Ornek vermek gerekirse, aşk tanrıcasını neredeyse her mitolojide gormeniz mumkun. Fakat bu benzerliklere rağmen tum mitolojilerin kendine has isimleri ve efsaneleri de bulunuyor. Her ne kadar simgeledikleri şey aynı olsa bile, gecmişten gunumuze onlar hakkında anlatılanlar farklılık yaratıyor.
Biz de bu yazımızda Sumer mitolojisinin aşk tanrıcası olarak bilinen İnanna ’yı araştırıp kim olduğunu oğrendik ve efsanelerine değindik. Gelin şimdi İnanna kimdir, ne tanrıcasıdır, efsaneleri nelerdir yakından bakalım.

[h=2]İnanna kimdir?[/h] Inanna sumer halkının en kutsal tanrıcalarından bir tanesidir. ay tanrısı Nanna (veya gok tanrı An) ile sazlıkların tanrıcası Ningal ’in kızı , guneş tanrısı Utu ile yer altı tanrısı Ereşkigal kız kardeşidir. Varlığında uzun bir sure boynca Sumer ’in en bilinen ve kudretli tanrıcalarından biri olmuştur. Sumerce ’de aynı zamanda Nin-ana yani 'Gokyuzunun hanımı' olarak da gecer. Uzun bir sure kendisine 'Inanna' adı ile ibadet edilmiştir. Sonraki donemlerde Akad, Babil, ve Asurlular tarafından 'İştar' olarak nitelendirilmiştir. Yapılan bu değişikliğin sebebi pek bilinmese de gecen donemlerin ustune yeni gelen insanların inanışları sebebiyle olduğu tahmin ediliyor. Inanna aynı zamanda 'Cennetin Kralicesi' olarak da adlandırılır. Ana tapınma merkezi Uruk ’taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıcası olarak kabul edilmiştir.
Inanna ’nın Venus gezegeni ile benzetildiği de bilinen gerceklerden bir tanesi. Aslan ve sekiz koşeli yıldız en belirgin sembolleri olmuştur. Oyle ki bu sembolleri goren herkes bulunduğu yerin kutsal varlığının Inanna olduğunu anlardı. Inanna/İştar ’ın kocası, daha sonraki donemlerde Tammuz olarak anılacak tanrı Dumuzi iken İnanna ’nın veziri/yardımcısı Sukkal ise sonraki donemlerde Ninşubur olarak bilinmektedir.
[h=2]İnanna Sumer mitolojisine gore ne tanrıcasıdır?[/h]
Inanna Sumer halkının inanışına gore aşk, guzellik, savaş, adalet ve siyasi gucle ilişkilendirilen antik mezopotamya tanrıcasıdır. Tanrıca olmanın yanında getirdiği bazı guzel ozelliklerden biri de Inanna ’nın hicbir kusuru olmayan mukemmel bir kadın vucuduna sahip olmasıdır. Bu yuzden her zaman guzelliğin ve şehvetin sembolize tanrıcası olarak kabul edilmiştir. İnanna hem yere hemde goğe egemen bir tanrıcadır ve Sumer mitolojisindeki en ustun tanrılardan biri olan Enlil ’e istediğini yaptırabilmiştir. Bunların yanı sıra Inanna oldukca da acgozlu bir tanrıcadır. Bu acgozluluğu belli zamanlarda kendisinin ve halkının başına buyuk sorunlar acmıştır. Uruk doneminin başı yani MO. 4000-3100 yılları Inanna ’ya en erken tapınma doneminin başlangıcıdır. Bu başlangıc ise Akad Kralı Sargon ’un bolgeyi ele gecirmesinden sonra başlamıştır. Hristiyanlığın doğuşu ile M.S 1 ila 6. yuzyıllar arasında Inanna ’ya tapınma yavaş yavaş ortadan kalkmıştır.
Bircok Sumer tanrı ve tanrıcasına gore İnanna cok daha fazla mitte yer almaktadır. Ayrıca Sumer panteonunun en kudretli tanrılarından biri olan yer altı tanrısı Legalmeslam olarak anılan Nergal ile karşılaştırılabilecek kadar fazla sayıda sıfata ve alternatif isme sahip olmuştur. Bu da Inanna ’nın buyukluğunu ve kudretini belli eder. Ne kadar buyuk bir tanrıca olsa da Inanna aynı zamanda ac gozlu olduğu icin sahip olduğu mitlerin coğu diğer tanrı ve tanrıcaların alanlarını ele gecirmesi uzerine kurulu. Sumerlerde tanrıların kanunlarını temsil eden “Me ’leri” Bilgelik Tanrısı Enki ’den caldığına: Eanna tapınağını ise Gokyuzu Tanrısı An ’dan aldığına inanılmıştır. Daha sonra Şamaş olarak anılacak olan ikiz kardeşi Utu ile İnanna ilahi hukmun uygulayıcısı olmuştur.
[h=2]İnanna ve Dumuzi ’nin efsanelere konu olan aşk hikayesi:[/h]
Sumer her zaman bereketli bir toprak değildi. Oyle ki bir zamanlar kıtlık boy gostermeye başlamıştı ve ne yaparlarsa yapsınlar bu sorunu cozemiyorlardı. Bunun ustune Sumer duşunur ve bilimcileri, Sumer ’in onde gelen şehirlerinden biri olan Uruk ’un guzelliği ve şehveti ile unlu olan baş tanrıcası Inanna ’yı kralları ile evlendirebilirlerse, bu evliliğin bolluk ve bereket getireceğine inandılar.
