sayfada iki cilt olarak yayınlanmıştır. Başka kaynaklarda mumkun olduğu kadar yer almamış bakir konuları kucaklamış olarak...

SİSLİ TARİHİMİZ
Siyasi rejimlerin ozgurluk uzerinde, ozellikle fikir hurriyeti konusunda hoşgorulerinin temel mikyası tarih sahasında toleranslarıdır. Ben bu gerceği, uzun meslek hayatımda yaşadım. BİLİNMEYEN TARİHİMİZ VE ORTULU TARİHİMİZ'den sonra iki cilt olarak SİSLİ TARİHİMİZ'i yayınladım. Ele aldığım her mevzuun o gunlere kadar değinilmemiş olmasının dikkati icinde yine iki cilt olarak yayınlanmış SİSLİ TARİHİMİZ'in ilk sayısını 336 sayfa, ikinci cilt 1977 Şubat ayında 303 sayfa olarak 1976 Aralık ayında cıktı. Kitapcı vitrinlerine koyulmayan, bayilere verilmeyen boylelikle klasik ve bilinen anlamda yayınlanmış sayılmayan bu kitaplar da sadece abonelere gonderildi ve kısa zamanda tukendi.

TARİH KONUŞUYOR : ( 1-8 CİLT )
TARİHİ KONUŞTURMA'nın ne olcude zor, kulfetli, sorumlu, cetin bir emek olduğu gerceğinin icinde yoğruldum : yirmisinden doksanına kadar!...Yani yetmiş yıl...Bu gercek icinde her biri buyuk boy 502 sayfalık SEKİZ cilt verebilmiş olmamın TARİHİ KONUŞTURMAK'tan cekinmemiş ve irkilmemiş olmanın kanıtı sayacağınızı umit ediyorum. Bugun cok ailenin kitaplıklarında ayrıcalık yeri olmasının huzuru icindeyim. İlk cildi Şubat 1964'te, Ercan Matbaası'nda ilk baskı 15000 ikinci baskı 2500 olarak basılmış, abonelerine gonderilmiş 8. cilt, 1968 Şubat'ında yayınlandı ve toplam 4072 sayfaya ulaşmış olmanın hizmet zirvesine erişmenin huzuru ile veda etti.

