İşyerinde duygusal taciz’ hukuken tanındı

Ankara 8. İş Mahkemesi’nin, işyerinde duygusal taciz anlamına gelen ‘mobbing’i kararında kullanmasıyla birlikte, bu kavram da Turk Hukuk sistemine resmen girmiş oldu.


Yasemin Arpa
NTV-MSNBC
Guncelleme: 05:22 ET 06 Şubat 2007 SalıİSTANBUL - Ankara 8. İş Mahkemesi, ‘mobbing’ kavramını kararında kullanarak Jeoloji Muhendisleri Odası’nı tazminata mahkum etti. Tulin Yıldırım, işyerinde kendisine baskı uygulandığı ve psikolojisinin bozulduğu iddiasıyla Jeoloji Muhendisleri Odası’na karşı actığı davada, Oda’yı 1000 YTL manevi tazminat odemeye mahkum ettirdi.


Akademik cevrelerde kullanılan ancak Turk hukuk sisteminde yer almayan ‘mobbing’, işyerinde duygusal taciz anlamına geliyor.

Ankara 8. İş Mahkemesi’nin, Tulin Yıldırım’ın Jeoloji Muhendisleri Odası aleyhine actığı davanın gerekceli kararında resmen ‘mobing’ kavramını kullanmasıyla kavram ilk kez yargının alanına girmiş oldu.

GEREKCELİ KARARDA KULLANILDI
Mahkeme, gerekceli kararında, işyerinde duygusal taciz nedeniyle istenen manevi tazminat talebinin kabul edildiği belirtildi.

Kararda, amirlerin Tulin Yıldırım’a yuksek sesle bağırarak, iş yapmasını soyledikleri, “Sen bu işi beceremiyorsun” gibi sozlu saldırılara maruz kaldığı belirtilerek kucuk duşurulduğune yer verildi.

Mahkeme, Yıldırım izindeyken işlerini aksattığı gerekcesi ile disiplin cezası verilmesinini Medeni Kanun’un 2.maddesindeki ‘iyiniyet kaideleri’ne aykırı buldu.

Kararda, “Toplanan delillerden davacıya ustleri tarafından kotu muamele yapılıp aşağılanarak psikolojik taciz uygulandığı, emeğiyle calışarak kazanan davacı işcinin maddi ve manevi kayba uğratıldığı kanaatine varılmıştır” denildi.

TULUN YILDIRIM DAVAYI KAZANDI
Davayı kazanan Tulun Yıldırım yaptığı acıklamada şoyle dedi: “Bu dava ile asıl kazandığım şey kendime olan guvenim. Jeoloji Muhendisleri Odası Yonetimi’nin iki yıl boyunca suren her turlu aşağılamayı iceren baskıları ve beni aslında yetersiz biri gibi gosterme cabalarına rağmen elde ettikleri şey, yenilgidir. Son iki yıldır bana uygulanan baskı ve yıldırma politikalarına karşı actığım davayı kazandım. Bu davanın iki boyutu vardı; birincisi bana verilmiş olan uyarı ve kınama cezalarının haksız olduğu iddiasıyla iptalinin istenmesi, ikincisi hem bu cezaların kendisinin hem de bana karşı uygulanan baskı politikalarının, dunyada yaygın adıyla ‘mobbing’, olduğu ve bunun icin de manevi tazminat istenmesi idi. Mahkeme verilen cezaları iptal ettiği gibi Jeoloji Muhendisleri Odası’nın da bana tazminat odenmesine hukmetti.”

ODA KARARI MEŞRU BULMADI
1000 YTL tazminat odemeye mahkum edilen Jeoloji Muhendisleri Odası Yonetim Kurulu yaptığı bir acıklamayla mobbing iddialarını yalanlayarak, gelişmelerin Oda’yı yıpratmayı amacladığını soyledi.

Hukuki surecin bitmediğini, temyize başvuracaklarını soyleyen Oda, “disiplin kurulu uygulamaları dışında” calışana yonelik bir yaptırım olmadığını belirtti.

Jeoloji Muhendisleri Odası Yonetim Kurulu, her hukuki olanın meşru olmayacağını ifade etti: “Bu konuda, demokratik kamuoyunda, alınan bazı yargı kararlarıyla ilgili olarak, hukuki mi meşru mu tartışmalarının da varlığını hatırlatmak isteriz.”

OKCAN: HUKUKUMUZ İCİN OLUMLU BİR KARAR
Avukat Necdet Okcan, 8. İş Mahkemesi’nin kararıyla ilgili olarak şu yorumu yaptı: Yargının ‘mobbing’ kavramını kararlarına alması sevindirici, olumlu bir gelişme. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bu kararı değerlendirilmesini beklemek gerekir. Yargıtay kararı onarsa, bu karar ic hukukumuzda bir yenilik olarak onaylanmış olacak” dedi.

