Turk edebiyatının onde gelen isimlerinin bir mustear yani takma isimleri vardı. Bu isimleri bazen gercek kimliğini gizlemek bazen de gizemliği korumak icin tercih edilirdi. Ama coğu zaman da başkaları tarafından takılan isimlerdi. İşte unlu yazarların bilinmeyen takma adları... MUSTEAR İSİMLERİ... Bakmayın şimdilerde "Gezi Muhibleri'nin, "Cihangir Esnafı'nın ya da benzerlerinin "Baskı var, ozgurlukler yok" dediklerine. Gunumuzde bazı fenomen sosyal hesaplar haric, her muhalif, adıyla sanıyla diyeceğini diyor. Mustearın gercek bir ihtiyac olduğu donem ise yoğun siyasi baskıların olduğu devirler. Takma adlara eskisi gibi pek rastlanmıyor. Mustear isimler, Turkiye'nin fikir ve duşunce ozgurluğu yolunda aldığı mesafenin de etkisiyle artık pek kullanılmaz oldu.
Ahmet Rasim -Gozlukcu Edebiyatcı Tahsin Yıldırım, "Edebiyatımızda Mustear İsimler" kitabında 5 bin 200 edebiyatcının 20 bin civarında musteÂrını kayıt altına almış. Yıldırım kitabında, musteÂrın ilk olarak en yaygın kullanıldığı coğrafyanın Arabistan olduğunu anlatıyor. Ozellikle klasik Arap edebiyatı, adeta baştan sona musteÂrla doluydu. Bizde de, Halk ve Divan edebiyatında musteÂr yaygın bir kullanım alanı buldu. Ancak Osmanlı doneminde, hassaten Divan Edebiyatı ’ndaki musteÂr olgusu; baskıdan ziyade, şairlerin, yazarların icsel olarak kendilerini ozdeşleştirebilecekleri sembol isimler arayışlarıyla alakalıydı. Divan ve Halk edebiyatı şairlerine takma ad verilirken ya da şairlerin kendisi bunu tercih ederken, onun ruh yapısı, mesleği, nesebi babaya izafe cok yaygındı gibi olcutler goz onunde bulundurulurdu. Mustearın “şiiriyeti” olması acısından da daha cok iki veya uc heceli kelimelerden secilirdi. Mustear, bazen de usta kabul edilen ismin onermesiyle kullanılırdı. Hatta ustad isimler, kendilerine gelen genc edebiyat adayları icin bir manzume kaleme alır, buna da “mahlasnÂme” denirdi.
Faruk Nafiz Camlıbel - Camdeviren Belki devrinde sorun değildi ama bugun geriye donup bakıldığında, Divan edebiyatındaki pek cok mahlasın onlarca şair tarafından kullanılmış olması, edebiyat araştırmacıları icin şairlerin eserlerinin birbirine karıştırılmaması acısından onemli bir sorun. Atilla İlhan - Abbas Yolcu Osmanlı ’nın son donemleri ile takip eden yıllarda ise musteÂr konusu, muhalifliği gizlemenin bir yontemi olarak yaygınlaşmıştı. Yazdıklarının sonuclarından kacınmak isteyen gazeteciler, edebiyatcılar kendilerini - coğu zaman da birden fazla - takma ismin arkasına gizlerdi. Sonraları basın mevzuatındaki gelişmelerle yayın kuruluşlarında "Sorumlu Yazıişleri Muduru" kadrosu ihdas edilmiş, musteÂr isimle ilgili bir kanunî bir takibat sozkonusu olduğunda da, o mudur muhatap alınır olmuştu. Maddî zorluklar da mustearı gerekli kılabiliyordu. Telif katkısı icin cok yazmak durumunda kalan isimler, değişik yayın organlarında değişik isimlerle yer alıyordu. Bir donem, Server Bedi takma adını kullanan Peyami Safa, musteÂrıyla cok tutulan romanlar, yazılar kaleme almış, boylece takma adıylaa gercek adından daha fazla kazanır olmuştu. Safa, bu duruma kinaye olarak, bir keresinde “Nerede oturuyorsunuz?” diye sorulunca, “Peyami Safa, Server Bedi ’nin evinde oturur” demişti. Gecim darlığıyla cok uretmek durumunda kalan kimi isimler de, ortaya cıkan calışmaları kendilerine yakıştıramadıkları icin, gercek isimlerinin bundan zarar goreceği duşuncesiyle musteara yonelmişti.
Muhsin Ertuğrul - İp Ceken Ercument Ekrem Talu: Cekirge, Karga, Torik Necmi, Kertenkere Attila İlhan: Abbas Yolcu, Beteroğlu, Ali Kaptanoğlu, Nevin Yıldız Yahya Kemal Beyatlı: Ahmet Agah, Suleyman Sadi, S.S. Ziya Gokalp: Bimar, Buyuk Baba, Meclis-i İdare Vilayet Kitabesinden Ziya Ahmet Rasim: Gozlukcu Faruk Nafiz Camlıbel: Akıllı Ozan,Camdeviren, İğne ile Kuyu Kazan Halide Edip Adıvar: Halide Salih Reşat Nuri Guntekin: Ateşboceği, Mizah Yazarı, Yıldızboceği Cetin Altan: Hadi Borazan, Huseyin Zurna Kemal Tahir: Bedri Eser, Nurettin Demir, Kemal Tahir Tipi, Orhan Veli Kanık: Adil Hanlı, Mehmet Ali Sel Muhsin Ertuğrul: Ertuğrul May, Nabi Zeki, İp Ceken, Nazım Hikmet Ran: Ahmet Oğuz Saruhan, Ercument Er, İbrahim Sabri, Kartal, Sedat Simavi: Rasim Servet, Cileli, Guleryuz Nurullah Atac: Sabiha Yağızlar Samet Ağaoğlu: Samet Agayef Hamdullah Suphi Tanrıover: Toplu İğne Orhan Kemal: Yıldız Okur, Hayrullah Guclu, Raşit Kemali Peyami Safa: Server Bedii, Comez, Şerazat Rıfat Ilgaz: Mehmet Rıfat, Stepne, Remzi Işık Yusuf Ziya Ortac: Akbaba, Cimdik, Kamber Haldun Taner: Can Enişte, Haldun Hasırcıoğlu Melih Cevdet Anday: Gani Girgin, Zater Hamdullah Suphi Tanrıover - Toplu İğne Nazım Hikmet Ran - Kartal Peyami Safa - Server Bediî Yusuf Ziya Ortac - Akbaba Ziya Gokalp - Buyuk Baba