TARİH KONUŞUYOR II. (1-12 CİLT)
Taşıdığı ismin cazibesiyle ve ona layık olabilmiş olmanın huzuru icinde YİNE TARİH KONUŞUYOR adı altında 12 kitap yayınladım : ciltli, aynı boy ve her biri 320 sayfa olarak... Bu 12 kitabın her biri, bir vicdan rahatlığıyla soyluyorum, o zamana kadar ele alınmamış bakir hakikatleri kucaklıyordu. Taşıdıkları adlar ve kısa konuları şoyle:
1-ANAVATANDA SON BEŞ OSMANLI TURKU : I.Dunya Harbi'nde Teşkilatı Mahsusa Reisi Eşref Sencer Kuşcubaşı'nın yonetiminde konusunda deneyimli 5 gerillanın Hindistan'da gizlice PAMİR yaylasını aşıp doğu Turkistan uzerinden TURK ANAVATANINA girerek Ruslara karşı (istilacı Ruslara karşı) YEDİSU ayaklandırma girişimleri. 1962 yılı 320 sayfa.
2-I.DUNYA HARBİ'NDE TEŞKİLATI MAHSUSA VE HAYBER'DE BİR TURK GENCİ : I.Dunya Harbi'nde Arap Yarımadası'ndaki ayaklanma hareketleri ve İslam Peygamberi'nin HAYBER'deki muşriklere karşı savaşından 1299 sene sonra aynı yerde asi ve duşmanla birlik Araplara karşı savaşın ibretli hikayesi. 1962 senesi Eylul ayı, 320 sayfa.
3-VİYANA KAPILARINDAN DONUŞ VE OSMAN AĞA'NIN CİLESİ : 1683 II.Viyana Kuşatması bozgunundan sonra esir bir Yeniceri leventinin ilgiyle okunmaya değer gunluğu. 1962 Ekim ayı, 320 sayfa.
4- 1913'TE GARBI TRAKYA'DA İLK TURK CUMHURİYETİ : Balkan Harbi'nin facialı gunlerinde Catalca onlerine gelmiş Bulgar ordusuna karşı, esas kuvvetini Harbiyelilerin teşkil ettiği savunma onunde bozguna uğrayan duşmanı kovalayarak Edirne'yi kurtaranların Garbi Trakya'ya gecip, orada kuruluş tamlığı icinde "Garbi Trakya Hukumeti Muvakkatesi" (gecici hukumetini) kurmaları ve mustakil bir devlet haline getirmiş olmaları. 1962/Aralık, 320 sayfa.
5- II.DUNYA HARBİ'NDE BELGRAD'I KURTARAN TURK : Ancak II.Dunya Harbi'nin tamamlanmasından sonra İngiltere Hukumeti tarafından vatandaşımız Saffet Lutfi Tozan'a harp icinde Almanlar'ın Belgrad'ı havadan yerle bir etme planlarını oğrenerek İngiliz-Amerikan makamlarını haberdar etmesiyle onlenebilmiş hadisenin şukranı olarak kendisine verilen O.B.E. nişanı toreni dolayısıyla oğrenilen olayın baştan sona meraklı, ibretli, filmlere mevzu hikayesi. 1963 Şubat, 320 sayfa.
6- TRABLUSGARP'TA BİR AVUC KAHRAMAN : İtalyanlar 1911 Eylul'unde yirmi dort saatlik bir ultimatomla Trablusgarp (Libya) kıyılarına kuvvetli donanmalarının yardımıyla asker cıkardılar. Donanmamız Marmara'yı dahi aşacak kudrette değildi. Bir avuc kurmay Mısır uzerinden Libya'ya girdiler Şeyh SUNNUSİ'nin yardımıyla İtalyanları donanmaların ateş sahası bitiminde durdurdular. Balkan Savaşı'na kadar başarıyla bu toprakları korudular. Oyle ki iki yıl sonra Alman denizaltılarıyla bu kıyıya cıkan yine bir avuc subay kendilerinden oncekilerin başarılarını savaş sonuna kadar surdurduler. Enver, Mustafa Kemal, Fuat, Nuri, Ali Fethi, Eşref ve diğer onculerin başarılarını devam ettirdiler. Bu gunlere ibret belgeler, fotoğraflar ve olaylarla. 1963 / Mayıs, 320 sayfa.
7-NECİD COLLERİNDE MEHMET AKİF : İttihat ve Terakki'nin kendisinden oncekilerin yoluna devam ederek yeni bir deneme yaptığı İttihatı islam girişiminin 1916'daki denemesi...Aralarında İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif'in de bulunduğu, her meslekten seckin insanların Arap yarımadası'ndaki maceralı yolculuğu. Yine bugunlerimizde yarınlarımız icin ışık saymamız gereken sisler icine itilmiş maceralardan bir demet. 1963 / Temmuz, 320 sayfa.
8- MİLLİ MUCADELE'DE ONCEKİLER VE SONRAKİLER : Birinci Dunya Harbi'nin sonlarına doğru yenilgi kesinleşince hukumet Anadolu'nun bağrında gerilla savaşları icin bazı planlar hazırlamıştı.MONDROS'tan sonra işgaller başlayınca bazı noktalarda yerel karşı koymalar başladı.ATATURK'un Samsun'a cıkmasından sonra bu karşı koymalar belli gayeler cercevesinde duzenlendi. İstanbul'un resmi işgali 16 Mart 1920'den sonra Ankara'ya akın oldu. ONCEKİLER'le SONRAKİLER arasında bir hiyerarşi cekişmesi başladı. Uc kitap olarak tasarladığım acıklamaları ilk kitapta derlemeyi tercih ettim. İlgiyle okunmaya değer sanıyorum. 1963 / Eylul, 320 sayfa.
9- SİYASİ MAHKUMLAR ADASI MALTA : İstanbul'un işgalinden sonra İngilizler'in asker/sivil, Ankara'yı yetişmiş insandan yoksun bırakmak icin mahkeme kararı olmadan kohne yuk gemilerine doldurarak bir surgunler adası haline getirdikleri MALTA'da Rodos şovalyelerinden kalan kışlalara doldurdukları insanlarımızın Sakarya zaferi sonuna kadar surmuş cileli macerası...1963/ Kasım, 320 sayfa.
10- PRENS SABAHATTİN BEY, SULTAN II. ABDULHAMİT, İTTİHAT VE TERAKKİ: O kargaşa devrinin, siyahla/beyaz, yaşla/kuru, sıcakla/soğuk, celişkileri icindeki fikir/olay odaklarının karşılaştığı o kargaşa ve yol arayış gunlerinden bir kesitin kendi aralarında, birbirlerine karşı cekişmesi. 1964/ Ocak, 320 sayfa.