MOBBİNG’İN TARİHCESİ
‘Duygusal taciz’ anlamına gelen Mobbing kavramı, ilk olarak 1984’de İsvec’de ‘İş Hayatında Guvenlik ve Sağlık’ konulu bir raporun icinde Heinz Leymann tarafından ortaya atıldı. İsvec’te 1993’te cıkarılan ‘İşyerinde Kişilerin Mağdur Edilmesi’ adlı kanun, bu alanda dunyadaki ilk ornek.

Yrd. Doc. Dr. Sevda Ergenekon’un ‘mobbing’le ilgili calışmasında, mobbinge maruz kalanlar ve uygulayanların kişilik ozellikleri şoyle sıralanıyor: Duygusal tacize maruz kalanların coğunluğu ustun ozelliklere sahip, zeki, başarı odaklı, yaratıcı, kendisini işine adamış, durust, insanlara guvenen, iyi niyetli, politik davranmayan, kurumuna bağlı, işiyle ozdeşleşmiş, sosyal hayatta iclerine kapanık olmaya eğilimli, yumuşak başlı, icsel olarak kendine cok saygı duyan ve yetkinlik duzeyleri yuksek kişilerdir.

Ozellikle yaratıcılık tarafı gelişmiş olan kişiler, getirdikleri yeni fikirler yuzunden, taşların fazla oynamamasını isteyen gelenekci eski calışanlar tarafından tacize uğruyorlar.

MOBBİNGCİNİN KİŞİLİK OZELLİKLERİ
Mobbingci antipatik kişiliklidir: Mobbingciler, genellikle kendi itibarlarını yukseltmek ve ihtirasları uğruna, kotu niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan cekinmezler. Aşırı denetleyici, korkak ve sinirli bir yapıya sahiptirler. Daima guclu olma isteği icindedirler. Korku ve guvensizliklerini bir başkasına camur atarak yenmeye calışırlar. Kendi hasta kişiliklerini saklamak amacıyla diğerlerinin manevi gelişimini onleyecek şekilde guc kullanma eğilimindedirler. Bu nedenle hep ‘gunah kecisi’ arayışı icindedirler.

Mobbingci ayrıcalıklı ve vazgecilmez olduğuna inanır: Mobbingciler, orgut hiyerarşisinde kendilerinin guc uygulama ayrıcalığına sahip olduklarını duşunurler. Gerilimden beslenirler ve stresli bir orgutsel iklim, en arzu ettikleri doğal cevreyi sağlar. Bunlar, yonetici olamadıkları gibi liderlik vasıfları da yoktur. Orgutte idareci olmak veya idarecilik pozisyonlarını korumak icin cırpınıp dururlar.

Mobbingci narsist kişiliğe sahiptir: Mobbing yapan iş arkadaşları, birine daha iyi calıştığı, daha cok sevildiği icin icerleyebilir. Performansları kendilerinden daha iyi ve daha uretken biriyle kıyaslanacağı icin, yetenekli olana karşı psikolojik şiddet uygulamayı tek cıkar yol olarak gorurler. Bu nedenle, basamakları kendi adımlarıyla cıkmak yerine, yukarıdakini kendi seviyelerine duşurmeye calışırlar.

Mobbingci duşmanlık yapmaktan kendini alamaz: Mobbingci orgut hiyerarşisinin neresinde bulunursa bulunsun, başarıya azmetmiş bireylere karşı yıldırma politikası gutmeyi, onemli bir gorev olarak gorur. Ben merkezci ve egoist insanlar oldukları icin, orgutsel etik değerleri hice sayar ve orgutsel cıkarları goz ardı ederler. Onlara gore orgut ve calışanlar onlar icin vardır. Onların cıkarıyla orgutun cıkarı aynı anlama gelir.

Mobbingci, sadist kişiliğe sahiptir: Sadist ruhlu mobbingciler, yaptıkları eziyetten haz duyarlar. Ozel ve toplumsal cevrelerinde dışlandıkları icin, kurumsal kimliklerini kullanarak, astlarına ve bazen eşit statudeki insanlara karşı cok saygısız, kaba ve saldırgan davranırlar.

Mobbingci, onyargılı ve duygusaldır: Duygusal taciz uygulayanların davranışlarının rasyonel temeli ve izahı yoktur. Mağdurun şiddete maruz kalması; dinsel, sosyal veya etnik bir nedene dayanabileceği gibi, gosterdiği yuksek bir performans, elde ettiği bir fırsat, beklenmeyen bir terfi veya odul, mobbingcileri harekete gecirmeye yeter. Hatta onun sevmediği birine benzemek bile kurbana saldırı icin bir neden olabilir.

Mobbingci kotu kişiliklidir: Kotu kişilikli mobbingciler icin kendilerinin dışındaki herkes, ‘kendiliğinden değersiz’dir.

Mobbingci genellikle calışkandır: Genellikle calışkandır; ancak yaptığı her işi abartır, başkalarının işini ise kucumser. Surekli işlerinin cokluğundan ve zorluğundan bahseder. Psikolojik şiddet uygulayabilmek icin kendilerinin olmaması durumunda bu ‘cok zor ve onemli’ işleri yapacak kimsenin olmayacağını duşunurler