Hanım Sultan

Kanuni ’nin Eşi


Doğum adı: Aleksandra Lisowska, (Avrupa ’da Roxelana olarak bilinir)


1506 yılında Lehistan Krallığı ’nın sınırları icerisinde bulunan Rohatyn ’de doğdu. 1520 yılında Tatar akıncılar tarafından kacırıldı. Daha sonra Kırım Hanı tarafından Osmanlı sarayına sunuldu.
Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Suleyman ’ın eşi ve sonraki padişah II. Selim ’in annesidir. Bir Osmanlı padişahıyla nikahla evlenmiş tek kadın olma ayrıcalığını taşır.

Saraydaki Hayatı

Hurrem Sultan, sarayda ozel bir eğitim gordu. Guzelliği, zekası ve becerisi ile Kanuni ’nin dikkatini cekmeyi bildi. Harem kadınları ve saray ileri gelenleri arasında kendine yer edindi. Hurrem Sultan saraya geldiğinde Kanuni ’nin cariyelerinden biri olan Mahidevran Sultan ’dan Mustafa isimli bir oğlu vardı. Mustafa zamanla cok sevilen bir şehzade haline geldi. Mustafa ’nın Kanuni ’den sonra padişah olmasına kesin gozuyle bakılıyordu. Bu da Mahidevran Sultan ’ın Valide Sultan olacağı anlamına geliyordu. Oysa Hurrem Sultan her bakımdan Mahidevran Sultan ’ın onune gecti ve Kanuni ’nin guven ve sevgisini kazanarak onun nikahlı eşi oldu. Bazı kaynaklar ceşitli entrikalar uygulayarak 16. Yuzyıl Osmanlı tarihini olumsuz yonde etkilediği iddia ederler. Kızı Mihrimah Sultan ’ı veziriazam Rustem Paşa ile evlendirerek, veziriazamla bir ittifak oluşturdu. Kanuni, yeniceriler tarafından cok sevilen oğlu Mustafa ’yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla oldurttu. Hurrem Sultan ’ın Kanuni ’yi bu kararda etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa ’nın oldurulmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gozden duştu. Hayatının buyuk bir bolumunu, oğlunun mezarının bulunduğu Bursa ’da gecirdi. Ancak Hurrem Sultan ’ın olmesinden sonra Hurrem Sultan ’ın oğlu padişah II. Selim, Mahidevran Sultan ’a maaş bağlattı ve oğlu Mustafa ’nın turbesini yaptırttı.

Devlet yonetiminde etkili olan Hurrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış icinde yaşanılmasını sağladı. Bu donemde Ruslar Kazan ve Astrahan Hanlıklarına hakim olup doğuya doğru yayılmaya başladılar.

Hurrem Sultan, 18 Nisan 1558 tarihinde eşi Kanuni Sultan Suleyman ’dan once 52 yaşında oldu. Oğlu II. Selim ’in tahta cıkışını goremedi. Suleymaniye Camii Kulliyesi icinde kendisi icin yaptırılan turbeye gomuldu.

Hayır İşleri

Hurrem Sultan İstanbul ’da gunumuzde onun adıyla anılan Haseki semtinde, Mimar Sinan ’a Haseki Kulliyesi ’ni yaptırmıştır. Kulliyenin icinde bir hamam, medrese ve hastane bulunmaktadır. Ayrıca Ayasofya Camii civarında yardıma muhtac ve fakirlerin karnını doyurmak icin bir mutfak yaptırtmıştır.

Olumunden Sonra

Hurrem Sultan Avrupa ’da, modern Turkiye ’de ve batıda bircok resim, muzik ve bale gibi tarihi calışmalara konu olmuştur. Mesela Joseph Haydn ’in 63. senfonisini ornek verebiliriz.