UC PAŞALAR KAVGASI
İttihat ve Terakki'nin unlu UC PAŞA'sının ikisi asker biri sivildi. Askerler Meşrutiyet'in ilanından once kaymakam (yarbay) rutbesinde olan Ahmet Cemal Paşa ve binbaşı rutbesindeki Enver Paşa, sivil de o zamanki BEY olan Talat Paşa...Gorunurde ancak kişisel tutumları dolayısıyla kulaklara fısıldanan farklılıkların yanında kafa ve gaye terkipleri arasında da ayrılıklar vardı. Kitap bunları inceliyor. 1964/ Mart, 320 sayfa.

LAWRENS'A KARŞI KUŞCUBAŞI
Elinizdeki kitabın son bolumunde cekişmelerinin bir safhasını gorduğunuz Osmanlı İmparatorluğu Teşkilatı Mahsusa Reisi Eşref Sencer Kuşcubaşı ile unlu İngiliz casusu Lawrens ile arasındaki kovalamacanın meraklı oykusu...İki tarafın kuvvet ve zayıflıklarını gizli didişmeler arasında duşundurucu ibret tabloları halinde sergileyen olaylar. 1965 / Temmuz, 320 sayfa.

TARİH SOHBETLERİ 9 MUSTAKİL KİTAP
İlki 1966 yılının Nisan ayında 9.'su Ağustos 1968'de yayınlandı. Her biri 320 sayfa olarak toplam 2880 sayfaya ulaştı. Bu arada bir yabancı araştırmanın sonucunu hatırlatmak istiyorum : Komşu ulkelerin birinde hukumet reisliği yapmış, İstanbul Mulkiye Mektebi ( Siyasal Bilgiler Fakultesi) mezunu bir zat, dokuz kitap ustunde dikkatli bir tetkikten sonra : "Ele alınacak ne kadar bakir bilgi varmış ki iki yıl belli aralıklarla yayınlanmış bu dokuz kita adı altında yayınladılar. Bu 12 kitap da 280'er sayfa olarak yayınlandı. İsimleri şunlardı ta bir mevzu tekrarına şahit olmadım. Bildiğimizi zannettiğimiz bahisler uzerinde bu kadar otantik belgeyi nereden buldunuz?" sorusunu yoneltmişti. Bu kitaplarım da oncekiler gibi bayilere ve kitapcılara verilmemişti.

CEMAL KUTAY KİTAPLIĞI VE TARİHSEVENLER KLUBU:
Bu arada 1977'de iki yakın dost ısrarla aranan kitaplarımdan bir boumunu "CEMAL KUTAY KİTAPLIĞI VE TARİHSEVENLER KLUBU" adı altında yayınlandılar. Bu 12 kitap da 280'er sayfa olarak yayınlandı. İsimleri şunlardı ve aldıkları adlar konularını acıklıyordu:
· 31 MART İHTİLALİNDE SULTAN HAMİT
· MUSLUMAN KARDEŞLER HAREKETİ
· ŞEHİT TACİDARLAR
· İSTİKLAL SAVAŞI'NIN MANEVİYAT ORDUSU (2 cilt)
· AVRUPA'DA SULTAN AZİZ
· UC PAŞALAR KAVGASI
· NECİD COLLERİNDE MEHMET AKİF
· SİYASAL SURGUNLER ADASI MALTA
· BELGRAD'I KURTARAN TURK
· TRABLUSGARP'TA BİR AVUC KAHRAMAN
· LAWRENS'A KARŞI KUŞCUBAŞI
SOHBETLER (16 KİTAP)
!.'si Aralık 1968'de 16.'sı Mart 1970'te cıkmış olan sohbetler'in 3328 sayfalık kalın hacmiyle tarih edebiyatımıza yeni bir yol olduğu soylenebilir. Batı'da cok yaygın ve tercih edilmiş "CEP KİTAPLARI" tarzını her ay ayrı ve mustakil mevzularda birer kitap vermek suretiyle başarıyla tamamlamış SOHBETLER'in kapak altında şu soru yer almıştır: "TURKİYE NEREYE GİDİYOR?" Bu soruyla ben , kıdemli tarihci, tarihi kucaklamada ve onun "İHTİYAR BİR GEVEZE" değil; geleceklerin gercek aydınlığı saymadan doğru yollara girilemeyeceğini anlatmaya calışmıştım. Bugun de sağlığım elverseydi aynı emeğe devam ederdim.