O zamanın kralı olan Dumuzi bir şekilde Inanna ile evlenmeyi başarır ve kendisi normal bir kral olmaktan cıkıp aynı zamanda Coban Tanrısı da olmuştur. Bu evlilik kutsal olarak gorulmuş ve beklenildiği uzere bolluk ve bereketi yanında getirmiştir. Bu olayların ustune Sumer ’in şair ve ozanları bu konuyu, bazıları acık sacık olan yuzlerce satırlık şiirlerle anlatarak, calgılar eşliğinde soyleterek dinlerinin onemli bir toresi haline getirmişlerdir.
[h=2]İnanna ’nın yer altı dunyasına iniş efsanesi:[/h]
Inanna aşkın, şehvetin ve bunun gibi bircok duygunun tanrıcası olmasının yanı sıra kendisi bir o kadar da ac gozlu bir tanrıcaydı. Oyle ki yerin ve goğun tanrıcası olmak bir sure sonra kendisine yetmemeye başladı ve gozunu kız kardeşinin hakimiyetini surdurduğu yer altına dikti. Kendisi yer altına da hakim olmak istiyordu. Fakat bu durumun kazasız belasız bir şekilde gercekleşmeyeceğinin de farkındadır. Bu yuzden yardımcısı Ninşubur ’a şu emri verir:
''Eğer 3 gun icerisinde geri donmezsem once Ulu tanrı Enlil ’e gidip saygını sunduktan sonra yardımını iste. Daha sonra Enlil yardım etmezse Babam Nanna ’ya gidip benim icin ona yalvar. Eğer babam da yardım etmeyi reddederse o zaman son care bilgelik tanrısı Enki ’ye gidip ondan yardımını iste.''
Efsaneye gore, yer altı dunyasının tanrıcası Ereşkigal, Inanna ’nın niyetini gelmesinden cok daha onceden fark edip kendisi icin bir tuzak hazırlamıştır. Ereşkigal, Inanna ’yı yerlatı dunyasında 7 farklı kapıdan gecirir ve gectiği her kapıda kendi kutsal eşyalarından ve kıyafetlerinden bir tanesini bırakmasını ister. 7. kapıdan itibaren Inanna, Ereşkigal ’in karşısında cıplak ve aciz bir şekilde kalır. Bu olayların ustune Ereşkigal kız kardeşi Inanna ’yı oldurur. İntikamının devamı icin ise kocası Dumuzi icin Ereşkigal kadar guzel bir kadın yaratıp dunyaya yollar.

Aradan gecen 3. gunden itibaren Inanna geri donmeyince, Sumer halkı derin bir yasa boğulur. Ninşubur ise tanrıcasının verdiği emirleri uygulamaya başlar. Once Ulu Tanrı Enlil ’e gidip saygılarını sunar ve yardım ister. Fakat Enlil yardım etmeyi reddeder. Bunun ustune Inanna ’nın babası Nanna ’ya gidip yardım icin yalvarır fakat babası da yardım etmeye gonullu olmaz. En son care olarak Ninşubur Enki ’ye gider. Enki yardım etmeyi kabul eder ve camurdan 2 tane yaratık yaratır. Bu 2 yaratığa hayat bitkisini ve hayat suyunu verip yer altına indiklerinde kraliceye hediye olarak sunmalarını emreder. Hediyeleri kabul eden Ereşkigal bunların karşılığında kardeşi Inanna ’yı bırakmayı kabul eder fakat bir şart koşar. Kendisi yerine başka biri yer altına inecektir.
Uzun sureler boyunca kimi sececeğine bir turlu karar veremeyen Inanna, yaptığı gezintiler sonucunda kocasının yokluğunu coktan unuttuğunu fark eder. Hatta bu da yetmezmiş gibi Ereşkigal ’in yolladığı kadın ile gununu gun etmektedir. Butun halkı yasa boğulmuşken kocasının bu tavırları Inanna ’yı cok kızdırır ve kendisi yerine Dumuzi ’yi secer ve kadını da oldurur. Dumuzi ’nin yer altına inmesi ile birlikte Inanna serbest kalır.
Kutsal evliliğin gereksiniminde iki ciftin beraber olması gerekli olduğu icin, evlilikleri sarsılmış durumdadır. Bu yuzden ulkede kıtlık başlar. Hicbir ekin tahıl vermez ve ulke tek bir yağmur bile gormez. Olaylardan haberdar Dumuzi ’nin kardeşi ruya tabiri tanrısı Geştinanna bir teklifte bulunur. Yılın yarısında kardeşi Dumuzi yerine yer altına inecektir. Boylelikle yılın yarısı boyunca da olsa Dumuzi yer yuzunde olabilecektir. Teklifin kabul edilmesi uzerine Geştinanna, yer altına iner ve Dumuzi yeniden yeryuzune cıkar. İkisi de yaptıklarından dolayı pişman olmuştur ve evlilikleri yeniden tazelenmiştir. Bu olayların ustune ulkede yeniden cicekler acmaya, hayvanlar yavrulamaya başlamış, ekinler yeniden boy gostermiştir. Kısacası her tarafa yeniden bereket gelmiştir.