Hurrem Sultan ’ın doğduğu yer olduğuna inanılan Ukrayna ’nın Rohatyn kentinde bir Hurrem Sultan anıtı bulunmaktadır. 2007 yılında, Ukrayna ’daki bir liman kenti olan Mariupol ’daki muslumanlar Hurrem Sultan ’ın onuruna bir muze acmıştır.



HABER

'Hurrem Sultan' balesi sahnede
ntv 25 Ekim 2012

Osmanlı İmparatorluğu'nun en uzun sure tahtta kalan padişahı Kanuni Sultan Suleyman'ın Hurrem Sultan'a duyduğu aşkı ve o donemi anlatan 'Hurrem Sultan' balesi buyuk ilgi gordu.

Kanuni Sultan Suleyman'ın Hurrem Sultan'a duyduğu aşkı ve o donemi anlatan 'Muhteşem Yuzyıl' dizisi gibi 'Hurrem Sultan''ın balesi de vatandaşlar yoğun ilgi gordu. Kadıkoy Sureyya Operası'nda Ekim ayında 5 temsille sanatseverlerle buluşan ‘Hurrem Sultan'' balesi, Mayıs ayında tekrar sahnelenecek.

İlk defa 1977'de bale sanatının duayenlerinden Oytun Turfanda'nın koreografisi ve Nevit Kodallı'nın bestesiyle Ankara Devlet Balesi tarafından sergilenen ‘Hurrem Sultan' balesi, 35 yıl aradan sonra Deniz Olgay Yamanus ve Oktay Keresteci'nin sahnelemesi ile İstanbul seyircisinin karşısına cıktı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, bu ay da gecen sezon ilk gosterimi yapılan, Osmanlı'nın derin ve hazin oykusunu anlatan 'Hurrem Sultan' balesini, Oytun Turfanda'nın 10. olum yıl donumu anısına yeniden seyirciyle buluşturdu.

Oytun Turfanda'ya ''saygı duruşu'' niteliğinde sahnelenen 'Hurrem Sultan' balesinin, bu ay Kadıkoy Sureyya Operası'nda gercekleştirilen 5 temsili de kapalı gişe oynadı.

Deniz Olgay Yamanus, bu donemde Kanuni Sultan Suleyman donemini konu alan 'Muhteşem Yuzyıl' dizisinin de yayında olmasının avantajını yaşadıklarını belirterek, ''Herkesin merak ettiği bir hikaye. İlk başta diziyle aynı donemde olmasından endişelenmiştim ama dizinin de kaliteli olmasının getirdiği bir avantaj var” diye konuştu.

Balenin sadece Sureyya Operası'nda sahnelendiğini anlatan Yamanus, ''En buyuk hayalim, balenin Topkapı Sarayı'nda oynamasıdır. Gecen sene girişimlerde bulunduk ama bazı nedenlerden dolayı oynayamadık ama bu yıl oynamayı duşunuyoruz'' ifadesini kullandı.

Bodrum Bale Festivali'nin acılışına davet edildiklerini, Aspendos Opera ve Bale Festivali'ne katılmak istediklerini dile getiren Yamanus, eserin Mayıs ayında tekrar sahneleneceğini bildirdi.




HABER

Kadın sultanların dramı kitaba sığmadı
Zaman 19 Ekim 2013

Osmanlı hanedanının hayatta kalan kadın sultanlarının, dram dolu hikÂyeleri ‘Hurrem Sultan ’ın Torunları ’ ismiyle kitaplaştırıldı. Kitabın yazarlarından gazeteci İnci Dondaş, “Sultanların soyağacına baktığımızda soyları Hurrem ’e dayanıyor. İlgi cekmesi icin bu ismi verdik.” diyor.

