Uzun bir sure boyunca kanser, olumcul sonucu olan tedavi edilemez bir hastalıktı. Ancak son birkac on yılda kaydedilen ilerleme sayesinde, gunumuzde coğu kotu huylu hastalık, ozellikle erken bir aşamada teşhis edilirse tedavi edilebilmektedir. Ceşitli kanser turlerinin başarılı tedavisi, onleyici tedbirler, erken teşhis ve tedavi ile hastaların yeterli rehabilitasyonuna dayanmaktadır. Dolayısıyla gunumuzde bircok hastada kanser onlenebilmekte, tedavi edilebilmekte ve tamamen iyileştirilebilmektedir. Dunyada her yıl 10 milyondan fazla insan kansere yakalanıyor. Kanserler cok az vakada (yaklaşık yuzde 10) genetik faktorlerin sonucudur. Gunumuzde kotu huylu hastalıkların coğu, modern yaşam tarzının (yetersiz beslenme, obezite, fiziksel hareketsizlik, sigara, stres, alkol tuketimi) ve cevresel etkilerin bir sonucudur. Kanserle savaşmanın en iyi yolu birincil korunmadır, ne yazık ki tum kanser nedenleri hala bilinmediğinden bu her zaman mumkun değildir. Kotu huylu hastalıklara karşı onleyici programlar arasında sigara ile mucadele, yaşam tarzı değişiklikleri (sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite) ve duzenli tarama yer alır. Yani bazı kanser turleri hastalık semptomlarının başlamasından cok once tespit edilebilmektedir. Kanserin erken teşhisi, tam iyileşme şansını onemli olcude artırır ve onleyici muayenelerin onemi tam olarak budur. Bu nedenle onleyici muayeneler hayat kurtarmaya yardımcı olabilir ve gerekli tarama testlerini gercekleştirmenin en iyi yolu yıllık muayenelerdir. Coğu ulkede, tarama programları hasta sayısındaki artışı durdurmuş ve bazı durumlarda kanserden kaynaklanan olumlerde azalmayı sağlamıştır. Kanseri onlemede en buyuk faktor iyi yaşam tarzı alışkanlıklarıdır. Yeterli ve dengeli besenme, hareketli bir yaşam tarzı ve sigara ve alkol gibi kotu alışkanlıklardan kacınılması kanser gelişimini buyuk olcude onler. İşte kanser riskini artırdığı bilinen 4 icecek. Alkol tuketiminin kanser vakalarındaki artışı etkilediğine dair zaten bircok kanıt vardır. Alkollu iceceklerdeki ana bileşen, genellikle fermente şeker veya maya nişastasından uretilen bir kimyasal olan etil alkoldur. Alkolun tehlikeli olmasının nedenleri dokuları tahriş etmesi, kanserojen bileşiklerin vucuda girmesini kolaylaştırması ve vucutta DNA hasarına neden olmasıdır. Araştırmalar, alkol tuketmenin birkac farklı kanser turunun gelişmesine katkıda bulunabileceğini defalarca gostermiştir. Alınan doz da onemlidir, ne kadar cok icerseniz baş, boyun, boğaz, karaciğer, meme ve kolon dahil olmak uzere ceşitli kanser turlerini geliştirme riskiniz o kadar yuksek olur. Orta duzeyde alkolun bazı kalp hastalıklarına ve şeker hastalığına karşı korunmaya yardımcı olabileceğine dair bazı eski calışmalar vardır. Ancak son araştırmalar, alkolun guvenilir bir dozunun olmadığını ve alkolden tamamen kacınılması gerektiğini gosteriyor. Şeker daha fazla kanser vakası ile bağlantılıdır ve hatta bir tumorun daha hızlı ve daha agresif buyumesine yardımcı olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır. ABD genelinde 118 binden fazla kadın ve erkek uzerinde yapılan 34 yıllık bir araştırma, daha fazla şekerli urun icen kişilerin meme ve kolon kanseri de dahil olmak uzere ceşitli hastalıklardan olme riskinin daha yuksek olduğunu gostermektedir. Şekerli icecekler icmek ozellikle kotudur cunku sıvı şeker vucutta cok hızlı emilir ve sindirilir. Meyve suyu veya gazlı icecekler gibi iceceklerden şeker ictiğimizde, fruktoz hızla karaciğere girer, lif gibi sindirimi yavaşlatan ve tok hissedilmesine yardımcı olan temel besinlerden yoksundur. Temel besinlerden yoksun olduğu icin şeker tuketimi gun icinde daha fazla kalori alınmasına neden olur ve bu da zamanla kilo almaya yol acar. Bu kilo alımı, meme ve kolon kanseri de dahil olmak uzere obezite ile ilişkili kanser turlerine yol acabilir. Ozellikle endişe verici olan kanserin yakıt olarak şekeri kullanmayı sevmesidir ve şeker ayrıca kanserin daha hızlı ve daha agresif buyumesini tetikler. Neredeyse kaynama derecesinde servis edilen sıcak icecekler yemek borusu kanserine yakalanma riskini artırabiliyor. Yakın tarihli bir calışmada, her gun iki fincan sıcak cay icen insanların, caylarının biraz soğumasını bekleyenlere kıyasla yemek borusu kanseri risklerinin neredeyse 2 katına cıktığı goruldu. Araştırmalar, sıcak iceceklerden yemek borusu kanseri riskinin nispeten kucuk olduğunu gosterese de tuketilemeyecek kadar sıcak iceceklerden kacınmak gerekiyor. Dilinize ve yemek borunuza karşı nazik olmak ve bir fincan cay veya kahve icmeden once birkac dakika beklemek her zaman iyidir. İnsanlar ayrıca aşrıı kahve tuketimi nedeniyle kanser riskine giderek daha yatkın hale geliyor. Ancak kahvenin zararlı etkileri uzerine yapılan araştırmalar, kahve icen kişilerin sigara icme alışkanlıklarını da icermektedir. Devam eden bir calışma, sigara icen, sigarayı bırakmış veya sigara icmemiş 1.2 milyondan fazla insanı inceliyor. Sonuclar henuz başlangıc ​​niteliğinde, ancak araştırmacılar, gunde iki fincandan fazla kahve veya cay icen uc kategorideki kişilerin akciğer kanseri riskinin arttığını gosteriyor. Kavurma işlemi sırasında kahve, kanserle ilişkili bir kimyasal salgılar. Kahve tuketilmeden once cıkarılamayan akrilamid adı verilen kimyasal bir bileşik, yuksek dozlarda tuketildiğinde tehlikelidir, ancak kahvede kucuk bir dozun vucudumuza zararlı olduğuna dair bir kanıt yoktur. Kahve ayrıca, ozellikle kalbimiz soz konusu olduğunda, sağlıkla ilgili bircok faydaya da sahiptir. Yakın zamanda kafeinin kan hucrelerinin calışma şeklini nasıl etkilediğini araştıran bir Alman araştırmacı ekibi, gunde yaklaşık dort fincan kahvenin sağlıklı ve genc bir kalbi korumak icin mukemmel bir miktar olabileceğini one suruyor.