DUNUMUZ, BUGUNUMUZ, YARINIMIZ UZERİNDE SOHBETLER (farklı hacimli 6 cilt)
Farklı hacimli 6 ciltte tekmillenmiş olan serinin ilki Mart 1971'de sonuncusu Mart 1972'de tamamlandı. Yine bir sohbet havası icinde bu bolumde, daha cok gecmiş olayların yaşanan devirlerin etkisi uzerinde durmaya calıştım. Cumhuriyetimiz 50. yılına yaklaşırken , goruluyordu ki, kapandığı zannedilen gecmiş, kılık kıyafet değiştirerek yeni bir makyajla hayat sahnesine cıkıyor. SOHBETLER'in bu ikinci bolumunde tarih verasetini ispatlayan olaylara daha cok yer verdim. Sonuncu cilt kapaktaki, Osmanlı'nın son yıllarında bir yabancı kişinin kendi ulkesi adına HASTA ADAM'ı dort yıl surmuş Birinci Dunya Harbi'ne kendi yanında suruklemiş olan Alman İmparatoru II.Will Helm'in resminin altında şu acıklamalar var: baki hatıralar, belgeler, ibretler,kubbede hoş seda sedalar...

GECMİŞTEN GUNUMUZE TURK KİTAPLIĞI : 6 KİTAP
Fikir hayatı 1970'lere doğru ulkeme, tarihe adanmış yıllarımın bir muhasebesini yapmak ihtiyacını duydum ve uzun suredir hazırlığını yaptığım, "GECMİŞTEN GUNUMUZE TURK KİTAPLIĞI" genel başlığı altında mustakil eserler vermeye başladım. Altı kitapta ilk bolumunu tamamladığım emeğimin birincisi:

II.RIFAT PAŞA'NIN AHLAK DUNYASI : Beş ruh yapısını inşa eden 115 senelik olumsuz eserin bugunku dilimize metni. İkinci kitap aramızdan ayrılmasından sonra temel eseri LAİK Turkiye Cumhuriyet'i olan ATATURK'un şahsiyet ve gayeleri uzerinde ceşitli yorumları ele alarak GERCEK MUSTAFA KEMAL'İ hatırlatan :
BEKLENEN ADAM : ATATURK'un yarıda bıraktıklarını tamamlayacak olanın not defteri idi ve kapağın uzerinde boş bir madalyon vardı. Bugun 1998 madalyon hala boş...Diyeceğim ki 320 sayfalık araştırmanın sergilediği hakikatler bugunku ve yarınki cozum isteyen meselelerimiz. Ucuncu kitap :

AVRUPA'DA SULTAN AZİZ adını taşıyor. Sultan ABDULAZİZ'in , 1868 milletlerarası Paris dergisinin şeref misafiri olarak, Osmanlı hakanları icinde Avrupa'yı ilk defa ziyaret eden Osmanlı hakanı olması hususiyetinin dunyada yarattığı buyuk ilginin izlerini yuzyıl gecmiş bir zaman sonra hatırlatıyordu. Gorunurlerdekinden cok farklı olarak 1839 Tanzimat Fermanı'na rağmen Batı ile aramızdaki yapı ve kultur farklılığının sergilendiği kitap bugun de ibretle okunmaya değer diyebiliyorum.