Kenize Murad, Sultan V. Murat ’ın kızı Hadice Sultan ’ın torunu. Tum dunya onu Fransız romancı ve gazeteci Kenize Murad, olarak tanısa da o aslında bir Osmanlı Sultanı. Annesi Selma Hanımsultan babası ise Hint kralı, Kotwara Mihracesi Seyyid Sacid Huseyin. Hindistan ’daki bağımsızlık mucadelesinde aktif rol oynayan babası, Selma Hanım ’ı Kenize Murad ’a hamileyken Paris ’e gonderir. Yanında sadece haremağası Zeynel vardır. Selma Hanım vefat ettiğinde Kenize bir bucuk yaşındadır. Haremağası Zeynel, Kenize ’yi İsvicre ’nin Paris Buyukelciliği ’ne emanet eder. Tayinleri Venezuela ’ya cıkan buyukelci ve eşi Kenize ’yi evlat edinemedikleri icin rahibelerin hocalık yaptığı bir okula bırakırlar. Babası adam gondererek Kenize ’yi istese de rahibeler onu saklar. Altı yaşlarında okulundaki Fransız oğretmeninin ailesi yanına alır. Babasının yazdığı mektupları ona ulaştırmazlar. 21 yaşına kadar kim olduğundan habersiz, maddi sıkıntılar icinde buyuyen Murad, ailesiyle ilgili bilgileri haremağası Zeynel ’den oğrenir.

Osmanlı hanedanının tum kadınları tıpkı Kenize Murad gibi dram yuklu surgun hikÂyelerine sahip. İşte o kadınların hikÂyeleri ‘Hurrem Sultan ’ın Torunları ’ adlı kitapta toplandı. Yıldız Sarayı Vakfı Başkan Yardımcısı Ali Serim ve gazeteci İnci Dondaş tarafından hazırlanan kitapta Neslişah Osmanoğlu, Emel Nurcihan Hado, Kenize Murad, Fazile İbrahim Bernard, Nilufer Cem, Hanzade Ozbaş, Arzu Enver Erdoğan, Bala Hado, Resan İris, Perihan Saadettin, Ayşe Gunver Osmanoğlu Sutton, Lara Adra ’nın hikÂyeleri yer alıyor. Kitabın hikÂyesi uc bucuk yıl once Dondaş ’ın Osmanlı hanedanının kadın uyelerini merak etmesi ve Ali Serim ’e acmasıyla başlar. Hanedanın erkek uyeleri tanınıyordu ama bu ailede kadınlar da vardı. Peki onlar ne yapıyordu, nerede yaşıyor ve hangi meşgalelerle uğraşıyordu? Bunları merak eden Dondaş “Bir gunleri nasıl geciyor? ‘Prenses ’ olmak, hakikaten boyle bir şey var mı?” diye sorduklarını anlatıyor. Kitabın diğer yazarı Ali Serim bu kitabın ileride sosyologlara kaynak olacağı goruşunde. Serim ’e gore “Bu aile kulturumuzun bir parcası. Vakt-i zamanında kovulmaları bir vefasızlık orneği.” Osmanlı terbiyesinin anlatma noktasındaki ketumluğu nedeniyle bir hayli zor gecen calışmanın en guc kısmı hanım sultanları ikna etmek olmuş.

Kitap, Nisan 2012 ’de vefat eden Neslişah Osmanoğlu roportajı ile başlıyor. Bu aynı zamanda Neslişah Sultan ile yapılan son roportaj. Annesini sadece fotoğraflardan tanıyan, Sultan Reşad ’ın torunu, 88 yaşındaki Emel Nurcihan Hodo ’nun anne hasreti sinmiş roportaja. En acıklı hikÂyelerden biri ise Nilufer Cem ’in babası Burhaneddin Cem ’e ait. Kızı onun kendini gizleyerek yıllarca Amerikan ordusuna bağlı bir subay olarak calıştığını, 1978 ’de Turkiye ’ye beraber geldiklerinde yaşadığı duygu dolu anları anlatıyor. Babası ile birlikte Beşiktaş ’ta doğduğu konağı arayan Nilufer Cem ve babası, konağın yerinde gecekonduları gorduklerinde yıkılır. Burhaneddin Cem, “Saray nerede?” diye sorar.