Dorduncu kitap :
SAHTE DERVİŞ adını taşıyor. Tanınmış Macar Turkoloğu Prof. Herman Arminus Vambery'nin REŞİT EFENDİ takma adı ile 1862*1865 yılları arasında Orta Asya'daki maceralı yolculuğunun ibret sayfalarını veriyordu. Gunumuzde Turk anavatanındaki olup bitenler onunde bu anlatılmış olanlar bizim icin hala bilinmesi şart hakikatler. Beşinci kitap:
NELERE GULERLERDİ adını taşıyordu. Konusu Turk mizahının basılı devreye gecişinin 100. yıl donumu icin hazırlanmıştı. Bu kitabımda cedlerimizin, biz torunlarının sandığı gibi asık suratlı, yapmacık bir ciddiyet icinde, gulmeyi red eden insanlar olmadığını anlatmaya calıştım. DİYOJEN ve HAYAL'le başlayıp CAYLAK'la devam etmiş ve Sultan Aziz'in saltanatının ilk yarısını kucaklayan ozgurluk havası icinde, kısmen de olsa espri/nukte/şaka yapabilmede cok mesafe aldığımızı gosteren ferahlatıcı olayları kovalamış Sultan Abdulhamit'in 33 yıllık katı baskısından sonra II.Meşrutiyet'in cığrından cıkmış avareliği duşundurucu celişki tablosuydu. 1970 Aralık ayında 224 sayfa yayınlanmış kitap kendi alanında tek kaldı. Altıncı kitap :
TARİHTE TURKLER ARAPLAR HİLAFET MESELESİ adını taşıyor. Benimsediği ad 1998 Turkiye'sinde bir kısım insanlarımız icin yine gundemde gorunuyor. 1970 yılı Aralık ayında 320 sayfa yayınlanmış eserdeki gercekler bilinmediği icin hala aktualite icinde sayılan mevzunun KAPANMIŞ VE ACILMAMASI akıl ve mantığın olduğukadar tarihin gereği olayları inceleyememişlere okumalarını tavsiyeye değer buluyorum.

HUKUMETLERİ İCİNDE AHLAK İCİN MUCADELE CUMHURİYET DEVRESİNDE SUİİSTİMALLER DİVANI ALİLER (YUCE DİVAN) MECLİS TAHKİKATI
Osmanlı'nın cokuş sebeplerinden birinin ozellikle devlet varlığında ruşvetler, suiistimaller-kayırmalar-kişisel yakınlıkların devlet yapısına menfi etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. 1950'de cok partili devre gecişte oldukca uzun surmuş tek parti yonetiminin gozlerden sakladığı , kulaklara fısıldanan olaylardan bir bolumunu 1956'da yukarıdaki başlık altında kitaplaştırdım. İcindekiler arasında şunlar vardı. "Vekiller heyeti tazminata mahkum ediliyor-Firari Rum ve Ermeni zenginlerini yurda nasıl soktular- Yavuz ve havuz meselesi - Mahkumiyet kararları- Gizli dosyalar..." Aradan seneler gecti, liberal sisteme girişte yine kişisel cıkarlar nufuz suiistimalleri, ozellikle siyasi iktidarların el değiştirmelerinde iktidara gelmiş parti yanlılarının cabaları, ekonomik sistemlerin değişmelerinde piyasa calkantıları "KOŞEYİ DONME" tabiri kullanılmadan kanun dışı kazanc yollarının denenmesi olaylarının gundemde olduğu devrede milli birliğimizi sarsan aşırılıklar demokratik rejime donuk hareketler birbirini kovalamaya başladı. Bugunlerde ATATURK devrinin Şukru Kaya'sından sonra en uzun sure icişleri bakanı olan ve hizmet yıllarında benimsediği kendisine ozgu metotla "ZEHİR HAFİYE" adı verilen Dr.Faruk Sukan'ın dosya ve anılarından faydalanarak 1984'te, 528 sayfa. İCERİDE DIŞARIDA FIRSAT KOLLAYAN PUSUDAKİ İHANET kitabını yayınladım. Sayın Dr.Faruk Sukan kitabın ikinci baskısına EK olarak YARINLARIN İHANETİ/ İHANETİN MİRASI/ İHANETTEN KURTULUŞ adlarını verdiği uc cildi ekleyerek, bugun de yurdumuzun karşısında olduğu ŞER kaynaklarına dayanak olmuş ve olmakta olan kanun dışı kaynak ve hareketlerin panoramasını cizdi. Bu kitaplarda tarihin hukmu olarak yaptığım acıklamalarda dunyanın her yerinde onlenememiş olan benzer kanun ve ahlak dışı hareketin anatomisini vermeye calıştım.

BEDİUZZAMAN SAİD NURSİ (1872-1960)
İkinci Meşrutiyet'teki "İSLAMCILIK CEREYANI" , mevzuu uzerinde duşunceyi ceşitli yonlerden ele almış şahsiyetlerin belirlenmesine yol actı. Bunlardan birisi, gunumuzde genel olarak NURCULUK olarak adlandırılan hareketin oncusu BEDİUZZAMAN SAİD NURSİ'dir. BEDİUZZAMAN tabiri gecmişte de yaşadığı devir icinde, ayrıcalıklar gorulmuş kişilere "Varlığında yaşanılan zaman icin guzel sonuclar beklenen kişilere " verilen addı. NURSİ ise bu zatın doğduğu koyun NURS ismini taşımasından ileri gelen benzetiştir. Kendisine "BEDİUZZAMAN" ayrıcalıklı adını kimin veya kimlerin verdiğini bilmiyorum. Benim, adına 1980 yılında 510 sayfalık mustakil kitap yazmamın nedeni, zamanın yargıtay başkanı rahmetli İMRAN OKTEM Beyefendinin 31 Mart hadisesinde bu zatın mahkum olduğunu acıklaması dolayısıyla idi. Araştırmalarımın bir başka ozelliği de, kendisinin belli tarikat ekollerinin dışında, belki de yaşantısının etkisiyle din duygusunu tabiat varlığı "Doğa duzeni"nde aramış olmak gibi naturalist felsefesinin etkisi olmuştur. Onun Tanrı'yı doğada ve evren duzeninde aramayı telkin eden goruşu, şekli yapısı icinde tetkike değer.
BİR GERİ DONUŞUN MİRASI
Yaşanılan hadiseler icinde normal varlıklara karşı gelmiş aşırılıkların cok tarih gerceklerini sislediği bir bakıma da unutulmaya mahkum ettiği olay dikkatimi cekmiştir. Bu oluşlarda, cok temel hadise de unutulmuş veya aslından saptırılmıştır. II.Meşrutiyet'in 8 ay yirmibirinci gununde patlak veren ve ardında kanlı/kinli bir iz bırakmış olan 31 MART İRTİCA (gericilik) ayaklanması da bunlardan biridir. Uzun aramalarıma rağmen isyanın bastırılmasından sonra kurulan DİVAN-I HARBİ ORFİ (sıkı yonetim mahkemelerinin) tutanaklarını bulamamıştım. Aradan cok zaman gectikten sonra isyanı bastıran hareket ordusu kurmay başkanı PERTEV (DEMİRHAN) Paşa'nın "JAPONYA ANILARI" nı alırken ayrı bir tomar icinde gorunce, bu bekletişin hareket ordusu kumandanı Mahmut Şevket Paşa'nın isyanının halkın uzerinde , ceşitli yorumlara yok acmaması icin bir tedbir olarak tavsiye edildiğini ve boylelikle gerceklerin olduğu yerde kaldığını kavradım. İzni ile, aldığım metinleri, aradan yıllar gecmesinden sonra isyanın 85. yıldonumunde 1994 yılında "BİR GERİ DONUŞUN MİRASI" adı altında 515 sayfalık bir cilt olarak yayınladım.
İNSANI İNSAN YAPMIŞ BİR İNSAN (570-632) VE GUNUMUZE MİRASI
Diyeceğim ki son yıllardaki emeklerimin icinde apayrı yeri olan bir kitabıma gelmiş bulunuyoruz: İNSANI İNSAN YAPAN BİR İNSAN (570-632) VE GUNUMUZE MİRASI . Kitabın asıl konusu son yuzyılımızın mustesna fikir/hukuk şahsiyeti rahmetli Celal Nuri İleri Beyefendi'nin 1913'te yayınlanan "HATEMUL EMBİYA" (SON PEYGAMBER) " kitabının gunumuz Turkcesine aktarılması ve o gun bugun mevzu uzerindeki yeni oluşlarla tamamlanmış olmasıydı. İslamiyet ve islam dini uzerinde, birbirinden cok farklı yorumlar yapılırken cıktığı gun toplatılarak ortadan kaldırılan kitap ; İslam Peygamberi'ni HURAFELER'e kadar uzanmış ihtimallerden arındırıp tarihin onune gercek yapısıyla cıkarıyordu. Ozellikle, evrensel yapısını aradan gecen zaman icinde korumuş olmasının kıyaslamalı acıklamasını yapmaya calışmış emek, umit ediyorum ki vazifesini yerine getirmiş olacaktır.
CEP KİTAPLARI :
· ATATURK ENVER PAŞA HADİSELERİ
· TALAT PAŞA'YI NASIL VURDULAR
· SİVAS KONGRESİ'NDE ATATURK'UN İSTANBUL HUKUMETİNCE TEVKİFİ GİRİŞİMİ
· KARABEKİR ERMENİSTAN'I NASIL YOK ETTİ
· MİLLİ MUCADELE'DE YEŞİL ORDU EFSANESİ
· TURKİYE'DE İLK KOMUNİSTLER
· LOZAN'DA İSMAT PAŞA'YI KİM OLDURECEKTİ
· MUTAREKE'DE PONTUS SUİKASTİ
· PEMBE MENDİL
· HALİT PAŞA ALİ CETİNKAYA VURUŞMASI
· 150'LİKLER FACİASI
· LENİN'E KARŞI ENVER PAŞA
· ŞEHİTLİKLERİMİZ
· TARİH VE ZAMAN İBRETTİR
· TURK EMEK NURU
· BEŞ KITADA BİR TURK PAŞASI DANİŞ KARA BELEN
· TURK KANADI
· SELCUKLU'DAN OSMANLIYA
ATATURK YOLUNDA
Doksanının merdivenlerindeki hayatımın, mesleğim sahasında cetin sınavını bu son emeğimin değer olcusuyle noktalama gayretime lutfen inanınız. Bu ozlem, gazetesi Hakimiyeti Milliye'sinde gecmiş yıllarımın kutsal emanetiydi. Aramızdan ayrılışının ilk yıldonumu 10 Kasım 1939'da aziz hatırasına sunulan ozel sayı benim naciz emeğimdi. Daha sonraki yıllarda vazifemi yerine getirmeye devam ettim. Diğer yayınlarımda ayrılmış yerinin dışındaki ona ait kitaplarım şunlar:
1907 II. MEŞRUTİYET ONCESİ MUSTAFA KEMAL'İN ONERDİĞİ MİSAK-I MİLLİ
(ALİ FUAT CEBESOY'UN ELYAZISIYLA : "ATATURK" devrimlerinin temeli olan Misak-ı Milli ATATURK tarafından ne zaman duşunulmuş ve nasıl tekamul ettirilmiş ve nasıl son şeklini almıştı?)
ATATURK'UN SON GUNLERİ
Doğumunun 100. yılı 1981'de 228 sayfa halinde yayınlanan kitapta hastalığının teşhisinden SON'a kadar gunlerin getirdikleri sıralanıyor. Şifası olmadığı bilinen bir illetin onunde de dimdik kalmış bir başka insanın varlığını ileten anekdotlar, kitabın ozelliği...
ARDINDA KALANLAR
Aramızdan ayrılışının 50.yılı 1988'de diğerinde olduğu gibi Cem Ofset'in yayınladığı bırakabildiklerimizin muhasebesini yapmaya calışan 496 sayfalık bu kitabımda onun gunleriyle 50 yıl sonrasının mukayesesi yapılıyor. Hayatımda hic bir kitabıma boylesine bir ad koyabilmenin acısını duymadım. Onun, "Hakikatleri konuşmaktan korkmayınız" emanetine sadık kalarak...

ATATURK OLMASAYDI
İnanılması guc , vefa ve kadirbilirlik duygularının iflası onunde onsuz mustakil, hur, şerefli, bir vatanın nasıl duşunulebilmesinin mumkun olabileceğini hadiselerin aydınlığı icinde araştırmış olan bu kitabım 1993 yılında yayınlandı. Uzun sure ilgi odağı oldu.

ATATURK BUGUN OLSAYDI
Aziz hatırasına son emeğim onun gunumuzde yaşamakta olduğu hayalidir. 1996'da 548 sayfalık hacim icinde satırlaştırdığım kitap doğa kanunlarının reddinde olmasına rağmen onun, gunumuzde de aramızda olabilmesi hayalinin neler getireceği sualini soruyor.

ATATURK'UN BERABERİNDE GOTURDUĞU HASRET : TURKCE İBADET
Elli yedi yıllık kısacık omrunde vatan ve milleti icin hayırlı ve faydalı ne gormuşse şartları duşunmeden ve zerre odun vermeden onları kucakladı. tarihte gorulmemiş bir cesaret ve azimle hepsini zaferle muhurledi. Tek bir istisnasıyla. Milletine anadiliyle kulluk hakkını sağlamak son yılların zamanını doldurmuş idealiydi. Kucakladığı butun mevzularda olduğu gibi aklın, mantığın, bilimin terkibi goruş icinde hazırlığını tamamlamış, kameti, hutbeyi, ezanı Turkceleştirmiş, sıra namaz surelerine gelmişti. Nefes nasibi daha bir kac yıl daha devam etseydi bu son himmetini de, kendisine ozgu tamlık icersinde noktalayacaktı. 400 sayfalık kitap, bu hakikati sergiliyor.